Orhan Kemal Roman Armağanı ‘Sus Barbatus’un

Toplumcu gerçekçi edebiyatımızın en önemli isimlerinden Orhan Kemal, ölümünün 49. yılında düzenlenen törenle anıldı. Aynı törende 2019 Orhan Kemal Roman Armağanı da “Sus Barbatus” romanıyla Faruk Duman’a takdim edildi.

Ayça Han

Mayısın son günü düzenlenen anma, Beyazıt Orhan Kemal Kütüphanesi Konferans Salonu’nda yapıldı. Törende, 2019 Orhan Kemal Roman Armağanı, Hep Kitap tarafından yayımlanan “Sus Barbatus” adlı eseri ile Faruk Duman’a verildi. Duman eserini, 12 Eylül’de işkenceye maruz kalmış devrimcilere ve Gezi şehitlerine adadı.

Erendiz Atasü, Ataol Behramoğlu, M. Nuri Gültekin, Çimen G. Erkol, Adnan Özyalçıner, Tahir Şilkan ve Nazım K. Öğütçü’den oluşan Orhan Kemal Roman Armağanı Seçiciler Kurulu 73 eser arasından 48. Orhan Kemal Roman Armağanı’nı, “Sus Barbatus” romanına, 1980 öncesi Türkiyesi’nin Doğu bölgesinde, ağır kış koşulları altında, ülkedeki siyasi gerginlik ve güvensizlik ortamını, bir köydeki farklı karakterler üzerinden başarıyla anlatması, insani zaafların taşrada sıkışmış insan gerçekliğinin yanında insanın direnç gücünü de farklı bir dil ve üslupla dile getirmesi nedeniyle değer görmüştü.
‘Halkı onlardan öğrendim’

Törende konuşan Faruk Duman 2000 yılında, henüz 23 yaşındayken aldığı Sait Faik Ödülü’nün ve Orhan Kemal Roman Armağanı’nın kendisi için çok önemli iki ödül olduğunu söyledi. 80’li yıllarda Kars’tan Balıkesir’e göç ettiklerini, Orhan Kemal’le tanışmasının çok küçük yaşlarda başladığını anlatan Duman, konuşmasında şu ifadelere yer verdi: “Abim benden 11 yaş büyük ve o dönem Kars’ta devrimci harekât çok yoğun. Göç ederken abim, yakılanların ve gömülenlerin dışında kalan, kurtarılmış kitapları gazete kâğıdına sarıp taşımış. Bana o kitapların içinden verdiği ilk kitap “Önce Ekmek”ti. “Önce Ekmek” çok büyük ve önemli bir öykü kitabıdır. Fakat, ilkokula gidiyorum, Tom Sawyer okuyorum bana getirip “Önce Ekmek” veriyor. O yaşlarda Orhan Kemal’den az çekmedim diyebilirim, abim çok büyük hayranıydı. Ben halkın nasıl konuştuğunu Orhan Kemal’den ve Yaşar Kemal’den öğrendim. “Sus Barbatus”la ilgili ‘Bu konuşmalar çok gerçekçi’ diyor insanlar. Bunun bizim edebiyatımızda nasıl yapıldığını öğrendim. Yazı yazarken insanları bir malzeme olarak görmemek; onların arasında olmak, gözlemlemek ve aynı dili konuşmak çok önemli. Dolayısıyla bu yüzden, asla malzemelerim değil de dostlarım olmuştur onlar. Sonra bende kalan tortuları yazarım.. Ama zannediyorum bizim dilimizle yapılan edebiyatın en sağlam en öğretici metinleri onlar, özellikle 80’e kadar onlardan çok şey öğrendim.”

Romanın üzerinde üç yıl çalıştığını belirten Faruk Duman, 79 yılında geçen eserin, sürekli gidip geldiği Ardahan’da dinlediği hikâyelerle ortaya çıktığını belirtiyor ve ekliyor: “Orada Kenan’la ilgili bir hikâye dinledim. Adamın biri çok yoksuldur ve derler ki “Git ormanda bir domuz avla, onu götürüp İstanbul’da Antalya’da bir otele satarsın, gavurların kaldığı oteller onları alırlar, sen de biraz geçinirsin.” Onun da aklına yatıyor ve bir domuz vuruyor. Bunu bana gece 3’te oradaki bir arkadaş anlattı, “Sonunda ne oluyor?” dedim, “Onu bilmiyorum abi” dedi. Ben orada yarım bir hikâye dinleyince onu yazabileceğimi düşündüm. Üç yıl boyunca da yazdım. Bu romanın asıl sahibi, 12 Eylül’de çok acı çekmiş, işkence görmüş, yaşayan kişiler. ‘Sus Barbatus’u Artvinli ve Ardahanlı devrimcilere adıyorum, onlara ülkemiz adına da teşekkür ediyorum. Bir de bugünden, içinde bulunduğumuz günden dolayı Gezi şehitlerine adıyorum.”