'Olağan hal' yasasına muhalefet şerhi: Sivil darbe hukuku
CHP, OHAL’i kalıcı hale getiren yasa önerisine muhalefet şerhi koydu. Şerhte, ‘Yeni yasa önerisinin içeriği hukuk sistemimize seri şekilde kurşun sıkmaktadır’ denildi.
Emine KaplanSivil ayakkabılarla eziliyor: OHAL sürecinin demokrasimiz ve hukuk sistemimizde açtığı derin yarayı sarmamız gerekirken, bugün daha zarar verici bir sürecin başlangıcını yaşamaktayız. Yerleştirilmek istenen bu sistem hem soyut hem de somut anlamıyla ‘sivil darbe hukuku’dur. Evet OHAL’in kalktığı doğrudur ancak şeklen kalkmıştır; içerik açısından, özellikle 24 Haziran 2018 seçimleri sonrası yürürlüğe giren yeni anayasal sistemle yani Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle birlikte ele alındığında hukuk sistemimize ve devlet yapılanmamıza adeta seri şekilde kurşun sıkılmaktadır. 15 Temmuz 2016 tarihindeki darbe girişimine karşı hep birlikte savunduğumuz demokrasimiz, parlamenter rejimimiz 20 Temmuz 2016 tarihinde yürürlüğe giren OHAL ile sarsılsa da düşe kalka yol almaya çalışırken, bugün tekrardan yere serilerek, bu kez sivil ayakkabılar tarafından ezilmektedir.
Suçsuzluğu kanıtlanan kişiler mağdur olur: Kamudan ihraç kararı geri alınan kişilerin, eski kadro ve pozisyonlarının dışında başka kadro ve pozisyona atanabilmelerinin yolunu açan değişiklik, bu kişilerin mali ve sosyal haklarını faiziyle alabilmesi ile maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmalarının önünü de kesmektedir. Yükseköğretim kurumlarında ayrıca kişilerin başka şehirlere gönderilmesi de söz konusudur. Bu madde, hukuk devleti ilkeleriyle aykırılık taşımaktadır. İade edilenlere vebalı muamelesi yapılıp bulundukları kadro, rütbe ve makamda değil de araştırma merkezi adı altındaki birimlerde görevlendirilmeleri ve farklı illere gönderilecek olmaları, aslında yine yargı kararına bütünüyle uyulmadığı ve hak ihlali yapıldığı anlamı taşımaktadır
Valiler ‘sıkıyönetim komutanı’ gibi: Valilere tanınan, ildeki belirli yerlere giriş ve çıkışı kamu düzeni ya da kamu güvenliğini bozabileceği şüphesi bulunan kişiler için sınırlayabilme yetkisi hukuka aykırıdır. Valilerin, söz konusu kısıtlama ve yasağı koyabilme kriteri ise ‘ciddi belirti’ ifadesine bağlanmış. Kanunların genel, anlaşılabilir, açık olması şartı dikkate alındığında ‘ciddi belirti’ ifadesi, bir kamu görevlisine kamu gücünü sübjektif şekilde kullanma yetkisinin verilmesi anlamına gelmektedir. Söz konusu yetki ile valiler, bu teklif kapsamında kaldırılan sıkıyönetim komutanının yerine geçirilmiş olmaktadır.
Toplantı ve yürüyüşe keyfi sınırlama: Anayasa Mahkemesi’nin ‘vatandaşların günlük yaşamını zorlaştırmayacak’ ibaresini iptal etmesi üzerine ‘aşırı ve katlanılmaz derecede’ ifadesi eklenerek mahkemenin kararı arkadan dolaşılmıştır. Bu ifade, kanunların genel, anlaşılabilir, açık olması şartıyla da çelişmektedir. Muğlak ifadelerle anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkına keyfi şekilde müdahale edilmesi yolunu açan madde hükmü, anayasanın düşünceyi açıklama ve yayma hürriyeti, hak arama hürriyeti maddelerine aykırılıklar taşımaktadır.
MİT şeffaflıktan muaf: Teklifin MİT’in taraf olduğu davalarda arabuluculuk usulünün uygulanmaması, Bilgi Edinme Yasası kapsamı dışında tutulmasına ilişkin hükümleri, anayasanın ‘hak arama hürriyeti’ ile ‘idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olması’, ‘dilekçe, bilgi edinme ve kamu denetçisine başvurma hakkı’ maddelerine aykırıdır. Düzenlemeyle istihbari konularda soruya cevap verme yükümlülüğü olmayan MİT, idari ve mali konularda da şeffaflıktan muaf tutuluyor.
Gözaltı süresinin uzatılması evrensel ilkelere aykırı: Gözaltı süresinin bireysel suçlarda 6, toplu suçlarda 12 güne kadar uzatılmasına ilişkin düzenleme, anayasanın ‘kişi hürriyeti ve güvenliği’ maddesine, Ceza Muhakemesi Yasası’na, evrensel hukuk ilkelerine ve tarafı olduğumuz sözleşmelere açıkça aykırılık taşımaktadır. Anayasanın 19. maddesindeki bireysel suçlarda gözaltı süresinin 48 saat, toplu suçlarda 4 günü geçemeyeceği, bu süreler dolduktan sonra kimsenin hakim kararı olmaksızın hürriyetinden yoksun bırakılamayacağı kuralının arkasından dolanılmak istenmektedir.
Askere karşı güvensizlik: Askeri mahallerde aramaların kolluk kuvvetleri tarafından yapılmasına ilişkin hüküm, askere karşı güvensizliğin göstergesi olarak değerlendirilebilir. Askerin, emniyet güçlerinin kullanımındaki bina ve tesislerde yapılan aramalara eşlik etmesi ne kadar sorunlu bir durum ortaya çıkaracaksa, emniyet güçlerinin askeri mahallerdeki aramalara eşlik etmesi de o kadar sorunlu olacaktır.
OHAL 3 yıl daha sürecek: Teklifin 23. maddesi, 20 Temmuz 2016 tarihinde ilan edilen ve 7 kez uzatıldıktan sonra 19 Temmuz 2018 tarihi itibarıyla sona eren OHAL’in 3 yıl daha sürmesini düzenlemektedir. Bu madde, OHAL dönemindeki gibi idari kararlarla ihraçların devam etmesi amaçlandığı gibi ihraç edilenlerin işlerinin dışında sosyal birçok hakkından mahrum kalmasını da içermektedir. Dolayısıyla OHAL kalkmış değildir