Onların payına hep zulüm düştü
Filiz ve Dursun Doğan, 2013’te oğullarıyla birlikte gözaltına alınınca kaybettikleri işlerine dönmek için aylarca mücadele ettiler, ancak darbe girişiminin ardından yine ihraç edildiler.
Zehra ÖzdilekFiliz Doğan (48) ve eşi Dursun Doğan (53) 23 yıldan fazla sürdürdükleri memuriyetten 677 sayılı KHK ile bir gecede ihraç edildi. Doğan çifti 2013 yılında oğullarıyla beraber KESK operasyonunda gözaltına alındı. Dursun Doğan oğlu ile birlikte tutuklanarak 11 ay aynı hücrede kaldı. Cezaevinden çıktıktan 10 ay sonra çalıştığı İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’ndaki işine dönebildi. Eşi Filiz Doğan ise 2014 yılında açığa alındığı işine 14 Temmuz 2017 yılında dönebildi. Fakat 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra Doğan çifti bir kez daha kamudan ihraç edildi. Yaşadıkları zorlu sürece rağmen mücadeleden vazgeçmeyen Doğan çifti, “Her süreçten nasibimizi alıyoruz” diyor. Doğan çifti ile yaşadıkları zorlukları, değişen hayatlarını ve mücadelelerini konuştuk.
‘İrtibatlı mı iltisaklı mı karar verememişler’
KESK Büro Sen üyesi Filiz Doğan İstanbul Defterdarlığı’nda, eşi Dursun Doğan ise İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı’nda memurdu. Doğan bir gecede hayatlarının elinden alındığını belirterek, “15 Temmuz Darbe Girişimi’ni FETÖ’nün yaptığı söyleniyor. Biz tam da bu FETÖ’den musdarip olan bir aileyiz. 2013 yılında yapılan KESK operasyonunu yapan polis şeflerinden tutun iddianameyi hazırlayan savcıya kadar hepsi FETÖ’den tutuklu. Hâkim ve savcıların birçoğu sahte delille iddianame hazırlamaktan dolayı suçlanıyor. Devam eden mahkeme sürecinde biz dönem dönem dilekçeler vererek Ergenekon ve Balyoz gibi bunu da FETÖ kumpası olduğunu söylüyoruz. Bu davayı düşürmedikleri için işimizden atılıyoruz” diyor. KHK ile ihraç edilmesinin sebebinin yargılanıyor olmasından kaynakldığını söyleyen Doğan “Yargılandığım dava tamamen komplo. 2013 yılından sonra iki yıl işimden uzaklaştırıldım. 14 Temmuz’da işe iade edildim. 5 ay çalıştım, bu sefer de ihraç edildim. ‘Bütün darbeler solcuları vurur. Bunlar bizi atacak’ diye düşünüyordum. Bakanlıktaki kişiler benim bir terör örgütü ile irtibatlı mı iltisaklı mı olduğuma karar verememişler. Kendilerini riske atmamak için beni işten atmışlar”diye konuşuyor.
‘Direnmek bizi canlandırdı’
Doğan, “OHAL Komisyonu’na ‘Ne oldu’ diye sormak için gittiğimizde kolu bacağı kırılanlarımız oldu. 18 kişi gözaltına alındı. Öyle süreçlerde yaşıyoruz. Manevi olarak direnmek bizi canlandırdı. Sendikamız bize cüzi miktarda para ve hukuk yardımı yapıyor. Kira derdimiz de olmadığı için harcamalarımızı en alt seviyede yapıp o parayla geçiniyoruz. Bir yılı geçirdik. Maddi manevi dayanıştığımız arkadaşlarımız var. Karnımız doyuyor. Biz bugünlerin geçeceğine inanıyoruz. Moral ve motivasyonumuz yerinde. Bizi gören çalışan arkadaşlar şaşırıyorlar. Onlar her gün işten atılma korkusu yaşadıkları için moralleri daha bozuk. Biz direnmek zorundayız başka yolu yok” ifadelerini kullanıyor.
‘Payımıza düşeni aldık’
Filiz Doğan’ın eşi Dursun Doğan ise 2013 yılında iki yıla yakın açıkta kaldığını dile getirerek 19 Şubat 2013’te KESK’e yönelik yapılan bir operasyondan dolayı tutuklandığını söylüyor. 22 yaşındaki oğluyla beraber 11 ay aynı hücrede kaldığını dile getiren Doğan şunları anlatıyor: “Bir siyasal yapının memur ağı diye operasyon yaptılar. Ama bizim yaptığımız sendikal faaliyetlerdi. Sendikalaşmayı savunduğumuz için bedel ödedik. Mahkeme süreçlerimiz devam ediyor. Bize o dönem operasyon yapanlar cemaatin savcıları, hâkimleri, polisleri tarafından tutuklandık. AKP iktidarları döneminde tekrar işime başladım. Bizim için Türkiye’de sol sosyalist ve muhalif olmanın sonuçlarını hep beraber yaşıyoruz. Bu ülkede biz de payımıza düşeni aldık. Darbe varsa, faşizm varsa bunun sonuçlarından bizim de etkileneceğimizi biliyorduk.”
‘Süreci kabul edemezdik’
Tahliye olduktan sonra göreve iade edilmeyi talep ettiğine değinen Doğan, sonrasında yaşadıklarını, “O dönem iade edildim. Fakat OHAL ile birlikte ihraç edildim. AKP OHAL’i fırsata çevirdi. Bizleri işten atarak kendi siyasal ayaklarına alan yarattılar. İhraç edildiğimde de sendikada aktif çalışıyordum. İhraç edilen arkadaşlarla toplandık. Kazanılmış haklarımız elimizden alınmıştı. Bu süreci kabul edemezdik. Hak mücadelesi veren bir anlayıştan geliyoruz. Haklarımızdan vazgeçemeyeceğimiz için de 57 haftadır Bakırköy, Kadıköy ve Kartal’da oturma eylemleri yapıyoruz. Derdimizi halka anlatmaya çalışıyoruz. Çalışan arkadaşlarımız her gün işiyle tehdit ediliyor. Bizim ruh halimiz onlardan daha iyi. Biz de o insanlara umut olmak için korkmadan sokağa çıktık. Her şeye rağmen bu ülkede direnen insanlar var” diye anlatıyor.
‘AKP süreci zamana yayıyor’
Dursun Doğan’ın beklentisi ve talepleriyse şöyle: “Davalarımız OHAL Komisyonu’nda bekletiliyor. Yüz bin tane dosya var. Şu ana kadar 5, 6 bin tanesi görülmüş. Geneline ret kararı verilmiş. Bu süreç bizi oyalıyor. Hukuksal sürecin önününü tıkadılar. Oradan çıkacak kararı beklemek en az 5, 6 yıl daha işsiz kalmak demek. Komisyondan çıkacak karara göre dava açma şansımız var. KHK düzenlediler bununla ilgili. AKP süreci zamana yaymak, unutturmak ve halkı ikna etmeye çalıyor. Komisyonun bize katkı sağlayacağını düşünmüyoruz. Bir an önce dosyaların oradan alınıp Anayasa Mahkemesi’ne götürülmesini talep ediyoruz.”