Onlar her zaman barıştan yanaydı

“Barış” çağrısı yapan Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) dün şafak vakti operasyon düzenlendi. Erdoğan’ın hedef göstermesi ve İçişleri Bakanlığı’nın suç duyurusuyla harekete geçen Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla terörle mücadele polisleri, TTB Genel Merkezi’ni basarak arama yaptı. TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel ve 11 yönetici “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” iddiasıyla gözaltına alındı. Savcılığın gözaltı kararında, bildiride “PYD unsurlarının gerçekleştirdiği silahlı eylemleri meşru gösterici mahiyette ibareler” bulunduğu öne sürüldü. Gözaltındaki TTB yöneticilerinin çoğu, üniversitelerde çalışıyor. Prof. Dr. Taner Gören kardiyoloji, Prof. Dr. Raşit Tükel psikiyatri, Prof. Dr. Sinan Adıyaman ortopedi ve travmatoloji, Prof. Dr. Funda Obuz ise radyoloji alanında önde gelen hekimlerden. Gören ve Tükel, barış bildirisini imzaladıkları için yargılanan akademisyenler arasında.

cumhuriyet.com.tr

<video:916010>

Afrin harekâtına karşı “barış” çağrısı yapan Türk Tabipleri Birliği’ne (TTB) dün şafak vakti operasyon düzenlendi. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın talimatıyla Terörle Mücadele polisleri, TTB Genel Merkezi’ni basarak arama yaptı. TTB Merkez Konseyi Başkanı Raşit Tükel’in arasında bulunduğu 11 yönetici, “terör örgütü propagandası yapmak” ve “halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik” iddiasıyla gözaltına alındı. Savcılığın gözaltı kararında, bildiride, “PYD unsurlarının gerçekleştirdiği silahlı eylemleri meşru gösterici mahiyette ibareler” bulunduğu öne sürüldü.

TTB Merkez Konseyi, 24 Ocak’ta, Afrin harekâtına karşı “Savaş bir halk sağlığı sorunudur!” başlıklı bir bildiri yayımlamıştı. Açıklamada, “Biz hekimler uyarıyoruz: Savaş, doğada ve insanda tahribat yapan, toplumsal yaşamı tehdit eden, insan eliyle yaratılan bir halk sağlığı sorunudur... Yaşatmaya ant içmiş bir mesleğin mensupları olarak, yaşamı savunmanın, barış iklimine sahip çıkmanın birincil görevimiz olduğunu aklımızdan çıkarmıyoruz” ifadeleri kullanılmıştı.

Barolar Birliği'nden TTB gözaltısı açıklaması: Düşünce özgürlüğü yargı eliyle bastırılamaz

AKP'den gözaltına alınan TTB üyeleriyle ilgili açıklama

Sağlık Bakanı Ahmet Demircan: Türk Tabipler Birliği'nin böyle bir açıklama yapma hakkı yoktur

Bakanlık düğmeye bastı

Bu açıklamanın ardından Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan başta olmak üzere iktidar temsilcileri, TTB’yi hedef almıştı. Erdoğan, TTB yöneticileri hakkında “terörist seviciler” ifadelerini kullandı. İçişleri Bakanlığı ve Sağlık-Sen, TTB hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunmuştu.

Savcılık harekete geçti

Suç duyurusunu işleme koyan başsavcılık, TTB hakkında soruşturma başlattı. Soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Muhammed Akif Ongun, Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurarak, 11 TTB yöneticisi hakkında gözaltı, arama ve el koyma kararı talep etti. Savcılığın talep yazısında bildirinin tam metnine yer verildi, “TTB Merkez Konseyi şeklindeki bildirimde Türkiye’nin Afrin’de gerçekleştirdiği meşru müdafaa kapsamındaki operasyonları tezyif edici (aşağılayıcı), PYD unsurlarının gerçekleştirdiği silahlı eylemleri meşru gösterici mahiyette ibareler bulunan bildirinin yayımlandığının bildirildiği, bunun üzerine başlatılan soruşturmada TTB’nin adresinin (...) Ankara olduğu tespit edilmiştir” ifadeleri kullanıldı.

