Osmanlı sarayında bir Yahudi

Aaron Nommaz imzalı “Yahudi Casus Jozef Nasi” Osmanlı tarihinde kilit rol oynamış bir figür üzerinden dönemin kapsamlı bir panoramasını çiziyor.

Emrah Kolukısa

Bir işkence sahnesiyle başlıyor “Yahudi Casus”... “Yüksek duvarları rutubetten yer yer yosun tutmuş, küf kokulu” bir manastırda... Yüzyıllar öncesindeyiz, engizisyonun karanlık Avrupa’yı kana buladığı zamanlarda... İspanya’dan kaçan Yahudilerin Osmanlı’ya sığındığı, yeni bir hayat, yeni bir vatan bulduğu dönemde... Ve kahramanımız da zengin, nüfuzlu bir aileden gelen, dünyanın sayılı sermayelerinden birine sahip banker Dona Gracia’nın yeğeni Jozef Nasi. Ya da Aaron Nommaz’ın kitabında verilen adıyla “Yahudi Casus” Jozef Nasi. İlk kitabı “Yahudi Banker Dona Gracia”yı okuyanlar Aaron Nommaz’ın akıcı üslubuna, tarihi bilgisine ve hem Osmanlı’ya hem de ele aldığı musevi karakterlerine olan hayranlığına aşinadır muhakkak. Gerçek olay ve kişilerden yola çıkarak yazdığı bu ikinci romanında kronolojik olarak ilkini izleyen ve bir anlamda “Dona Gracia”nın bıraktığı yerden devam eden Nommaz, bir kere daha okurunu asırlar öncesine götürüyor ve çok az bilinen, üzerinde hemen hemen hiç çalışma yapılmamış kişilerle tanıştırıyor. Avrupa’da birçok saraya rahatlıkla girebilen ve hayatının son yıllarını geçirdiği İstanbul’da da bu yarı diplomat - yarı casus özelliği sayesinde bir hayli etkili olan Jozef Nasi’nin kim olduğuna dair ne Türk ne de Museviler tarafından hiçbir araştırma yapılmamış olması da gerçekten ilginç. Kitabın yazarı Nommaz tüm iyi niyetiyle bunu tevazuya bağlıyor ve Türk insanının kendini meth etmeyi sevmediğini söylüyor ama ortada çok ciddi bir ilgisizlik olduğu bariz kanımızca.

Kitaplar ABD’de basılacak

“Dona Gracia”nın başarısının ardından ünü yurtdışına da taşan Nommaz kitabının önümüzdeki aylarda ABD’de basılacağının haberini de veriyor. Dahası, gerek ilk kitap gerekse “Yahudi Casus”da hikâyesini anlattığı Jozef Nasi bir süre sonra tarih kitabı olarak da okurun karşısına çıkacak. “İlber (Ortaylı) Hoca çok ısrar etti, bunları tarih kitabı olarak yazmam için” diyen Aaron Nommaz bir süre daha 16. yüzyılı araştırmaya, o dönemin karanlıkta kalmış yanlarını aydınlatmaya devam edecek gibi görünüyor. “Yahudi Casus Jozef Nasi” Destek Yayınları etiketiyle raflarda.

‘Tarih kitabı yazacaktım roman oldu’

Aaron Nommaz aslında bir yazar değil. Tarihçi de değil. Kartvizitinde ‘Portekiz Fahri Konsolosu’ yazıyor ama onun asıl mesleği mühendislik. Amatör bir tarihçi olan Nommaz aslında hem Dona Gracia’nın hem de Jozef Nasi’nin hikâyesini tarih kitabı olarak yazmak istemiş ama bu haliyle bir türlü bastıramayacağını anlayınca roman türüne dönmüş. Nommaz, “Yazdığım tarih kitabını yayınevlerine götürdüğümde ‘bu satmaz, kim okuyacak şimdi tarih kitabı’ dediler bana. Sonra Yelda (Cumalıoğlu) ile bir araya geldik. Yelda baktı kitaba ve ‘Aaron, doğrudur, tarih kitabı satmaz... Roman yap bunu’ dedi. Ben de tarihçi değilken tarihçi olduk, bir romancı mı olacağız şimdi dedim. Ama Yelda haklı çıktı ve bunu romana çevirdik, çok da ilgi gördü” diyerek özetliyor yazarlık macerasını.