Öksürük ve hapşırık arasında kemoterapi

Hastanelerin binası da verdiği hizmet de sağlıksız, hastalar telefon başındaki randevu kuyruğundan şikâyetçi, hastaneden hastalık kapmaktan korkuyor.

cumhuriyet.com.tr

Kamu hastanelerinde randevu almak için yaşanan zorluklar, aldıktan sonra ise bıktıran kuyruklar, binaların fiziki yetersizliği, hijyenik olmayan ortamlarda muayeneler, katkı-katılım payları ve ‘Tamgün Yasası’ ile çok sayıda akademisyenin emekliliğe ya da ücretsiz izne ayrılması, yurttaşları çıldırma noktasına getirdi. Sağlığın paralı hale geldiğini vurgulayan yurttaşlar, “Kamu hastanesine gittiğimizde katkı, ilaç, reçete payı gibi birçok ek ücret ödüyoruz. Hastaneler çok kalabalık, binaların fiziki özellikleri ise bu kalabalığı kaldıramayacak kadar kötü. Paran yoksa nitelikli, kaliteli sağlık hakkı da yok” dediler.

Çapa’daki İstanbul Üniversitesi (İÜ) Tıp Fakültesi ve İÜ Cerrahpaşa Tıp Fakültesi (CTF) hastanelerini gezdiğimizde, bu hastanelerde hasta yoğunluğunun fazla olduğu, ancak hastanenin fiziki altyapısının buna uygun olmadığı, hastaların doktorlarına ulaşmada zorluklar çektiği, bazı bölümlerinin kullanılamaz durumda olduğu ve boşaltıldığı, hasta bekleme odalarının yetersizliği, muayene odalarının, tuvaletlerinin bakımsız ve sağlığa elverişsiz olduğu dikkat çekti. Özellikle onkoloji, nöroloji, kadın-doğum, çocuk hastalıkları bölümlerinde sorunların arttığını ve çok sayıda problem yaşadıklarını söyleyen hastalar, enfeksiyon kapma riskiyle karşı karşıya kaldıklarını, tedavilerini zorluklarla sürdürdüklerini, binaların olası depremde yıkılma tehlikesiyle karşı karşıya kaldıklarını ve bundan tedirgin olduklarını belirttiler.
 

Kanser tedavisi gören eşim her an enfeksiyon kapabilir

Eşinin rahatsızlığı nedeniyle Urfa’dan 15 gün önce Çapa’daki İÜ Tıp Fakültesi’ne tedaviye gelen Fuat Çakır, sağlık sisteminin “paran varsa, hizmet var” anlayışına dayandığını söyledi. Çakır, eşinin akciğerinde geçen yıl kitle tespit edildiğini, değişik illerde özel ve devlet hastanelerine gittiklerini, ancak sonuç alamadıklarını anlatarak “Sağlık sisteminden memnun değilim. Yalnız bir tane özel hastanede 14 gün yattığı için 3 bin 240 TL yatak ücreti ödedik. Hastanenin fiziki durumu, Urfa’daki bir hastanenin 20 yıl önceki hali, binalar yıkıldı yıkılacak” dedi. 4 yıldır eşi kanser tedavisi gören Mustafa Özgür ise Çapa Tıp Fakültesi Onkoloji Bölümü’ndeki binaların durumunun kötü olduğunu, hastaların iç içe kemoterapi almak zorunda kaldıklarını belirterek şunları anlattı:

“Hastanenin fiziki yapısı çok kötü; binalar, serum odaları, bekleme odaları yetersiz ve küçük. Kemoterapi alan hastalar iç içe oturuyor, hastaların yanında gelen refakatçiler için yer yok. Eşim kemoterapi alıyor, yanındaki hastalar öksürüyor, hapşırıyor, her an enfeksiyon kapabilir. Hastanedeki uzmanlardan ve personelden memnunuz ancak Tamgün Yasası ile birlikte birçok akademisyen ya emekli oldu ya da izne ayrıldı, bu nedenle doktorlara ulaşmakta da zorluklar yaşıyoruz. Sağlık Bakanlığı’nın da bu konuda daha esnek davranmasını istiyoruz.”

 

Randevu almak bir işkence

SEHER E. - Bir kamu hastanesinden randevu almak kolay değil. Acil olarak ertesi gün doktora gitmek istediğimde randevu almam neredeyse mümkün olmuyor. Saatlerce, hatta bazen günlerce telefon başında ya da internette randevu almak için uğraşıyorum. Ya 2-3 gün sonrasına randevu alabiliyorum ya da çevremdeki diğer hastanelere başvurmak zorunda kalıyorum. Özellikle kadın doğum, çocuk, psikiyatrist, nöroloji gibi bölümlerden randevu almak çok daha zor, buralar çok yoğun. Bu kadar zor bir randevu sürecinin ardından, muayeneye gittiğimizde ise hastanelerin kalabalık, muayene için 3-5 dakika süre ayrılması sıkıntılarımızı daha da arttırıyor. Doktor, şikâyetimizi doğru dürüst dinlemeden, bakmadan hemen bazı tahliller, tetkikler ya da ilaçlar yazıyor. Hastane binalarının durumu da ortada. Parası olan özel hastanelere gidiyor, olmayanlar da sürünüyor.

Her seferinde farklı doktor

ARZU TUBAN -
Göğüs kanseriyim. Çapa Tıp Fakültesi’nin onkoloji bölümünde kemoterapi alıyorum. Her geldiğimde farklı bir doktora muayene oluyorum. Oysa benim durumumu baştan hangi doktor biliyorsa her seferinde onun izlemesi gerekiyor. Bir günde burada 100’e yakın hasta kemoterapi alıyor; her hastanın yanında bir kişi gelse o kadar insanın aynı yerde beklemesi mümkün olmuyor. AKP sağlıkta iyi yere geldiğimizi söylüyor, ama bana göre sağlıkta hiçbir yere gelemedik.