Gözaltı zorunlulukmuş

Ankara 1. Sulh Ceza Hâkimliği, 29 Ocak’ta gözaltı ve arama kararı verdi. Savcılığın Emniyet’e gönderdiği gözaltına alma kararında soruşturmanın “Silahlı terör örgütü PKK/KCK/PYD/ YPG’nin propagandasını yapmak, halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik suçlarından yapıldığı” belirtilerek, şüphelilerin soruşturmanın tamamlanması için, atılı suçların vasıf ve mahiyeti, mevcut delil durumu göz önüne alınarak, soruşturma yönünden zorunluluk bulunması ve şüphelilerin atılı suçu işlediğini düşündürecek emareler bulunması dikkate alınarak, şüphelilerin 7 gün süreyle gözaltına alınmalarına karar verildiği ifade edildi.

Çilingirle girildi

Kararla birlikte dün saat 06.30 sıralarında Ankara, İstanbul ve Eskişehir’in arasında bulunduğu 8 ilde TTB Merkez Konseyi üyesi 11 kişinin ev ve işyerleri basıldı. Ankara Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, aramaların ardından TTB yöneticilerini gözaltına aldı. Aranan yerler arasında TTB Genel Merkezi de yer aldı. Genel merkez binasına polis ekiplerinin TTB avukatlarını beklemeden bina görevlisi ile birlikte çilingir çağırılarak girmesi dikkat çekti. TTB avukatlarının aramaya 20 dakika geç kalarak eşlik etmeye başladıkları öğrenildi.

Türk Tabipler Birliği operasyonuna tepkiler: TTB'nin yanındayız çünkü hipokrat yemini ettik

Erdoğan'ın hedefindeki TTB'den 7 maddelik açıklama

İstanbul Tabip Odası üyeleri gözaltına alınan meslektaşları için bir araya geldi

Vekillerinden destek

Sabah yapılan operasyonu haber alan partiler, sendika ve sivil toplum örgütü üyeleri TTB’nin Ankara’daki merkezine gelerek gözaltılara tepki gösterdi. CHP’li milletvekilleri Selin Sayek Böke, Aytuğ Atıcı, Ali Şeker, Candan Yüceer, Orhan Sarıbal, Şenal Sarıhan, Niyazi Nefi Kara, HDP milletvekilleri Sırrı Süreyya Önder, Ayhan Bilgen, Filiz Kerestecioğlu ve Osman Baydemir, KESK Eş Genel Başkanı Aysun Gezen, TMMOB Başkanı Emin Koramaz, SES eşbaşkanları İbrahim Kara ve Gönül Erden, Halkevleri Eş Genel Başkanı Dilşat Aktaş, TMMOB yöneticileri bina önüne gelerek TTB’ye destek veren isimler oldu. Polis ekipleri, milletvekillerinin bütün görüşmelerine karşın önüne çevik kuvvet barikatı kurdukları binaya girişe izin vermedi.

‘İfade veririz dedik’

TTB merkezinde yaklaşık 8 saat süren aramanın ardından işlemler 14.30 sularında tamamlandı. açıklama yapan TTB Hukuk Müşaviri Mustafa Güler, “Dün (önceki gün) Ankara Emniyet Müdürlüğü ve başsavcılık ile yaptığımız görüşmede soruşturma açıldığına ilişkin bir bilgi vardı. Herhangi bir bilgi ihtiyacı varsa gelip kendilerine bilgi verebileceğimizi Merkez Konsey’deki arkadaşlarımızın da ifadeye hazır olduklarını kendilerine belirttik. Ancak buna karşın gözaltı kararı çıkartıldı” dedi.

‘TTB çalışamaz halde’

Arama süreci hakkında da bilgi veren Güler, “Bütün kayıtlarımız, belgeler araştırıldı. Çeşitli derneklerden afişler, Gezi döneminde çekilmiş fotoğraflara el koydular. Bilgisayarın hard diskleri sökülerek alındı. Sadece imajlarının alınması gerekiyordu. İtirazlarımız üzerine cumhuriyet savcılığından ek karar çıkartıldı. Bu kararla birlikte bütün bilgisayarların hard disklerine el konuldu. Şu anda TTB’de faaliyet yürütme imkânı ortadan kalktı. Emniyet’ten beklentimiz bu dijital verilerin bir kopyasının alınarak hard disklerimizin bir an önce bize geri verilmesi” dedi.

