Orada kimse var mı? Ankara’da yani...
Her depremde arama-kurtarma ekiplerinin enkazın üzerinde açılan bir delikten “Orada kimse var mııı?” diye haykırışına bir inilti, bir ses çıkmasını nefesimiz tutularak izleriz.
Miyase İlknurİzmir depreminde de kaç kez yaşadık o anları. Biz artık bu görüntüleri, bu anları, “Sesimi duyan var mııı?” haykırışlarını bir daha duymak istemiyoruz. Bugün belki de enkazlarda son çalışmalarını yapacak ekipler ve son kez açılan küçücük deliklerden bağıracaklar “Orada kimse var mı?” diyerek. Ama asıl şimdi bu sözü topluca haykırmanın zamanı. “Orada kimse var mı?” diyerek başkent Ankara’ya doğru avazımız çıktığı kadar bağırmak için hayli geç kalsak da...
KENTSEL DÖNÜŞÜM
“Kentsel dönüşüm” kavramı literatürümüze 1989’dan sonra girdi. “Portakal Çiçeği” ve “Dikmen Vadisi” kentsel dönüşüm projeleriyle duyduğumuz bu kavramı, 1999 depremi sonrasında sıklıkla duyduk. İlk kentsel dönüşüm planlarının uygulandığı Ankara’da, kaçak yapılaşma ve gecekondu ıslah planları olarak uygulanmaya başlandı. Dikmen Vadisi Yeşil Alan Projesi olarak başlayan kentsel dönüşüm, sonradan “Dikmen Vadisi Konut Geliştirme Projesi”ne evrildi.
Büyük depremden sonra riskli yapıları depreme dayanıklı hale getirmek için pek çok il ve ilçede “kentsel dönüşüm planları” hazırlandı güya. Çıkış noktası riskli binalar olsa da sonradan rantı yüksek ilçe ve semtlerde, çürük olmasa da eski ve az katlı binalar bu kapsama alınarak yıkıldı ve yerlerine çok katlı yeni binalar yapıldı. Konut sahipleri evleri yenilendiği, müteahhitler de rantı yüksek semtlerde yüksek bedelle satacakları daire ve dükkân sahibi oldukları için memnundular.
ORALARDA TEHDİT YOK MU?
Deprem tehdidi altındaki İstanbul’da kentsel dönüşüm alanlarına baktığımızda Bağdat Caddesi ve Kadıköy sahil bölgesinde dönüşüme girmeyen bina neredeyse kalmadı. Peki, İstanbul’da deprem sadece Bağdat Caddesi ve çevresi için mi yıkıcı bir tehdit oluşturuyor? Bağcılar, Esenler, Bahçelievler, Avcılar, Bayrampaşa’daki yaşı 30-40’ı geçmiş riskli konutlar için hiçbir tehdit yok mu?
Bu semtlerde dar sokaklarda yapılmış binalar için yüksek kat izni verilmediğinden müteahhitler de haklı olarak kârlı olmayan bu bölgelerde iş yapmak istemiyor. Bilinçli olmayan konut sahipleri de evlerinden bir oda gitmesin diye anlaşmaya yanaşmıyor. Ama evleri bırakın büyük depremi 5 üzerindeki bir depreme bile dayanamayacak durumda. Peki yerel yönetimler, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu durumu seyretmeye devam mı edecek?
Riskli yapılar hakkında resen yıkım kararı alınması, bu binaların toplanan deprem vergileriyle ve uluslararası kuruluşlardan alınacak fonlarla yapılması çok mu zor?
Yıllar önce Afet İşleri Genel Müdürlüğü’nden yapan biriyle yaptığım söyleşide, konutların depreme dayanıklı hale getirilmesi için Dünya Bankası’ndan alınan fonun kullanılmayıp geri gönderildiğini açıklamıştı.
Bayraklı, 2008’de ilçe olduğundan beri kentsel dönüşüm planları yapılıyor. Kentsel dönüşüm kapsamına alınan mahallelerin riskli yapılardan çok, gecekondu bölgeleri olduğunu görüyoruz. Fuat Edip Baksı, Alparslan, Cengizhan, Onur, Nafiz Gürman, Soğuk Su mahalleleri gecekonduların olduğu alanlar. Depremde de hiçbir evin yıkılmadığı bu mahalleler kentsel dönüşüme alınırken haklarında riskli yapı tutanağı tutulmuş ve 100’e yakın insanımızı yitirdiğimiz Sakarya Caddesi, Manavkuyusu bölgesi dönüşüm kapsamına alınmamış.
İŞTAH KABARTIR
Bayraklı gibi gecekondusu bol, şehre yakın bölgeler herkesin iştahını kabartır. Hem yerel yöneticilerin hem müteahhitlerin. Nitekim zemini çürük olmasına karşın Bayraklı’da dev plazalar dikilmiş. Evlerin yıkıldığı Sakarya Caddesi’nin bir yanı gecekondu, diğer yanı 8-10 katlı binaların olduğu bir mahalle, Gecekondularda bırakın yıkımı çatlak bile yok. Ama diğer binalarda yıkılmayan evlerin bile neredeyse tümü hasarlı. Ama kentsel dönüşüm planları hasarlı olan bölgeye değil, gecekonduların olduğu alanlar için hazırlanır genelde.
Oysa deprem riski varken öncelik riskli binalar olmalı. Onlar dönüştürüldükten sonra çarpık yapılaşmanın olduğu gecekonduların dönüşümü gerekli elbet. Yıllardır gecekondular için hazırlanan İmar Islah planları ve kentsel dönüşüm projeleri’nden çıkardığımız ders. “Önce yerel yönetimlerin ve ilgili bakanlıklardaki yönetici kadronun zihinlerinin dönüşmesi ve ıslah edilmesi gerekiyor.”