Okulda silah korkutuyor: Öğretmen hedefte
İzmir Ödemiş’te 16 yaşında iki öğrencinin tüfekle müdürlerini öldürmeleri, okullardaki şiddeti tekrar gündeme getirdi. Uzmanlar, öğrencilerin silah taşıma oranlarının her geçen gün arttığına dikkat çekti. Eğitim Sen Genel Başkanı Aydoğan, "Eğitimle ilgili hiçbir süreçte öğretmenleri dahil etmeyen, eğitim öğretimin bütün kronik ve yapısal sorunlarını öğretmenlerin sırtına yıkan bu yaklaşım ne yazık ki yaşanan tüm aksaklıklarda öğretmenleri hedef haline getirmektedir" dedi.
Figen Atalayİzmir Ödemiş’te 16 yaşında iki öğrencinin tüfekle müdürlerini öldürmeleri, şiddetin okuldaki yansımalarını yeniden gündeme getirdi. Okul çağındaki çocukların silah taşıma oranları her geçen gün artıyor. Şiddet ile mücadelede, önleme modelleri devlet politikası haline getirilmediği müddetçe daha çok çocuğun suç işlemeye devam edeceği vurgulanıyor. Okullardaki rehber öğretmen sayısının çok yetersiz oluşu, bu öğretmenlerin yerini imamların alması, önleme ve izleme mekanizmalarını işlemesi önündeki en büyük engel. Çocukları okuldan uzaklaştırarak, örgün eğitimin dışına çıkmaya zorlamak da sorunu iyice içinden çıkılmaz hale getiriyor. Eğitim Reformu Girişimi’nin “Çocukların Gözünden Okulda Yaşam’’ Araştırması da, çocukların şiddeti kanıksadığını ortaya çıkarmıştı.
Caydırıcı değil
Suça sürüklenerek çocuk adalet sistemine giren çocuklara destek verilerek topluma kazandırılmaları amacıyla çalışmalar yürüten Türkiye Çocuklara Yeniden Özgürlük Vakfı (TCYOV) Başkan Yardımcısı avukat Selmin Cansu Demir, çocukların, bireysel, ailesel ve çevresel nedenlerle suç ile ilişki kurduklarına dikkat çekerek, “Bu nedenler, dürtüsellik, öfke kontrol ve muhakeme yeteneklerinin yetişkinlerden farklı olması gibi ergenlik dönemi özellikleri ile birlikte değerlendirildiğinde, çocuklar suç konusu edilen cok sayıda uyumsuz davranışlar sergileyebiliyor’’ dedi.
Bu şekilde davranan çocukların okuldan uzaklaştırılması, hapsedilmesi gibi cezalandırma yöntemlerinin çocuklar üzerinde caydırıcı bir etki yaratamadığını vurgulayan Demir, şöyle devam etti:
“Aksine çocuğu seçeneksizliğe sürüklüyor ve çocuk okulsuz kaldığında ya da hapsedildiğinde o suçun genellikle daha ağırını işliyor.
Bu çocukların daha önce okula silah ile geldikleri, silahla başka arkadaşlarını tehdit ettikleri biliniyor. Daha bu ilk aşamada içinde bulundukları aile ve çevre koşulları araştırılmalı ve ihtiyaç duydukları destek çalışmaları yapılmalıydı. Eğer çocukları şiddet eylemlerinden uzak tutmak istiyorsak hepimizin şu soruyu sorması gerekiyor; bu çocuklar silah taşımayı günlük hayatının bir parçası haline nasıl getirdi?’’
Daha çok suç işlenecek
Türkiye’de bireysel silahlanmanın ve okul çağındaki çocukların silah taşıma oranlarının her geçen gün arttığına dikkat çeken Demir, “Şiddet ile mücadelede, önleme modelleri devlet politikası haline getirilmediği müddetçe daha çok çocuk suç işlemeye devam edecektir. Barış kültürünün ve şiddetsiz iletişimin yaygınlaştırılması bir eğitim hedefi olmalı ve her okulda rehberlik servisleri tarafından hayata geçirilmeli. Ayrıca çocukların ihtiyaçlarına ve yararlarına uygun hizmet modelleri geliştirilmeli. Örneğin çocuğun okul dışında vaktini geçirebileceği, eğitsel sosyal etkinliklere katılabileceği, psikolojik ve hukuki destek alabileceği Gençlik Merkezi, çocukların suç ile ilişki kurmasını önleyici bir model olarak 20 yıldır vakfımız tarafından İstanbul Kadıköy’de uygulanıyor’’ diye konuştu.
Hem kurban, hem fail
Sosyolog Sevgi Özkan, çocukların, şiddetin kurbanı da faiili de olmaya devam ettiklerini belirterek, “Evde, sinemada, internette, sosyal medyada, televizyonda, bilgisayar oyunlarında, yakın ve uzak insani çevre etkileşimlerinde rol modeli bulmakta sıkıntı çekmedikleri şiddeti, kaçınılması gereken bir tavırdan çok, kaçınılmaz bir ifade dili olarak benimseyen nesiller yetişiyor’’ dedi.
Okullardaki şiddetin de aile içi şiddetin de, akran zorbalıklarının da arttığına dikkat çeken Özkan, şunları söyledi:
“Okullarda rehberlik yapan psikolojik danışmanların işlevi gün geçtikçe daha önem kazanmakta. Psikolojik danışmanların öğrenciler aileler ve tüm okul katılımcıları açısından değeri anlaşıldıkça bazı şiddet eğilimleri önlenebiliyor. Suç işleyen çocukların cezalandırılmasının önemi çok iyi algılanması gereken ve şiddet kadar önemli bir konu.”
Eğitim Sen Genel Başkanı Aydoğan: Öğretmen hedefte “AKP döneminde artış gösteren, Ömer Dinçer zamanında ivme kazanan öğretmenin değersizleştirilmesi, itibarsızlaştırılması sürecinin bir sonucu, eğitimi günden güne özelleştiren, okulları birer ticarethane öğretmenleri de birer tahsildar olarak gören bu zihniyet nitelikli bilimsel ve ulaşılabilir bir eğitim için çaba gösteren tüm öğretmenlerin mesleki itibarlarını yerle bir etmeye çalışmaktadır. Eğitimle ilgili hiçbir süreçte öğretmenleri dahil etmeyen, eğitim öğretimin bütün kronik ve yapısal sorunlarını öğretmenlerin sırtına yıkan bu yaklaşım ne yazık ki yaşanan tüm aksaklıklarda öğretmenleri hedef haline getirmektedir. İktidar ve bürokratları tarafından sürekli olarak aşağılanmaya yoksayılmaya çalışılan mesleğimiz bugün ne yazık ki tarihin en kötü günlerini yaşamaktadır. İhbar hatlarıyla her fırsatta kolaylıkla şikâyet hedefi haline getirilen, on binlercesi soruşturmalarla sindirilmeye çalışılan, binlercesi gece KHK’leriyle mesleğinden ihraç edilen öğretmenler, maalesef eğitim alanında yaşanan tüm problemlerde ilk akla gelen sorumlu olmaktadır. Tüm bunların dışında gencecik çocukların bu kadar dehşet verici bir şiddet olayına karışması, üzerinde düşünülmesi gereken bir başka toplumsal yaradır.’’ |