‘Anlamıştık...’

Aramanın tamamlanması sonrasında TTB Genel Merkez binasında bir araya gelen hekimler süreci tartıştı. Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Vedat Bulut, “O açıklamada herhangi bir suç yok. Biz o açıklama yapıldığında böyle bir beklentimiz yoktu. Cumhurbaşkanının bir meydandaki söyleminin ardından biz o zaman anladık ki sinyal buraya doğru gidiyor. Arkasından algı yönetimi ile bir takım gruplar oda önlerine yönlendirildi. Onlara OHAL yokmuş gibi serbestçe eylem yaptılar. TTB çalışamayacak hale getirilmek istendi. Burası aynı zamanda hekimlerin soruşturmalarını yürütüyor ve o dosyaların gitmesi bilgi gizliğini ihlal eden bir ayrı suç konumunda” dedi.

Polis: O karıyı al!

TTB merkezinde arama yapılırken bina girişi çevik kuvvet ekipleri tarafından kapatıldı. Binanın merdivenlerinde beklemek isteyen kurum temsilcileri, polis tarafından yapılan müdahale ile uzaklaştırıldı. Müdahale sırasında bir polisin, “O karıyı al” demesi dikkat çekti. TTB önünde toplananlar basın açıklamasıyla, gözaltı ve aramalara tepki göstermek istedi. Ancak bina önünde toplanan çok sayıda doktor ve sivil toplum örgütü temsilcisine karşı polis ekipleri, OHAL ve Ankara Valiliği’nin yasakları gerekçesiyle desteğe izin vermedi. Polis ekiplerinin slogan atılmasına karşı tepkisi grubu uzaklaştırmak için müdahale etmek oldu. Yaşanan gerilimde STK temsilcileri ile polis arasında yaşanan gelişmede TTB’ye destek vermek için gelen bir çok temsilcinin binanın yanındaki merdivenlerden ezilme tehlikesine karşın itilerek uzaklaştırıması dikkat çekti.

Onemli işler yaptılar

Gözaltına alınan TTB Merkez Konseyi yöneticilerinin birçoğu, üniversitelerde çalışmalarını sürdürüyor, hasta bakmaya devam ediyor. Prof. Dr. Taner Gören kardiyoloji, Prof. Dr. Raşit Tükel psikiyatri, Prof. Dr. Sinan Adıyaman ortopedi ve travmatoloji, Prof. Dr. Funda Obuz ise radyoloji alanında önde gelen hekimler arasında yer alıyor. Prof. Dr. Gören ve Prof. Tükel, Güneydoğu’daki çatışmalı sürecin sonlandırılması talebiyle hazırlanan barış bildirisini imzaladıkları gerekçesiyle, 7.5 yıla kadar hapis cezası istemiyle yargılanıyor.

Prof. Raşit Tükel

1983 yılında Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun olan Tükel, uzmanlığını 1991 yılında İstanbul Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalından aldı. 1993 yılında psikiyatri doçentliğini alan Tükel, 2000 yılında profesör oldu. 2004-2009 Türkiye Psikiyatri Derneği Yeterlik Kurulu Başkanı olan Tükel, 2014-2016 yıllarında TTB Merkez Konseyi II. Başkanlığı yaptı. Pek çok bilimsel makalesi bulunan Tükel, 2012 ve 2015’te yapılan seçimlerinde de İstanbul Üniversitesi rektörlüğü için aday oldu. Tükel, 12 Mart 2015’te yapılan seçimde 1202 oyla en çok oyu aldığı haldeYÖK tarafından ikinci sıraya konuldu ve seçimden 908 oyla ikinci olan ve YÖK’ün Cumhurbaşkanı’na önerdiği Mahmut Ak, rektör olarak atandı. Tükel, ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ bildirisini imzalayan Tükel yargılanıyor.

