'Olmert görüşmesinin tutanakları yok'
MHP Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı, Başbakan Erdoğan'ın İsrail Başbakanı Olmert'le yaptığı görüşmenin tutanaklarının olmadığını savunarak, "Bu durumun AKP hükümetinin kayıt dışı siyaset anlayışının ibret verici bir tezahürüdür" dedi.
cumhuriyet.com.trMHP Ankara Milletvekili Deniz Bölükbaşı Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın bölge ülkelerine yaptığı gezileri "mahcubiyet ve suçluluk telaşı" olarak değerlendirerek "İsrail'i hedef alan hamasi söylemlerinin seçim sürecinde Türk kamuoyundaki imajını kurtarmak amacına yönelik bir danışıklı dövüş olduğu sonucunu çıkarmak, hayal ürünü sayılamayacaktır." dedi. Bölükbaşı, Meclis Genel Kurulu'nda İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırılarına ilişkin yapılan genel görüşmede MHP grubu adına söz aldı. İsrail'in saldırılarının insanlık dışı olduğunu, nefretle ve şiddetle kınadıklarını belirten Bölükbaşı, saldırıların "toplu kıyım" boyutuna ulaştığını ifade eden Bölükbaşı, uluslar arası camianın saldırılar konusunda tepkisiz kalmasının ise utanç ve ibret verici olduğunu kaydetti.
'Erdoğan anlaşılmaz bir telaş içinde'
AKP'yi etkili ve tutarlı bir politika izlememekle eleştiren Bölükbaşı, Erdoğan'ın ise anlaşılmaz bir telaş ve panik psikolojisinde olduğunu öne sürdü. Bölükbaşı "Başbakan'ın tonu sert ve öfkeli, ancak somut içeriği olmayan tepkiler göstermesi üzerinde dikkatle durulması gereken bir garabet" dedi. Erdoğan'ın Gazze'ye yönelik saldırıların ardından Ortadoğu turuna çıkmasını da eleştiren Bölükbaşı şunları söyledi:"Sayın Başbakan bu süreçte; ateşkeş için baskı yapmak amacıyla, İsrail ile temas kurmaktan özenle kaçınmış, başta askeri ve savunma alanındaki işbirliği olmak üzere Türkiye-İsrail ilişkilerinin bundan etkilenmemesi için özel bir çaba ve hassasiyet göstermiş, İsrail ile ilişkiler konusunda gösterdiği bu ihtimamı, uluslararası ilişkilerde 'duygusallığa yer olmadığı' sözleriyle örtmeye çalışmış ve Türk kamuoyunda İsrail'e karşı duyulan infial karşısında, hükümetinin tepkisizliğini gizlemek için İsrail'e yönelik sözde kalan, çocukların ve kadınların ahı ve kanı üzerinden hamasi beyanlarla yetinmiştir. Sayın Başbakan'ın bu öfke ve telaşının, bir insanlık dramı karşısında doğal bir duygusal tepki mi, yoksa kendisini ilgilendiren bir kusuru ve mahcubiyeti örtme çabası mı olduğunun aydınlığa kavuşturulması önem arz etmektedir."
'Görüşmenin kayıtları Dışişlerinde yok'
Erdoğan'ın, İsrail saldırılarından kısa bir süre önce İsrail Başbakanı Olmert'le yaptığı görüşmeyi hatırlatan Bölükbaşı, görüşmenin önemli bir kısmının baş başa gerçekleştiğini son bölümünde ise Dışişleri Bakanı Ali Babacan'ın da katıldığını savundu. Kendilerine ulaşan bilgilerin görüşmenin tutanaklarının Dışişleri Bakanlığı kayıtlarına girmediği ve bir tutanağının olmadığı yönünde olduğunu dile getiren Bölükbaşı "Devlet ciddiyeti ve gelenekleriyle bağdaşmayan bu durumun, AKP hükümetinin kayıt dışı siyaset anlayışının ibret verici bir tezahürü olduğu ortadadır" dedi.
'AKP'liler tepki gösterdi'
Bölükbaşı'nın konuşması sırasında, bazı AKP milletvekilleri "On dakika boyunca hükümeti eleştirdiniz" diyerek tepki gösterdi. AKP Samsun Milletvekili Ahmet Yeni "Millet sizi hayretle izliyor" derken Bölükbaşı "Millet sizi hayretle izliyor, otur yerine" diye bağırdı. AKP'lilerin tepkileri arasında konuşmasını sürdüren Bölükbaşı "Sayın Başbakanın, 'İsrail'in orantısız güç kullanarak bir insanlık dramına imza attığını' söylemesi ve Olmert'e arabuluculuk önerisinde bulunduğunu, El Cezire televizyonuna açıklaması da Ankara görüşmesinde askeri harekatın gündeme geldiğinin bir ikrarı ve itirafı olmuştur. Sayın Başbakan, orantısız güç beyanıyla, İsrail'in güç kullanmasına karşı çıkmamış, sadece bu gücün orantısız olması nedeniyle tepki göstermiştir. Bu durum karşısında; Sayın Başbakan için makbul güç kullanımının ölçüsü ve orantısının ne olduğunu ve Sayın Erdoğan'ın karşı çıkmayacağı ve hoş göreceği orantıda güç kullanımı için, kaç çocuk ve annenin kanı ve ahının yerde kalmasının gerekli olacağını sormak ve buna cevap beklemek en doğal hakkımız olacaktır. Bu gerçekler karşısında; Sayın Başbakan'ın öfkeli tepkilerini duyduğu mahcubiyet ve suçluların telaşıyla izah etmek; İsrail'i hedef alan hamasi söylemlerinin seçim sürecinde Türk kamuoyundaki imajını kurtarmak amacına yönelik bir danışıklı dövüş olduğu sonucunu çıkarmak, hayal ürünü sayılamayacaktır." diye konuştu.