Ömer Çelik askere sert çıktı

AKP Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, "Başkomutanın bir davetine silahlı kuvvetlerin katılmaması gibi bir tercih söz konusu olamaz. Başkomutanının eşiyle ilgili, eşinin kılık kıyafetiyle ilgili bir değerlendirme yapmak hiç bir meşru kurumun haddine düşmez" dedi.

cumhuriyet.com.tr

AKP Merkez Yürütme Kurulu toplantısı öncesi AKP Genel Merkezi'nde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Genel Başkan Yardımcısı Ömer Çelik, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından 29 Ekim'de Çankaya Köşkü'nde düzenlenen resepsiyona askerin katılmamasını değerlendirdi. "Başkomutan, sayın Cumhurbaşkanı devletin ve milletin birliğini temsil yegane makamdır" diyen Çelik, şunları söyledi:
"Başkomutanın bir davetine silahlı kuvvetlerin katılmaması gibi bir tercih söz konusu olamaz. Başkomutanının eşiyle ilgili, eşinin kılık kıyafetiyle ilgili bir değerlendirme yapmak hiç bir meşru kurumun haddine düşmez. Türkiye Cumhuriyeti'nin Cumhurbaşkanı, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşuyla ilgili bir resepsiyon vermiştir. Bunun esasında siyasetin bile tartışma konusu olmaması gerekir. Maalesef soğuk savaş yıllarının ideolojisini taşıyan bir takım siyasi partilerin bakış açıların yüzünden Türkiye hala bu tartışmaları yaşıyor. Türkiye'nin sosyolojik gerçekleri ile barışamayan, Türkiye'nin sosyolojik gerçekleriyle kavga etmek üzere kendini kurgulamış bir takım siyasi partiler yüzünden Türkiye bu tartışmaları yaşıyor. Ama devletin bir resmi kurumunun yanlış biçimde tanımlanmış bir kamusal alan tanımı, ideolojik biçimde tanımlanmış bir kamu alanı tanımı üzerinden taraf olup sayın Cumhurbaşkanı'nın davetine tavır alması gibi bir durum söz konusu olamaz. Son gazeteler yansıyanlar. Hanım efendinin gelip gelmemesi meselesine, davet katılıp katılmamasına göre bir takım prokotol şemalarının ortaya konulması fevkalade yanlıştır. Başkomutanın davetine silahlı gibi teamülleri güçlü kurumun teamüller üzerinden kendi kurgulamaya önem veren kurumun katılmaması demek benim gözümde emre itaatsizlikle eş değerdir."

Çelik, "TSK'nın bu tavrına karşı bir yaptırım olacak mı" yönündeki soruya meselenin Türkiye'nin kurumlarının standartları yakalaması meselesi olduğu yanıtını verdi. Türkiye'nin renkleriyle barışmak dünyanın gerçekleriyle, evrensel standartlarla barışmak gerektiğini ifade eden Çelik, "Kendisini dar bir ideolojik asabiyetin, kapalı toplum ideolojisinin içine hapsetmemelidir. Türkiye'nin geleceği açısından, Türkiye'nin kurumlarının Türkiye'ye çok daha ileri taşıma amacı açısından bu gereklidir" diye konuştu. MGK toplantısı sonrası siber terörizme karşı Türk Silahlı Kuvvetleri'nin hazırlıklı olmadığı yönünde çıkan haberleri hatırlatan Çelik, "Ben bunu TSK'nın yalanlamasını beklerdim. Türkiye'nin önemli kurumu, Dünya'nın üçüncü büyük ordusu siber teröre karşı nasıl hazırlıklı olmaz. Yani bir başörtüsü hanım efendi davete girdiği zaman nasıl davranılacağı, hangi kapıdan çıkılacağı, hangi kapıdan girileceğinin taktik bir takım değerlendirmelerini yapmak yerine dünya standartlarında güvenlik stratejilerine kafa yorması gerekir" dedi.

Başörtüsü sebebiyle askerin resepsiyon ve davetleri protesto etmesinin bir örneğinin de Adana'da yaşandığının da altını çizen Çelik, "Cumhuriyet Bayramı kutlanırken bir hanımefendi cumhuriyet bayramı kutlamalarına o coşkuya neşeye katılmak istiyor. Cumhurun bir üyesi cumhuriyet bayramı kutlamalarına katılmak istiyor. Burada tutuyor askerler Adana'da salonu terk ediyor. Böyle bir şeye hakları yok. Cumhuriyet askerlerin özel mülkiyeti değildir. Cumhuriyet milletin malıdır. Cumhuriyet milletin ta kendisidir" yorumunu yaptı.

Çelik, CHP Gençlik Kolları'nın Başbakan Erdoğan'ın Hitler gibi resmedildiği AKP Eziyetleri sergisi konusunda herhangi bir hukuki sürece gidilip gidilmeyeceği yönündeki bir soruyu ise "Hukuki girişimi bilmem ama o CHP'nin seviyesini göstermiştir. Eğer mizah bile denilemeyecek kadar ahlaki açıdan siyasi açıdan artık seviye sıfırın altına inmiştir" yorumunu yaptı.