Prof. Taner Gören

1952 Rize Pazar doğumlu Gören, 1969 yılında İstanbul Vefa Lisesi’nden mezun oldu. 1975 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nden mezun olan Gören, 1983 yılında iç hastalıkları; 1996 yılında ise kardiyoloji uzmanlığını aldı. 1991 yılında İstanbul Tıp Fakültesi’nden doçentlik unvanını alan Gören, 1998 yılında profesör oldu. Gören, İstanbul Tabip Odası, Türk Kardiyoloji Derneği ve Avrupa Kardiyoloji Derneği’nin de üyesi. Halen İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı öğretim görevlisi olan Gören, 2010-2014 yılların arasında İstanbul Tabip Odası Başkanlığı yaptı. Gören, Gezi Parkı Direnişi sırasında da oda başkanlığı yapmış, daha sonra oda yönetim kurulu üyelerinin görevden alınması için dava açılmıştı. Gören ve yönetim kurulu üyeleri beraat etmişti.

Prof. Sinan Adıyaman

1983 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Ortopedi ve travmatoloji ve el cerrahisi uzmanı olan Adıyaman, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Ortopedi ve Travmatoloji Anabilim Dalı öğretim üyesi. 2000- 2002 Ankara Tabip Odası Yönetim Kurulu üyeliği yapan Adıyaman, 2002-2004 Ankara Tabip Odası Başkanlığı görevini yürüttü. Adıyaman, 2006-2008 yıllarında TTB Merkez Konseyi 2. Başkanlığını yaptı.

Dr. Hande Arpat

1984 Ankara doğumlu olan Hande Arpat, 2002 Ankara Fen Lisesi mezunu. 2008 yılında Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu olan Arpat, pratisyen hekim. Arpat, 2014-2016 Türk Tabipleri Birliği Büyük Kongre delegesi. Aynı zamanda 2014-2016 Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi üyesi olan Arpat, Türk Tabipleri Birliği Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu aktivisti.

Dr. Şeyhmus Gökalp

1977 Nusaybin doğumlu olan Gökalp, 2002 Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Pratisyen hekim olan Gökalp, işyeri hekimliği yapıyor. Diyarbakır Tabip Odası İnsan Hakları, İşçi Sağlığı ve İşyeri Hekimliği, Basın Yayın, Olağandışı Durumlar Komisyonları üyeliklerinde bulunan Gökalp, Diyarbakır Tabip Odası 2004-2008 Denetleme Kurulu üyesi ve TTB 2014-2016 Büyük Kongre delegesi ve Merkez Konsey üyesi.

Prof. Funda Obuz

1968 İzmir doğumlu olan Obuz, 1990 Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı . öğretim görevlisi olan Obuz, 2009-2013 Türk Radyoloji Derneği İzmir Şube Genel Sekreterliği ve Başkanlığı yaptı. 2012- 2014 İzmir Tabip Odası Hekim Meclisi Üyesi olan Obuz, 2014- 2016 İzmir Tabip Odası Onur Kurulu Üyeliği de yaptı.

Dr. D. Yaşar Ulutaş

1989 Fırat Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Aile hekimi olan Ulutaş, Sağlık Kurumları İşletmeciliği Ön Lisans Programı ve İş Sağlığı ve Güvenliği Ön Lisans Programını tamamladı. 2004-2006 Adana Tabip Odası Genel Sekreteri olan Ulutaş, 2006-2010 TTB Denetleme Kurulu üyesi, 2010-2012 ve 2014-2016 TTB Yüksek Onur Kurulu üyesi, 2012- 2016 TTB Aile Hekimliği Kol Sekreterliği görevlerinde bulundu.

Dr. M. Sezai Berber

1961 Denizli doğumlu olan Berber, 1986 Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Psikiyatri uzmanı olan Berber, serbest muayenehane hekimi. Berber, Ankara Tabip Odası’nın 2008-2012 Büyük Kongre delegesi ve TTB 1996- 1998 İkinci Başkanı, 2012-2016 Yüksek Onur Kurulu üyesi.

Dr. Selma Güngör

1962 Uşak doğumlu Güngör, 1989 Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi mezunu. Aile hekimi olan Güngör, TTB Kadın Hekimlik ve Kadın Sağlığı Kolu Kurucusu ve aktivisti.

