Orantısız sansür
2007’den 2014’ün şubat ayına kadar Türkiye’de yaklaşık 37 bin internet sitesine erişim, mahkeme kararları ve TİB tarafından resen verilen idari tedbir kararlarıyla engellendi.
Şehriban Kıraç/Cumhuriyet5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 2007’nin mayıs ayında yürürlüğe girmesinden itibaren 2014’ün şubat ayı itibarıyla yaklaşık 37 bin internet sitesine Türkiye’den erişim, mahkeme kararları ve Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı (TİB) tarafından resen verilen idari tedbir kararlarıyla engellendi. İstanbul Bilgi Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yaman Akdeniz ve Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Kerem Altıparmak, 5651 sayılı kanunun değişiklik tasarısının getirdiği değişiklikler üzerine bir değerlendirme raporu hazırladı. Rapora göre taslağın yasalaşması durumunda politik engellemeler başgösterecek ve böyle bir takdir yetkisi ifade özgürlüğünün kullanılması açısından caydırıcı nitelikte olacak. Raporda şu tespitlere yer verildi:
5651 sayılı yasaya ilişkin değişiklik teklifi, salt bilişim hukukunu ihlal eden basit bir metin olarak değerlendirilemez. Yasa, bir yetki yasası, daha da fazlası bir olağanüstü dönem yasasıdır.
Hükümet, hakkındaki yolsuzluk iddialarını hukuk devletine uygun bir şekilde araştırmak ve soruşturmak yerine her türlü sesi boğmayı denemektedir. Bu yaklaşım en ağır sonuçlarını haberlerin en kolay yayıldığı internet üzerinde göstermektedir.
Olağanüstü bir yetki yasası niteliği taşıyan değişiklik teklifi; yasama, yürütme ve yargı erklerinin tamamını bir istihbarat örgütü haline dönüşen TİB’e devretmektedir.
TİB hem içeriği tamamen boş bırakılmış yasa hükümlerini düzenleyici işlemlerle doldurarak yasama yetkisini kullanacak; hem yargı kararı gerekmeksizin kişisel bilgilere ulaşıp erişim engellemeleri yaparak yargı yeri gibi hareket edecek hem de kişiler, talep dahi olmadığı halde, idari tedbirler alarak aşırı yürütme yetkileriyle donatılacaktır.
Türkiye’de internet ve ifade özgürlüğüne ilişkin yeni bir düzenleme ihtiyacı olduğu açıktır. Ancak bu düzenleme, ek yeni yasak ve kısıtlamalar getiren değil, mevcut insan haklarını ihlal eden hükümleri mevzuattan kaldıran nitelikte olmalıdır. Hükümet, bu yolu izlemek yerine, orta ve uzun vadede çok daha vahim sonuçlara yol açacak, sansürü sistematikleştirecek yasayı kabul ederek Cumhurbaşkanı’na
göndermiştir.
Hukuk devletini yok ediyor
TİB tamamen keyfi kararlar alabilen ve kararlarına karşı hiçbir etkili başvuru yolu öngörülmeyen bir yapıya dönüşmektedir. Yasa tasarısının her bir maddesinin anayasa ve insan hakları sözleşmelerine aykırılığı bir yana, bir bütün olarak hukuk devletini yok etme yolunda atılan bir adım olduğunu söylemek abartı sayılmamalıdır.
Yasayla, Erişim Sağlayıcıları Birliği’ne internet trafik verilerinin iki yıl süreyle saklanması zorunluluğu getiriliyor. Kişisel verilerin korunmasıyla ilgili herhangi bir yasamız yok. Kişisel veriler korunmadan hem devlet hem de herhangi bir erişim sağlayıcının verileri tutması hak ihlalidir.
Sadece bir tedbir kararına uymayan tüzelkişinin sorumlusunun bu kadar ağır bir şekilde cezalandırılması açıkça orantısızdır.