"'Olsa olsa' yaklaşımıyla suçlama yapılmaz"

İkinci Ergenekon davasında tutuklusuz yargılanan eski Harp Akademileri Komutanı emekli orgeneral Kemal Yavuz, devletin gizli belgelerini temin etmekle suçlandığına dikkat çekerek “Ben hayatı ‘gizli’ gizlilik derecesindeki evraklarla geçmiş bir insanım. Benim görev hayatım gizli belgelerle geçti. Birinin gizli belge olduğunu ispatlasınlar, 40’ının gizli belge olduğunu kabul ederim” diye konuştu.

cumhuriyet.com.tr

İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Silivri Cezaevi yerleşkesi bitişiğindeki küçük salonda görülen davanın 162. duruşması yapıldı. Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, savunmasına başlarken “Terör örgütü üyesi olmak ve devlete ait gizli bilgi ve belgeleri bulundurmak” ile suçlandığını belirterek “Yasadışı bir örgüte üye olmadım., devletin güvenliğiyle ilgili belge bulundurmadım, temin etmedim. Bütün iddialar polisiye yorumdur ” dedi.

Psikolojik savaş

Kemal Yavuz, kendisinde bulunan “psikolojik savaş” konulu dökümanlara ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Ocak 2008’de beni 2. Genelkurmay Başkan aradı. Terörle mücadele konusunda yapılacak bir konferansta TSK adına benim konuşma yapmamı istedi. Ben de bu konuda döküman rica ettim. Bana Genelkurmay Başkanlığı tarafından bir kutu içinde dokuman ve kitap gönderildi. Daha sonra Genelkurmay Başkanı’nı arayıp bunları iade edip etmeyeceğimi sordum, istemediler.”

İnkar etmiyorum

Balyoz davasından tutuklu bulunan eski Deniz Kuvvetleri Komutanı emekli Oramiral Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen günlüklerdeki 7 Ocak 2004 tarihli notta “Tuncay Özkan Show TV’den ayrıldıktan sonra Org. Kemal Yavuz ile beni ziyarete gelmişti” ifadesinin örgütsel irtibat değerlendirildiğine dikkat çeken Yavuz “Doğru birlikte gittik. İnkar etmedim. Tuncay Özkan Show TV’den ayrıldıktan sonra iki komutandan (Şener Eruygur, Özden Örnek) randevu almış. Tuncay Özkan beni arayıp birlikte gitmemizi istedi. O zaman kendisi ile İstanbul Belediye başkanlığına adaylık meselesi ve ulusalcı bir TV istasyonu ve diğer medya vasıtalarının kurulması konusunda görüşme yapmıştık” dedi.

Fethullah Gülen

Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, Fethullah Gülen’in 1999 tarihinde Ankara DGM’de yargılandığı davanın iddanamesinin kendisinde bulunmasına ilişkin şunları söyledi: “Fethullah Gülen ile neden ilgilendiğimi izah edeyim. Ben Yüksek Askeri Şura (YAŞ) üyesiydim ve 8 YAŞ toplantısına katıldım. İrtica faaliyetleriyle ilgili olduğu iddia edilen subay ve astsubayların dosyalarını inceledim. Savcılık ifadelerini dinlediğimde Fethullah Gülen adına rastladım. Ben Fethullah Gülen’in halk ve devlet açısından tehlikeli bir kişi olduğunu her zaman ifade ettim.”

KKTC’den belge

İddianamede kendisinin “40 belge” ile ilgili olarak “gizli belge temin etmek” ile suçlandığına dikkat çeken Yavuz “Birinin ‘gizli belge’ olduğuispatlansın, 40’ının gizli belge olduğunu ben kabul edeceğim” diye konuştu.

Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, “Türk Federe Devleti Başkanlığına Lefkoşa” başlıklı belgeye ilişkin şu açıklamayı yaptı:
“Ben Kıbrıs’ta 1981-1982 yılları arasında Güvenlik Kuvvetleri Komutanlığı yaptım. Kıbrıs’ta komutanlar görevlerinden ayrıldıktan sonra arkalarından bazı gazateciler karalama yayınları yapıyorlardı. Bu nedenle Kıbrıs’ta görev yapan komutanların kaçakçılık, para konulu yazışmalardan bir sureti yanlarında götürmeleri usulü yerleşmişti. Bu evrakı 1982’den 2009’a kadar 27 yıl korudum. Ayrıca KKTC ayrı bir devlettir. ‘Gizli belge’lerle ilgili yasada anlatılan Türkiye Cumhuriyeti’dir KKTC ayrı bir devlettir. Bu nedenle bu konuda suçlanmam mümkün değildir.”