Dr. Bülent N. Yılmaz

1967 Malatya doğumlu olan Yılmaz, 1993 Samsun Ondokuz Mayıs Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Pratisyen hekim olan Yılmaz, 2008-2010 TTB Denetleme Kurulu üyeliği yaptı. Yılmaz, 2012-2016 Eskişehir Tabip Odası Başkanlığı yaptı.

Dr. Selma Güngör

1976 Balıkesir doğumlu. 2001 Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi Mezunu. Aile Hekimi. 2012-2016 Van Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi. 2016- 2018 Van Tabip Odası Onur Kurulu üyesi.

İSTANBUL’DAN BÜYÜK DESTEK: ‘BARIŞI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

İstanbul Tabip Odası üyesi hekimler, TTB Merkez Konseyi üyelerinin gözaltına alınmasını beyaz önlükleriyle alkışlarla protesto etti.

Cağaloğlu’ndaki İstanbul Tabip Odası’nda dün düzenlenen basın açıklamasına Prof. Dr. İbrahim Kaboğlu, Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, Emek Partisi MYK üyesi Levent Tüzel, mimar Mücella Yapıcı’nın yanı sıra DİSK, KESK, TMMOB, CHP, HDP, ÖDP, ESP, Eğitim Sen, Alevi Bektaşi Federasyonu gibi çok sayıda kurum katıldı. Basın açıklamasının yapıldığı salon, destek için gelenlerle dolup taştı. Açıklamanın yapılacağı sokakta ise polis geniş güvenlik önlemi aldı. Tabip odası binasına, dev “Hekimlik Andı”nın yazılı olduğu pankart asıldı.

İstanbul Tabip Odası’nın basın açıklamasını okuyan Dr. İncilay Erdoğan, “Topluma adanmış bir mesleğin onurlu üyeleri olarak insan yaşamını, sağlığı, barışı, demokrasiyi her zaman olduğu gibi bugün de, yarın da savunmaya devam edeceğiz” dedi. İÜ Demokratik Üniversite Girişimi adına konuşan Hatice Kurtuluş ise “İktidarın TTB’yi hedefine alması boşuna değildir. TTB yıllardır süren yanlış sağlık politikalarının topluma maliyetini ortaya koymaktadır. Türkiye’de hak ihlallerine karşı yaşam hakkını savunan bir örgüttür. Savaş ölüm, açlık, hastalık, sakatlık demektir. Bu nedenle hekimlerin savaşa hayır demesi meslek doğalarının gereğidir” diye konuştu. DİSK Genel Sekreteri Dr. Arzu Çerkezoğlu ise şunları söyledi: “Bugün Çapa’da Prof. Dr. Taner Gören’in odasında polisler arama yaparken koşup gittik. Buradan açıkça söylüyorum siyasal iktidara, siz ki Prof. Dr. Taner Gören’in, bu ülkede binlerce hekim yetiştirmiş, insanların hayatını kurtarmış, bu ülkenin en hümanist, en fedakâr hekimlerinden birisinin eline kelepçe taktınız ya, sizin sonunuz geldi.”

Doktorları bırakın hastaları bekliyor

Türk Tabipleri Birliği’ne yönelik operasyona her kesimden büyük tepki geldi. CHP Ankara Milletvekili Selin Sayek Böke, “Halk sağlığını korumak çağrısı ile savaşa hayır demiş olan bu açık çağrı, bugün Türkiye’de yaşanan otoriter rejimin düşmanlaştırarak bizleri birbirimizden ötekileştirerek yaratmak istediği korku ikliminin bir yansıması” dedi. Böke, bugün herkese düşenin yaşam hakkını savunan hekimlerin yanında yaşam hakkını savunan vatandaşlar olmak olduğunu belirtti.

