Okuma ve anlamada çarpık tablo

PISA sınavı sonuçları, eğitimde Türkiye’nin Batı’sı ve Doğu’su arasındaki farklılığı da gözler önüne serdi.

Figen Atalay

Okuma becerisi ortalaması Batı Marmara’da 458 iken, Güneydoğu Anadolu’da 390, “Ortadoğu Anadolu” da ise 384. Maltepe Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Betül Çotuksöken, “Okumaanlama faaliyetlerinde belli bir performans gösterebilmenin yolu doğru bir düşünme eğitiminden; temelleri felsefi olan bir eğitimden geçer” dedi. Prof. Dr. Çotuksöken, PISA sonuçlarını şöyle yorumladı: “İnsan-dünya-bilgi arasındaki bağın ne denli önemli olduğu temel savına dayalı olan PISA, çocukların okul sıralarında edindiği bilgileri günlük yaşamda, farklı durumlarla karşılaştıklarında ne oranda kullanabildiklerini ölçmeyi ve değerlendirmeyi amaçlıyor. PISA için okuma-anlama faaliyetleri temel insan edimleridir. Bu nedenle PISA okuma-anlama, matematik ve fen okuryazarlığı bağlamındaki performansı ölçmeye çalışır. Çocukların bu türden becerilere üst düzeyde sahip olabilmeleri için okula (okul yöneticilerine, öğretmenlere, rehberlere/mentörlere) ve aileye çok iş düşmektedir. Üzerinde belki de en çok durulması gereken konu, öğretim programlarının yeniden gözden geçirilmesidir.” Eğitimci Şahin Aybek de eğitimde “OHAL” ilan edilmesi gerektiğini belirterek, “Bir eğitim seferberliği ilan edercesine bütün enerjimizi eğitime vermeliyiz. Yer gök eğitim olmalıdır” dedi.

Eşitsizlik ele alınmalı

ODTÜ Eğitim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gölge Seferoğlu, PISA verilerine göre değerlendirilmesi gereken bir konunun da okul türleri ve bölgeler arası eşitsizlikler olduğunu belirterek, “Tüm bölgelerde, tüm okullarda okuyan öğrencilerin takip ettikleri müfredatın aynı olması onlara sunulan eğitimin ve öğrenme fırsatlarının aynı nitelikte olduğu anlamına gelmeyebiliyor’’ dedi. Dekan, şöyle devam etti. “Eğitimle ilgili toplantılarda sürekli niteliğin artırılmasının amaçlandığı ifade edilir ancak bazen eğitimde nicelikle ilgili artışlara veya sayısal sonuçlara odaklanılıyor, okullarda öğrencilerin bire bir yaşadıkları öğrenim süreçleri ve onlara sunulan öğrenme fırsatlarının niteliği yeterince ele alınmıyor” diye konuştu