‘Onun gemisi cezaevi değil’
CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi, eski CHP milletvekili Umut Oran ve gazeteci Yalçın Doğan, dün gazetemizi ziyaret ederek Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu’ya geçmiş olsun dileklerini iletti. Hamzaçebi, Oran ve Doğan, Akın Atalay’ın hâlâ tutuklu olmasının hukuksuz bir işlem olduğuna dikkat çekti. Doğan, “Atalay garip bir gerekçeyle içerde tutuluyor. Kaptanın gemisi cezaevi değil gazetesidir” dedi.
cumhuriyet.com.trGenel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ve muhabirimiz Ahmet Şık’ın tahliyesinin ardından, gazetemize dayanışma ziyaretleri sürüyor.
CHP Genel Sekreteri Akif Hamzaçebi dün Şişli’deki merkez binamıza gelerek Genel Yayın Yönetmenimiz Murat Sabuncu ile görüştü. Hamzaçebi, Sabuncu ve muhabirimiz Ahmet Şık’ın özgürlüğe kavuşmasının kendileri için mutluluk verici olduğunu söyledi. Hamzaçebi, gazetemiz İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay’ın hâlâ içerde olduğuna dikkat çekerek “Düşüncelerinden dolayı tutuklu olan diğer gazeteciler de tahliye olduğunda daha da mutlu olacağız. Cumhuriyet davası sıradan bir dava değildir. Bu dava Cumhuriyet gazetesini teslim almaya susturmaya yönelik bir davadır. Başından itibaren haksız bir davaydı. Bir demokrasi ayıbıdır. Eğer bu gazete susturulsaydı demokrasiyi, laikliği savunan önemli bir mevzi sususturulmuş olacaktı. Başarılı olamadılar, olamayacaklar. Bu davanın sonucu ne olursa olsun Türkiye’de demokrasi bir gün çok güçlü şekilde dönüş yapacaktır. Bunun mücadelesini veriyoruz. Cumhuriyet gazetesi yaşamına devam ettiği sürece Türkiye’de her şey güzel olacaktır” diye konuştu.
‘Atalay içerde rehin’
Eski CHP milletvekili Umut Oran, Akın Atalay’ın rehin alındığını belirterek “Geçmiş olsun derken buruk bir geçmiş olsun diyoruz. 500 güne yakın bir süredir haksız, hukuksuz tutuklu kaldılar. Bunun karşılığı nasıl ödenebilir? Sevinilecek bir durum değil hakikaten. Hayatta bir günün hatta bir saatin ne kadar önemli olduğunu düşündüğümüzde bu insanları 500 gün rehin tutmak ne insan hakları, ne demokrasi ne de basın özgürlüğüne uyan bir şey. Türkiye açısından kaygılı bir durum. Elâlem Mars’a gitmeyi, üç boyutlu yazıcılarla insan hayatını uzatacak şeyler düşünürken Türkiye’nin hızla ortaçağa doğru sürüklenmesi kabul edilemez bir şey. Bu davanın siyasi bir dava olduğunu biliyoruz. Ortada suç yok ama ceza ve yargısız infaz var. Gazeteciliğin, demokrasinin yargılandığı bir süreç. Bütün çabamız bu süreci normalleştirmek ve Türkiye’yi karanlıktan aydınlığa, gericilikten ilericiliğe taşıyabilmek. Bunun için mücadele ediyoruz” şeklinde konuştu.
‘İflas etmiş bir dava’
Gazeteci Yalçın Doğan ise “Çoktan iflas etmiş bir dava. Hâlâ dava devam ediyor. Akın Atalay ‘kaptan gemiyi en son terk eder’ gibi garip bir gerekçeyle içerde tutuluyor. Kaptanın gemisi cezaevi değil Cumhuriyet gazetesidir. O cümle de çok anlamlı bir cümle değil. Herkesin üzerinde durduğu ve birleştiği nokta hapiste son derece dik ve onurlu durdular. Çökmüş bir davayı hem Türkiye’ye hem dünyaya savunmalarıyla, hukuki süreçle, duruşlarıyla gösterdiler. Akın içerde, buruk bir sevinç içimizde var” diye konuştu.