Örgütlüysen güçlüsün

Ünlü mankenlerin rol aldığı ‘Hanım Hanımcık Ol Dediler’ videosu kadınların sesi oldu!

Deniz Ülkütekin

“Hanım hanımcık ol, dediler. Eteğin çok kısa. İç çamaşırların çok dar. Dekolteni o kadar gösterme. Gösterişsiz görünüyorsun. Biraz gevşe. Seksi görün. Siyah giyin. Topuklu giyin. Çok fazla giyinmişsin. Çok az giyinmişsin. Şişman olma. Çok fazla ince olma. Çok fazla yemeyi bırak. Çok hızlı yeme. Salata sipariş et. Diyete başla. Sakız çiğne. Bol su iç. Aman tanrım iskelet gibi görünüyorsun. Erkekler etine dolgun kadınlardan hoşlanır. Kadınsı ol. Sıfır beden ol. Kıllarını aldır. Makyaj yap. Dudaklarını kalınlaştır. Göğüslerini dikleştir. Doğal görün. Kendin ol. Seks hakkında konuşma. Çok fazla erkekle yatma. Bu kadar namuslu geçinme. Gergin olma. Birazcık eğlen. Tecrübeli ol. Kötü kız ol. Diğer kızlara benzeme. Çok fazla konuşma. Erkekler elde edemediklerini ister. Çok fazla içki içme. Gece tek başına dolaşma. Göz korkutucu olma. Patronluk taslama. Ağlama. Şikâyet etme. Kimseye güvenme. Evet deme. Hayır deme. Sadece hanım hanımcık ol. Dediler.” 

POLİTİKALARIN SONUCU

Blog yazarı Camille Rainville tarafından 2017’de kaleme alınan ve bir kısmını bu yazıya taşıdığım sözler, kısa süre önce Girls Girls Girls Dergisi’nin çalışması ve “Sex and The City” dizisinin yıldızı Cynthia Nixon’ın seslendirmesiyle video haline geldi ve 8 Mart’a yaklaşırken, sosyal medyada dünya çapında bir ilgi yarattı. Kadınların, 2 bin yılda, yavaş yavaş inşa edilen sistem içinde ikinci plana atılmasının yarattığı sonuçları ve özellikle de 20. yüzyılda gelişen kitle iletişim araçlarıyla oluşturulan beden politikaları sonucu kadınların tek tipleştirilip baskılanmasını konu edinen bu çalışma, kadınlar arasında kutsal bir metine dönüştü. Bugün moda, sinema, müzik ve kültür-sanat alanlarında kadınların seslerinin daha çok çıkmasında ve kendilerine dayatılan beden politikalarına karşı seslerini çıkarmalarında da en önemli etken örgütlülük. Georgia May Jagger, Erin Wasson, Rose McGowan ve Vanessa Hudgens gibi ünlü isimlerin “Hanım Hanımcık Ol Dediler” çalışmasında birlikte rol alması örgütlülüğün ses getirmedeki önemini gösterdi. 

‘ME TOO’ DAYANIŞMASI 

Elbette bu örgütlü mücadele perspektifinin kökenleri moda dünyasının içinde filizlenmedi. 2017’de başlayan “Me Too” hareketi gösterdi ki, kamuoyuna ve kadınlara moda ve müzik dünyasında sunulan özgür, güçlü, başının çaresine bakabilen kadın prototipleri büyük bir yalandan ibaretmiş! MTV yıldızlarından en ışıltılı moda ikonlarına kadar pek çok kadının eğlence endüstrisinde hor görülme, aşağılanma, sistematik taciz ve hatta tecavüzle karşılaştığını gördük. Bu durumun en çarpıcı örneği “Weinstein vakası”ydı. Ünlü yapımcı Harvey Weinstein’ın onlarca kadına cinsel istismarda bulunduğunun ortaya çıkmasıyla, ünlü kadınlar kendilerini istismar eden erkekleri ifşa etmek için kendilerinde güç buldu. Böylece kendileriyle aynı kaderi paylaşan onlarca meslektaşı olduğunu gördü. Öte yandan söz konusu örgütlenme vizyonunun oluşmasında kadın mücadelesinde yer almış aktivist, kuramcı kadınların farklı sektörlerde güçlenmesi ve kendini göstermesi de etkili oldu. Bunun son örneklerinden birisi de ABD’li feminist sanatçı Judy Chicago’nun dünyaca ünlü moda markası Dior ile yaptığı işbirliğiydi. 1970’lerden beri üretimleriyle kadının batı dünyasındaki yerini sorgulayan işlerin altına imza atan Chicago, feminist hareketler içinde bir öncü olarak görülüyor. Günümüzde ise sanat, moda, sinema ve müzik sektörlerinde öncü kadınların izinden giden isimlerin sayısı giderek artıyor. Nitekim, artık kadın güçlenmesine yönelik işler sanatta daha çok yer buluyor, moda markaları, standart güzellik ölçülerinin dışında isimlerle çalışıyor ve alışıldık kadın tasarımlarının dışına çıkıyor. Sinema ve müzikte de artık daha güçlü kadınlar, samimi bir çabayla hemcinsleriyle örgütlü bir mücadele içindeler. Yani kültür-sanat sektöründe kadınlar tekrar daha güçlü!