K. Yavuz kim

İddianamedeki “Tam adı Münür Kemal Yavuz olan şüphelinin isminin birçok yerde ‘K.Yavuz’ olarak geçtiği” şeklindeki ifadelere dikkat çekti. Kemal Yavuz, tutuksuz sanık avukat Hüseyin Buzoğlu’nda bulunan bir dosyanın üzerindeki K.Yavuz yazısının “Olsa olsa Kemal Yavuz’dur” şeklinde değerlendirme yapılmasını “İddianamedeki olsa olsa değerlendirmesi bir olasılığı dahi ifade etmiyor. ‘Olsa olsa’ yaklaşımıyla suçlama yapmak mantık olarak ve hukuken bir suçlama yapmak mümkün değildir. Olsa olsa diye bir subut şekli var mıdır? Mahkemenin takdirine sunuyorum” sözleriyle eleştirdi.

Mahkemeye telefon rehberi

Mahkemeye 2000 yılı İstanbul Avrupa ve Asya yakasının telefon rehberlerinden ilgili sayfaları sunarak “Avrupa yakasında 119, Anadolu yakasında 60 K.Yavuz adı kayıtlıdır. Avrupa yakasında 31, Asya yakasında da 18 Kemal Yavuz kayıtlıdır. Bunların ben olduğum nasıl iddia edilir. Savcı ‘olsa olsa’ Münür Kemal Yavuz mu diyecek” şekinde konuştu.

“Anlaşılmıştır” anlaşılmadı

İddianamedeki Avukat Hüseyin Buzoğlu’nda bulunan bir belgeye ilişkin “.. isimli klasörün Kemal Yavuz’a gönderilen ek belgeler olduğu anlaşılmıştır” ifadelerine de dikkat çeken Yavuz şöyle devam etti:
“Savcılar kusura bakmasın ben bu cümledeki ‘anlaşılmıştır’ sözünden bir şey anlamadım. Anlaşılmaya neden olan unsurlar, deliller nelerdir? Savca ‘Ben anladığıma göre sen de anlarsın’ demek istiyor herhalde. K.Yavuz’un ben olduğuma ilişkin bir delil var mıdır. Ben avukat Hüseyin Buzoğlu ile bu dava başlayana kadar hayatımda hiç karşılaşmadım.”

Sovyet hududunda

Yavuz, Avukat Hüseyin Buzoğlu’na “gizli belge verdiği” iddilarına karşılık 41 yıl TSK’ye hizmet ettiğini ve bunun 16 yılını general rütbesindeki görevlerde sürdürdüğünü anlattı. Yavuz şöyle konuştu: “Sovyetler Birliği döneminde Artvin’de hududu koruma görevindeki alay komutanlığı yaptım. Güvenliğe ilişkin bütün gizli belgeler önümdeydi. Birici Orduya bağlı 66. Mekanize Tümen’in komutanlığını yaptım. 3 yıl Kara Kuvvetleri Harekat Komutanlığı yaptım. Yani ben hayatı ‘gizli’ gizlilik derecesindeki evraklala geçmiş bir insanım. Hiç tanımadığım, güvenilir olup olmadığın birine devlete ait evrak göndermem nasıl mümkün olabilir.”

Emekli Orgeneral Kemal Yavuz savunmasını “Bu iddianamede hukuki değildir. Acaba bu iddianamenin görevi ve amacı sırf bir insanı karalamak mıdır Savcılık, sanal iddiaları gerçek gibi kabul ederek suç üretmektedir” sözleriyle tamamladı.

Mustafa Balbay’ın “Beni tanıyor musunuz” sorusu üzerine Kemal Yavuz “Sizinle hiç karşılaşmadım. Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara Temsilciliği’nin yerini bile bilmem  o şansa sahip olamadım” yanıtını verdi.

Balbay, iddianamede Cumhuriyet Gazetesi’nin Ankara Temsilciliği’nin santral numarasının da kendisine ait gibi gösterildiğini bir kez daha vurgulayarak “Kemal Yavuz, santralı dahi aramış olsa benimle bağlantılı gösterilecekti” diye konuştu.

Duruşmalarda sık sık “Balbay’ın günlükleri” ifadesinin geçtiğine dikkat çeken  Balbay “Yeni hakimleri de bilgilendirmek için söylüyorum. Bana ait olduğu iddia edilen notlar iddianamenin üç yerinde farklı geçmektedir” dedi.

“Tuncay Özkan ile örgütsel irtibatı olduğu” iddiasını anımsatan Balbay “Tuncay Özkan ile 1993 yılına kadar Cumhuriyet Gazetesi’nde beraber çalıştık o tarihten sonra farklı yolları seçtik. Bugün bizim tecritimizin birinci yıldönümü. Son bir yıldır da Tuncay Özkan ile sadece bu salonda görüşüyorum” dedi.

Odatv davasından tutuklu bulunan Ergenekon’un tutuksuz sanığı Prof.Dr. Yalçın Küçük, soru yöneltirken “Paşa hazretleri” diye hitap ettiği Yavuz “Estağfurullah” diye karşılık verdi.