Osteoporozdan korunma anne karnında başlıyor

Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Mitat Bahçeci, özellikle kadınların menopozda muzdarip oldukları osteoporoz (kemik erimesi) hastalığının artık çocukluk çağının önlenebilir bir hastalığı olarak tanımlandığını söyledi.

DHA

Kişinin hayatı boyunca en yüksek kemik miktarına (doruk kemik kitlesi) 30 yaşına kadar ulaşabileceğini belirten Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Mitat Bahçeci, "Düşük doğum tartılı bebeklerin yetişkin dönemdeki kemik mineral yoğunluğu ve kemik kitlesi, normal doğum tartılı bebeklerden daha düşük olmaktadır. Sağlıklı ve yeterli kemik dokusu için anne karındayken bebeğin iyi beslenmesi çok önemli" dedi.

İzmir Kent Hastanesi Endokrinoloji Uzmanı Prof. Dr. Bahçeci insan vücudunda kemik gelişiminin 30 yaşına kadar devamlı artış gösterdiğini, bu yaştan sonra da belli bir denge içinde kemik dokusunun bir yandan yapılırken bir yandan da yıkıma uğradığını ifade etti. Otuz yaştan sonra kemik miktarını artırmak için yapılan girişimlerin etkisinin son derece sınırlı olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Bahçeci şöyle konuştu:

"Bu nedenle sağlıklı kemiklere sahip olmak ve hem kemik erimesi hem de kırık riskinden korunmak için doruk kemik kitlesinin mümkün olduğunca yüksek tutulması önem arz etmektedir. Doruk kemik kitlesi osteoporoz ve kemik kırık riskinin en önemli belirleyicisidir. Bunun anlamı doruk kemik kitleniz ne kadar düşükse, yani 30'lu yaşlardaki kemik miktarınız ne kadar az ise, özellikle kadınlarda menopoz sonrası dönemde osteoporoza yakalanma riski o kadar fazla demektir. Doruk kemik kitlesi bankadaki birikim hesabına benzer. Bankadaki birikiminiz ne kadar fazla ise işsiz kalsanız bile sorun yaşamazsınız. Ancak hesap ne kadar kısıtlı ise en ufak bir olayda ekonomik sorun yaşarsınız. Tıpkı bunun gibi 30 yaşlarındaki kemik kitleniz ne kadar az ise sizin kemik erimesi ya da diğer bir deyişle osteoporoza yakalanma ihtimaliniz o kadar yüksek demektir."

DORUK KEMİK KİTLESİNİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER

Endokrinolog Bahçeci, doruk kemik kitlesini etkileyen faktörleri; doğum kilosu, genetik, cinsiyet, hormonal, beslenme, fiziksel aktivite ve yaşam tarzı olarak sıraladı. Düşük doğum tartılı bebeklerin yetişkin dönemdeki kemik mineral yoğunluğu ve kemik kitlesinin normal doğum tartılı bebeklerden daha düşük olduğunu belirten Prof. Dr. Bahçeci, "Ayrıca anne karnındaki bebeklerin büyüme hızları yalnızca doğum tartısının düşmesine değil aynı zamanda doğum tartısı normal olsa bile kemik yoğunluğunu etkilemektedir. Bu bilgi kemik sağlığının ve osteoporozdan korunmanın daha anne karnındayken başlaması gerektiğini açıkça göstermektedir" dedi.

Doruk kemik kitlesinin en çok genetik faktörlerce (yaklaşık yüzde 75'inin) belirlendiğine dikkat çeken Bahçeci, sözlerini şunları söyledi: "Yüzde 25 kadarı ise diyet ve egzersiz gibi çevresel faktörlerden etkilenir. Minyon yapıdaysanız, genetik olarak doruk kemik kitleniz iri yapılı bayanlara göre daha düşük olacak demektir. Bunun anlamı; ufak, narin yapıdaki bayanların daha fazla osteoporoz riski taşıdıkları ve bu kişilerin korunmada daha dikkatli olmaları gerektiğidir. Sağlıklı ve yeterli kemik dokusu için anne karındayken iyi beslenmeye dikkat edilmeli, hele çocukluk, ergenlik ve gençlik döneminde kalsiyum, fosfor ve başta D vitamini olmak üzere vitaminler yeteri kadar alınmalıdır. D vitamininin en iyi formu güneş ışığı aracılığıyla ciltte üretilenidir. Bu nedenle uygun zaman dilimi ve saatte güneşten yararlanılmalıdır."