Okulöncesi eğitim mucizesi Finlandiya

Ülkede 1-7 yaş arasında dört öğrenci başına bir öğretmen düşüyor

Deniz Ülkütekin

Oyun-ders-genel kültür bağı çok erken yaşlarda kuruluyor.

Finlandiya, Avrupa çapında yapılan araştırmalarda son 16 yılda en başarılı eğitim sistemine sahip ülke olarak gösteriliyor. Finlandiyalılar ayrıca ABD’nin Central Connecticut State Üniversitesi tarafından mart ayında yayımlanan araştırmada da dünyanın en okuryazar nüfusu olarak belirlenmişti. Okuryazarlık ve edebi kültür seviyelerini ölçen testlerin yanında ülke çapındaki kütüphane ve yayımlanan gazete sayısı gibi oranları da değerlendiren araştırmada ortaya koyulan “edebi davranış karakteri” kategorilerinde ilk sırada yer alan Finlandiya’nın başarısında eğitim sisteminin önemli rolü var. Britanya’nın Guardian gazetesinde yer alan haber Finlandiya’nın eğitimdeki başarısını inceledi. Ortaya çıkan sonuca göre, ülkenin eğitim alanındaki başarısına en önemli etken, okulöncesi eğitim. 1 - 7 yaş arasındaki nüfusta dört öğrenci başına bir öğretmenin düştüğü sistem, çocukları henüz emekleme döneminden itibaren öğrenmeye alıştırıyor.

Okulöncesi başarısı: Finlandiya’da okulöncesi eğitim büyük öneme sahip. 1 - 3 yaş arasındaki nüfusun yüzde 40’ı, 3 - 5 yaş arası nüfusun yüzde 75’i anaokuluna gidiyor. Altı yaş seviyesindeki tercihe bağlı anaokuluna katılım ise yüzde 98 civarında. 

Dersimiz oyun: Okulöncesi merkezler çocukları okula ısındırmak amacı taşısa da, ders müfredatı matematik, edebiyat gibi konulardan değil, tamamen yaratıcılığı geliştiren oyunlardan oluşuyor. Böylece çocuklara okulun güzel bir yer olduğu algısı yerleştiriliyor. Yetkililere göre, çocuklara hayat boyu öğrenme isteği ve yeteneği kazandırmak onları henüz çok küçükken bunun için eğitmekle mümkün olabilecek bir şey. 

Yedi yaş çok erken: Finlandiya’da çocukların okula başlama yaşı yedi. Ancak Finlandiya eğitim sisteminde yedi yaşın, ders müfredatına geçiş için çok erken olduğuna inanılıyor. Bu yüzden okulöncesi dönemde edinilen öğrenme becerileri, birinci sınıf seviyesinde kullanılıyor ve çocuklar oyunla ve yaratıcı düşünceyle öğrenmeye alıştırılıyor. Çocukların oyunla edindiği dikkat süresini en üst düzeye çıkarmak, konsantrasyon ve problem çözme yeteneği gibi beceriler, tüm eğitim hayatları boyunca derslerden aldıkları verimi en üst düzeye çıkarıyor. Ayrıca çabuk öğrenme becerileri oranlarının yüksekliği daha az ders saati, daha az ödev ve daha az stresli öğrenciler ortaya çıkmasını sağlıyor. 

Farklar küçük yaşta gideriliyor: Dünya çapındaki çok sayıda ülkenin aksine Finlandiya, çocukların kültürel-sosyal gelişim eğitimini ilk gençlik çağlarında değil henüz çocukluk dönemlerinde başlatıyor. Ülkedeki eğitim uzmanları, belirli bir yaştan sonra özellikle yaşıtlarına göre dezavantajlı koşullardan gelen çocukların kültüre karşı direnç gösterdiğini keşfetmiş. Bu yüzden oyun-ders-genel kültür bağı çok erken yaşlarda kurularak çocukların dezavantajlarını henüz sosyal ayrışmaların farkına varmadan gidermesi amaçlanıyor.