Görevleri yaşatmak

CHP’nin doktor vekillerinden Dr. Niyazi Nefi Kara ile Dr. Ali Şeker yaptıkları açıklamada, “Görevi insanı yaşatmak olan bir meslek örgütüne savaş açan iktidarın, öncelikle izlediği Suriye politikası nedeniyle hesap vermesi gerektiği ortadır. Eğer bir suç duyurusu yapmak gerekiyorsa şehitlerimize ‘kelle’ diyenler, IŞİD’i öfkeli gençler olarak görenler hakkında işlem yapılmasını bekliyoruz” denildi. CHP milletvekili Barış Yarkadaş “Gözaltına alınan doktorlar, meslek onuruna sahip çıkan aydınlardır. Onları talimatla gözaltına aldırtmak, iktidarın acizliğinin göstergesidir. Doktorları serbest bırakın; hastaların onlara ihtiyacı var” dedi.

Türkiye Barolar Birliği Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, “Söz konusu bildiri yönetim kurulumuz tarafından incelenmiştir. Bildiri, bir düşünce açıklamasıdır. Düşünce açıklamalarına karşı sözle cevap verilmelidir. Düşünceyi açıklama özgürlüğü yargı eliyle bastırılmamalıdır. Tam aksine yargı, düşünceyi açıklama özgürlüğünün güvencesi olmalıdır” ifadeleri yer aldı.

KESK’ten yapılan açıklamada, da TTB’ye yapılan operasyonun “12 Eylül’de bile görülmediği” belirtilerek “Hekimlerin görevi yaşatmaktır. Yeminine bağlı kaldığı için hekimler cezalandırılamaz” denildi.

TMMOB Yürütme Kurulu, TTB’nin toplumsal sorumluluğu olduğunu anımsatarak “Bu operasyonun nedeni bellidir: Ülkede yaratılan korku atmosferini perçinlemek ve bütün muhalefetin sesinin kısılmasıdır” ifadeleriyle yapılan operasyonu kınadı.

İnsan Hakları Derneği yaptığı açıklamada, hekimlerin amacının yaşatmak olduğunu vurgulayarak yaşam hakkını savunan TTB yöneticilerinin gözaltına alınmasının kabul edilemez olduğunu vurguladı. Açıklamada, “Gözaltı sürecinden önce TTB’ye yönelik karalama kampanyası yürütülmesi de insan hak ve özgürlükleri bakımından kaygı vericidir. İnsan hakları savunucuları olarak diyoruz ki TTB yöneticileri derhal serbest bırakılmalıdır” ifadeleri kullanıldı.

Varlık sebepleri

Halkevleri Eşbaşkanı Dilşat Aktaş, TTB’ye yönelik saldırının, halkın bir arada yaşama arzusu ve barış hakkına yapılmış bir saldırı olduğunu belirterek, “Asıl suç işleyenler bu ülkede kavgayı, savaşı, insan haklarına yönelik her türlü saldırıyı işleyenlerdir” dedi.

Türkiye İnsan Hakları Vakfı’ndan yapılan açıklamada, “Doğrudan kendi varlık sebeplerinin gereğini yerine getiren TTB yöneticilerinin herkesin tanıklığında hedef haline getirilmesi, esas olarak bir suçtur. Bu kabul edilemez, hukuk dışı uygulamalara hep birlikte son vereceğimizden kuşkumuz yoktur” denildi.

Evrensel bir ilke

1966-1984 yılları arasında Türk Tabipleri Birliği Merkez Konseyi Başkanlığı yapan gazetemiz yazarı Dr. Erdal Atabek ise şunları söyledi: “İnsan hayatını korumak hekimlik andının temelidir. Hekimler ant içerken insan hayatını korumaya insan sağlığını tehdit eden zararlara karşı çıkmaya meslekleri adına söz verirler. Bu nedenle de hekimlerin barışçı olmaları, evrensel bir ilkedir. Görüşlerini açıklamak ise her vatandaşın olduğu gibi hekimlerin meslek kuruluşunun da hakkıdır. Ve hekimler görüşlerini bildirdikleri zaman anasayal haklarını kullanmış olurlar. Biz, hekimlerin anayasal hakları olan görüşlerini ifade etmek hakkının devletin ve demokrasinin teminatı altında olmasını bekliyoruz.”

