Öpücük tarihi ama...
Papa Françesko’nun Türkiye ziyareti sırasında Fener Rum Patrikhanesi’ni ziyaret etmesi, iki kilise liderinin ortak bir deklarasyona imza atmaları elbette çok önemli ama bu girişimler kamuoyunda yaratılan “kavgalı iki kilise barışıyor” inancını gerçek kılmıyor. Çünkü durum görünenden daha da zor.
Mustafa K ERDEMOL/ Cumhuriyet1054’den bu yana süren ayrılığın giderilmesi için çabaların başlaması bile yüzyılları buldu. Birleşme değilse bile yakınlaşma için ilk girişim Papa VI. Paul döneminde yani 1962-65 yılları arasında kurulan bir komite ile hayata geçirildi. Alınmış bir sonuç hala yok. Ayrıca iki kilise mensuplarının gündeminde tutulması amacıyla 18 ile 25 Ocak Hıristiyanları Birleşme Haftası olarak kutlanır ama bundan da pek çok kişi haberdar değil.
Papa Françesko’nun, Fener Rum Patriği Bartoholomes’le görüşmesi çok önemli olabilir ama bu kilise liderlerinin ilk görüşmesi değil. VI Paul, dönemin Patriği Athenagoras’la 1964’de Kudüs’te, 1967’de de İstanbul’da görüşmüştü. Patrik Athenagoras da aynı yıl iade-i ziyaret amacıyla Vatikan’a gitmişti. Bu görüşmelerin en önemli sonucu iki kilisenin birbirlerini aforoz etme kararlarını geri alması oldu. Hepsi bu.
Papa 2. Jean Paul’un da 1979’da dönemin patriği I. Dimitrios’u ziyaret ettiğini hatırlayalım. O zamanda patrikhanede ortak bir ayin yapılmıştı. Yani bunlar bu tür ziyaretlerde hep olur.
Birinden biri inanç temelli ritüellerinden, “tarik”lerinden vazgeçmezse bu girişimler “yakınlaşma”yı sağlar ama birleşmeyi asla. Kutsal Ruh, İkili Ruh, Cumartesi Orucu, papazların evlenme yasağı konularında bu kurumlardan hangisi geri adam atabilir? İsa çarmıha gerilirken kendisini kurban mı etti, yoksa çarmıha gerilmek Hıristiyanlar için bir zafer miydi? İlkinden Katolikler, ikincisinden Ortodokslar vazgeçer mi? İsa’nın Son Yemeği’nde yediği ekmek mayalı mı mayasız mı konusundaki ihtilaf bile çözülmemişken üstelik.
Bunların hiçbiri aslında çözülmeyecek anlaşmazlıklar değildi. Mesele Vatikan’ın siyasi gücünü yaygınlaştırmasından sonra dallanıp budaklandı. Öyle ki Katoliklerin “Papa asla yanılmaz inancı”, Ortodokslarca saçma bulundu. Dünyevi güç iddiasını reddetmek amacıyla elbette. Yani iki kilise arasındaki güç kavgasının bahaneleri işte bu meseleler oldu.
Olursa siyasi birlik olur, “itikadi” değil
Vatikan’ın dünya politikasında oynadığı rolün büyüklüğü tartışılmaz. Ancak Doğu’ya ulaşmasında Fener Rum Patrikhanesi’nin desteğine ihtiyaç duyduğu da bir gerçek. İki kilise şimdilerde özellikle Doğu’daki Hıristiyanların “tehlike” içinde olması ya da “yok olma” riski taşıması gerekçeleriyle siyasi bir birlik oluşturma gayreti içindeler. Olan biten bu.
Vatikan ile Fener Patrikhanesi diyelim ki “dini ihtilaf” konusunda anlaştılar, iki büyük Ortodoks kurum olan Moskova ile Fener Patrikhanesi arasındaki büyük kavga ne olacak?
Yani deklarasyon imzalanır ama Vatikan ile Fener ayrı telden çalmaya devam ederler. Bin yıllık “kavga” kolay bitmez.