Öldürülen Aygün'ün ailesi hakim karşısında

Ankara Keçiören'de, Cem Aygün'ün polis tarafından öldürülmesini Ankara Emniyet Müdürlüğü önünde protesto eden aile fertlerinden 8 kişinin, aralarında ''adam öldürmeye teşebbüs''ün de bulunduğu bir dizi suçtan yargılanmasına başlandı.

cumhuriyet.com.tr

Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki duruşmaya, sanıklar Cem Aygün'ün kız kardeşleri Aylin Aygün, Sonay Aygün, Yasemin Eker, Songül Aygün, Nazlıcan Aygün ve Aynur Aygün, eniştesi Ali Eker ve yeğeni Bedirhan Mercanoğlu ile müşteki polisler Zeynel Abidin Saygın, Harun Karakaş, Şuayip Atmaca ve taraf avukatları katıldı.

Duruşmada söz alan sanık avukatlarından Murat Yılmaz, iddianamede aile fertlerine, kamu görevlisini öldürmeye teşebbüsün de arasında bulunduğu bir dizi suçun yöneltildiğini belirterek, ''Bu iddianame mahkemece kabul edilmemeliydi. Aygün'ü toprağa veren aile bu acıyla Emniyet'e gidiyor. Adam öldürmeye teşebbüs var mı? Adam öldürmeye teşebbüsün hangi koşulları var? Savcı niyet mi okuyor?'' dedi. Aygün'e ilişkin dosyada ayrımcılığın olduğunu ileri süren Yılmaz, Cem Aygün'ü öldüren polis memurları hakkında hala bir iddianame hazırlanamamasına rağmen, acılı aileye kısa sürede dava açıldığını söyledi. Yılmaz, ''Bu iddianame böyle kabul ediliyorsa, biz de derhal beraat verilmesini talep ediyoruz'' diye konuştu.

Cumhuriyet Savcısı İsmail Kırışık, sanık avukatının ''beraat'' talebinin reddini istedi. Mahkeme talebi reddederek duruşmaya devam etti. Duruşmada, kimlik tespitinin ardından sanıklar savunmalarını yaptı. Sanık Aylin Aygün, savunmasında, olayın olduğu sırada Alanya'da çalıştığını, kardeşinin silahla vurulduğunu duyunca Ankara'ya geldiğini belirterek, şunları anlattı: ''Kardeşimi polisin öldürdüğünü bilmiyorduk. Cenazeyi defnettikten sonra, basından kardeşimin polis tarafından öldürüldüğünü duyduk. Bunun üzerine kız kardeşlerimi de alarak Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gittim. Kapıda duran polis memuru Şuayip Atmaca'ya içeri girip bilgi almak istediğimizi söyledik. İzin verilmeyince kaldırıma oturduk. Bu sırada Atmaca, 'Sizle mi uğraşacağız, yeter' diyerek ablamı yere itti. Menenjit hastası olan ablam Döndü Korkmaz yere düştü. Bu sırada düşen ablama Atmaca vuruyordu. Harun Karakaş da tüfeğini doğrulttu. Ben de 'Bizi de öldürün' dedim. Kardeşimi öldüren polisi öldürmek isteseydik, savcılık serbest bırakmıştı, evine giderdik. Böyle bir amacımız yoktu.''

 

'Ölüm nedeni hala açıklanmadı'

Sanık Sonay Aygün de olayın ardından gözaltına alındıklarını ve karakola götürüldüklerini belirterek, polislerin kendilerine, ''Darp raporu almayalım, biz şikayetçi olmayacağız, siz de olmayın'' dediğini ileri sürdü. Sanık Yasemin Eker de kardeşinin ölümüne ilişkin bir muhatap bulabilmek için Ankara Emniyet Müdürlüğü'ne gittiklerini savunarak, ''Kardeşimin cesedini göstermediler. Birini kefenleyip toprağın altına koyduk, kim bilmiyoruz. 3,5 ay oldu Cem'in ölüm nedeni hala açıklanmadı'' dedi. Eker, iddianamede kendisinin Çorum'dan Ankara'ya geldiğinin iddia edildiğini ancak, Kahramanmaraş'tan geldiğini ifade etti. Diğer sanıklar da suçlamaları reddetti.

 

Müşteki beyanları

Müşteki polis memuru Zeynel Abidin Saygın, nöbetinin bitmesinin ardından görev yerinden ayrılırken, arkadaşlarının ''yetişin, emniyeti bastılar'' diye bağırması üzerine olay yerine gittiğini anlattı. Sanıkların elinde, Cem Aygün'e ait bir fotoğrafın ve gazetenin bulunduğunu belirten Saygın, içeri girmelerine izin verilmemesi üzerine söz konusu kişilerin oturmaya başladığını söyledi. Bu sırada bir kadının bayıldığını ifade eden Saygın, ''Bayılan kadın, ayılması için kendisine su getiren Şuayip Atmaca'ya yumruk attı. Bu sırada Atmaca'nın gömleğinin düğmesi koptu. Daha sonra çevik kuvvet geldi ve gözaltına aldı'' dedi. Kadınların kendilerine hakaret etiğini ileri süren Saygın, Ali Eker ve Bedirhan Mercanoğlu'nun olaya karışmadıklarını, sadece ayırdıklarını kaydetti. Saygın, sanıklardan şikayetçi olmadı.

