Okulda ‘Nurcu’ değerler
‘Değerler Eğitimi’ni hızla tarikatlara ‘emanet’ etmeyi sürdüren MEB, bu eğitimi ders saatleri içine alarak ‘zorunlu’ hale getirdi.
Ozan ÇepniMilli Eğitim Bakanlığı, ‘‘Nurcu’’ Hizmet Vakfı ile imzaladığı ‘Değerler Eğitimi’ protokolünün kapsamını 3 yıl sonra genişletti. Gönüllü öğreticilerin, ders saatleri dışında verdiği ‘’değerler eğitimi’’ ders saatleri içine alınarak zorunlu hale getirildi. Eğitimin tarikatlara teslim edilmesine tepki gösteren Eğitim Sen “MEB, çeşitli dini cemaat ve vakıflarla yaptığı protokoller aracılığıyla çocuklarımızı öğretmenlere değil, adı tecavüz ve taciz vakalarıyla anılan kişi ve kurumların eline teslim etmek istemektedir” diyerek protokolü Danıştay’a taşıdı.
Kapılar tarikatlara açık
Protokol kapsamında “gönüllü öğretici” adı altında yeterli donanımı olmayan imamların okullarda ders saatleri dışında dini seminerler vermesine göz yuman bakanlık, cemaatçi vakıf ve derneklerin yeni dönemde gözdesi haline gelen “değerler eğitimi” için Hizmet Vakfı’nın 5 yıllık uzatma talebine 3 yıllık izin ile karşılık verdi. Bu kapsamda dinci vakfın sadece ders saatleri dışında değil ders saatleri içerisinde de seminerler verilmesine olanak sağlandı. Ayrıca çocukları her yönüyle bu vakıflara emanet eden MEB, il içi ve il dışı gezi, ziyaret, piknik programı, öğrenci velilerinin katılacağı eğitim ve seminerler ve mesleki tanıtım seminerleri yapma imkânı yarattı. Ayrıca FETÖ ve 15 Temmuz darbe girişiminden ders çıkarmayan bakanlık, çocukların meslek seçimine ilişkin yönlendirmeler yapabilmesinin de önünü açtı.
Velilere çağrı
Kapsamı genişletilen protokolle çocukların bu vakıfların eğitimine zorunlu kılındığını belirten Eğitim Sen Genel Başkanı Feray Aytekin Aydoğan, “Öğrencilerin ders saatleri içindeki bu ve benzeri seminerlere katılmak istememeleri durumunda öğrencinin nereye gideceği, öğrencinin güvenliğinin nasıl sağlanacağı, yine ailesine ve okula karşı öğretmenin sorumluğunun ne olacağı büyük bir belirsizlik taşımaktadır. Öğrencilerimizin asıl ihtiyaç duyduğu şey dini cemaatlerin eline teslim edilmek değil, kendi yeteneklerini ve potansiyellerini keşfedecekleri, dünyaya farklı pencerelerden bakabilecekleri bir eğitim sistemidir. Velilerimize çağrımız, çocuklarını kim olduğunu bilmedikleri kişilerin eline teslim etmemeleri, onların geleceğine, emeğine ve eğitim hakkına sahip çıkmalarıdır” dedi.