Eski Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı, sosyal medya hesabında yaptığı paylaşımda, “12 Eylül karanlığında bile kelepçe takıp gözaltına almamışlardı, e bu zamana kısmetmiş” ifadesini kullandı. HDP Parti Sözcüsü Ayhan Bilgen, sosyal medyadan yaptığı açıklamada; “TTB yöneticileri evlerinden gözaltına alınıyor. Barışı savunmanın bedeli! Artık herkes savaş yanlısı doktor arasın! Ya da Diyanet personeline reçete yazma yetkisi verilsin” dedi. Türkiye Psikiyatri Derneği Merkez Yönetim Kurulu’ndan yapılan açıklamada, “Dünya Tıp Birliği etik ilkelerinin öngördüğü biçimde görevi politikacıları silahlı çatışmanın olası sonuçları konusunda uyarmak olan ve bu taleple bildiri yayımlayan hekimlerin hastane odasında kitap, kalem ve kâğıttan başka suç unsuru olamayacağını düşünüyoruz” denildi.

‘Bir şey ima eder gibi’ suçu

AKP’li bakanlar, Türk Tabipleri Birliği’ne yönelik soruşturma ve gözaltı kararını savundu. Sağlık Bakanı Ahmet Demircan, TTB yöneticilerine yönelik soruşturma ve gözaltı kararına ilişkin “Türkiye’nin böyle büyük bir terör belasıyla kendi savunma hakkını kullandığı bu operasyonda, ülkenin, devletin yanında olması gerekirken Türk Tabipleri Birliği’nin, bu konuda bir şeyler ima eder gibi bir bildiri yayımlaması önce bizi yaraladı” ifadelerini kullandı. Böyle bir zamanda, böyle bir açıklamanın hukuki sorumluluğu olduğunu öne süren Demircan, “Buradan ötesi hukukun işidir. Tabipler Birliği, Türk tabiplerini temsil eder noktada değildir. Böyle bir açıklamayı yapmaya hakkı yoktur. Büyük yanlış yapmıştır. Gereken de hukuk önünde yerine getirilecektir” diye konuştu.

Tek kelime ile hainlik

Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, “Siz, ordumuzun meşru hareketinin arkasında duramıyorsanız, bu hareket uluslararası camiada da meşru olarak görülürken terör örgütlerini destekler vaziyette açıklamada bulunulmasının elbette bir bedeli olması, yargı tarafından soruşturulmasını gerektirir” dedi. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TTB’nin açıklamalarıyla Türk milletine karşı aidiyet bağının olmadığını gösterdiğini ileri sürerek, “Teröriste karşı verilen mücadele karşısında yapılan çıkış, ifade özgürlüğü değil bilakis terörü arkalamak, onlara arka çıkmak anlamına geliyor. Bunu zaten kınadık, kınamanın ötesinde ne söylenebilirse hepsini söylüyorum. Bu yapılan, tek kelimeyle bir hainliktir” dedi.

Siyasetin işi değilmiş

AKP Sözcüsü Mahir Ünal’ın ise yargı süreci başlamış bir meseleyle ilgili mülahazalarda bulunulmasının doğru olmayacağını, bunun siyasetin konusu olmadığını belirtmesi dikkat çekti.

 

İLK TEPKİ CHP'DEN

Gözaltılara ilk tepki CHP'den geldi. CHP milletvekili Ali Şeker, sosyal medyadan yaptığı paylaşımda TBB üyelerine destek mesajı yayınladı.

HDP'DEN İLK TEPKİ: ARTIK HERKES SAVAŞ YANLISI DOKTOR ARASIN

TTB'deki gözaltılara HDP'den de tepki geldi. HDP'li Ayhan Bilgen sosyal medyadan yaptığı açıklamada;" artık herkes savaş yanlısı doktor arasın" ifadelerini kullandı.

İşte Bilgen'İn o paylaşımı;

TBB  üyelerini 17:30'daki basın açıklamasına çağırdı

TBB'den yapılan açıklama şöyle;

TTB Merkez Konseyine yönelik operasyonla ilgili bugün İstanbul Tabip Odası Cağaloğlu binası önünde 17.30da kitlesel basın açıklaması yapılacak. Uygun olan tüm arkadaşlarımızın katılımı önemlidir.