Polis memuru Harun Karakaş da kapıda tüfekle nöbet tuttuğu sırada sanıkların gelerek içeri girmek istediklerini belirtti. Sanıkların emniyete neden geldiğini anlayamadığını ifade eden Karakaş, ''Söyleseler yardımcı olurdum. Kadınlardan biri trafik dubalarını alıp bana vurdu. Yakamdan tutup tekme, tokat attılar'' ifadesini kullandı. Karakaş, Ali Eker ve Bedirhan Mercanoğlu hariç diğer sanıklardan şikayetçi olduğunu söyledi. Bu sırada söz alan sanık avukatlarından Halil İbrahim Vargül, sanıklarda darp izlerinin bulunduğunu, bunun nasıl oluştuğunu sordu.

Karakaş da ''Engel olmak isterken olmuş olabilir. Kendini yere atanlar da oldu. Arbede yaşanıyordu ve o sırada elimde tüfek vardı. Tüfeği kimseye doğrultmadım'' cevabını verdi. Polis memuru Şuayip Atmaca da bayılan kadına yardım etmek isterken saldırıya uğradığını savunarak, ''Saldırıda resmi elbisemin düğmesi koptu. Vücudumda çizikler oluştu. Kadınlardan şikayetçiyim'' dedi.

Bilirkişi raporu alınacak

Daha sonra tanık Döndü Korkmaz dinlendi. Korkmaz, ''Bizim acımızı görsünler diye Emniyet'e gittik'' demesi üzerine mahkeme başkanı Bahattin Özbaş, ''Acıyı göstermek için gidilir mi?'' karşılığını verdi. Sanık avukatlarından Özgür Yılmaz ve Evrim Deniz Karatana, mahkeme başkanının tanığa yönelik tutumunu eleştirerek, tanığın beyanlarının aynen tutanağa geçirilmesini istedi. Bu sırada mahkeme başkanı ve üyeleri ile sanık avukatları arasında kısa süreli tartışma yaşandı. Tanık beyanının alınmasının ardından Avukat Murat Yılmaz, Aygün'ü öldüren polislerin hangi tarihlerde gözaltında tutulduğunun, kamera görüntülerinin ve kapıda görevli polis memurlarının telsiz konuşmalarının Emniyet'ten istenerek bilirkişi raporunun aldırılmasını talep etti.

Yılmaz, iddianamede mağdur olarak geçen Aygün'ün ölümüne neden oldukları iddia edilen polis memurları Fatih Y. ve Olcay H'nin gelecek duruşmada hazır edilmelerini istedi. Avukat Halil Vargün de olay günü sanıkların taşıdığı Aygün'e ait fotoğrafın, öldürmeye teşebbüste kullanılıp kullanılamayacağına dair bilirkişi raporu alınmasını talep etti.

Cumhuriyet Savcısı İsmail Kırışık, Emniyet'ten olaya ilişkin kamera ve telsiz kayıtlarının istenerek bilirkişi raporu aldırılmasını, Aygün'ü öldürdükleri iddia edilen Fatih Y. ve Olcay G'nin gözaltında tutulduğu sürelerin sorulmasını ve gelecek duruşmada hazır edilmelerini istedi.

Mahkeme, Emniyet'ten olaya ilişkin kamera ve telsiz kayıtlarının istenerek bilirkişi raporu alınmasına karar vererek, Fatih Y. ve Olcay G'nin gözaltında tutulduğu sürelerin sorulmasını ve gelecek duruşmada hazır edilmelerini kararlaştırdı. Sanıkların elinde taşıdığı Aygün'e ait fotoğrafın, öldürmeye teşebbüste kullanılıp kullanılamayacağına dair bilirkişi raporu alınması talebini reddeden mahkeme, duruşmayı erteledi. İddianamede, sanıkların ''adam öldürmeye teşebbüs''ün de bulunduğu bir dizi suçtan 36 yıla kadar hapsi isteniyordu.

 

Aygün'ün ailesinin protestosu

Aygün'ün ailesi, duruşmanın ardından davayı adliye önünde protesto etti. Abla Sonay Aygün, gazetecilere yaptığı açıklamada, ''3 buçuk aydır kardeşimin niye öldürüldüğünü bilmiyoruz. Kardeşimin katillerinin tutuklu yargılanmasını istiyoruz. Ömür boyu hapisle yargılansak bile bu davanın peşini bırakmayacağız'' dedi. Baba İsmet Aygün de ''Katillerin yargılanmasını istiyoruz. Katiller bizim vergilerimizle çalışmaya devam ediyor'' diye konuştu.