OHAL gölgesinde işçinin bayramı
Türkiye’deki milyonlarca emekçi 1 Mayıs’ı hak gaspları, taşeronlaşma, zorunlu BES, iş cinayetleri, sendikasızlaştırma, KHK ile ihraçlar ve yasaklara inat kutlayacak.
Şehriban KıraçTürkiye’de bu yıl 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramı OHAL gölgesinde kutlanacak.
AKP dönemi, işçi sınıfının kayıplar yılı oldu. Özellikle darbe girişiminden sonra uygulamaya konulan Olağanüstü Hal (OHAL) ile emekçilerin hak gaspları ve çalışma yaşamındaki zorluklar had safhaya çıktı. Güvencesiz çalışma yaygınlaşırken taşeron çalışma yüzde 400 civarında arttı. Çalışma hayatı adeta taşeron cehennemine çevrildi. Kıdem tazminatına da göz koyan hükümet zorunlu BES’le beraber, emekçinin cebinden çıkan paralarla sermayeye kaynak sağlayacak.
Ekonomide çarklar durma noktasına gelirken, yabancı sermaye Türkiye ile ilgili yatırım planlarını askıya alırken işsizler ordusu da her geçen gün büyüyor. Son verilere göre şu anda 7.1 milyon kişilik işsizler ordusu bulunuyor. Kadınlar iş hayatının dışına itiliyor. Türkiye’de çalışma çağındaki her üç kadından sadece biri çalışma yaşamının içinde. Avrupa’da kadın istihdamının yüzde 40’ın altında olduğu tek ülke Türkiye. Kadın istihdamında Avrupa’da sonuncu olan Türkiye, sadece Suriye, Irak, Yemen, Pakistan, Moritanya gibi ülkeleri geride bırakıyor. AKP iktidarı döneminde hayatını kaybeden işçi sayısı toplamda 19 bine dayandı. AKP’nin 15 yıllık iktidarı, işçi sınıfının kayıplar yılı oldu. İşte o kayıplardan bazıları:
1 Yüzlerce kamu kurumu satıldı. Kamu ve özel sektör yabancıların eline geçti. Yüz binlerce işçi işini kaybetti. AKP’li yıllarda güvencesiz ve esnek çalışma yaygınlaştı. 2013 Mart ayında İş Kanunu’nun iş güvencesi kapsamını 10 işçiden 30 işçiye çıkardı. Taşeron çalışma yüzde 400 arttı, çalışma hayatı taşeron cehennemine çevrildi. 2016 Mayıs ayında, taşeron çalışmayı bile mumla aratacak kiralık işçilik yasası Meclis’ten geçti. Taşeron sistemini bütün kurumlara yaydılar. Taşeron işçi sayısı 4 milyonu aştı. 2008 yılında sendikaların ve emekçilerin bütün itirazlarına rağmen yeni ‘Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’yla emeklilik yaşı 65’e kadar çıkarıldı. Emekli olmak için doldurulması gereken prim gün sayısı artırıldı. 2016 Ağustos’ta çıkan zorunlu BES’le beraber, cebimizden çıkacak paralarla sermayeye kaynak sağlanması hedeflendi ve uzun vadede sosyal güvenliğin özelleştirilmesinin yolu açıldı.
2 2008 yılında sendikaların ve emekçilerin bütün itirazlarına rağmen yeni ‘Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Yasası’yla emeklilik yaşı 65’e kadar çıkarıldı. Emekli olmak için doldurulması gereken prim gün sayısı artırıldı. 2016 Ağustos’ta çıkan zorunlu BES’le beraber, cebimizden çıkacak paralarla sermayeye kaynak sağlanması hedeflendi ve uzun vadede sosyal güvenliğin özelleştirilmesinin yolu açıldı.
İşçinin parası patrona
3 İşçiler, aldıkları ücretlerden kesilen paralarla oluşan işsizlik fonunda biriken paranın ancak küçük bir kısmını geri alabildi. 2002’den beri işçilere fondan sadece 14 milyar lira ödenirken, bu yılın 9 Şubat tarihli Kanun Hükmünde Kararnamesi’nde (KHK) işverenlere bir çırpıda ödenen miktar 13 milyar lira. İşsiz kalındığında kullanılsın diye ücretlerden kesilen paralar, patronlara ‘teşvik’ adı altında peşkeş çekildi.
Grevlere yasak
4 İŞKUR köle tacirliği merkezine dönüştürüldü. Sadece Özel İstihdam Bürolarına kuruluş izni veren merkez haline getirilmekle kalmadı, bizzat İŞKUR eliyle de işçi kiralama başlatıldı. Adına “Toplum Yararına Çalışma Programı” dendi. Her yıl kiralanan işçi sayısı 200 bine ulaştı.
5 15 yılda 11 büyük grev yasaklandı. Bu yılın başında; 20 Ocak’ta Birleşik Metal-İş’in EMİS’le yaşanan toplu iş sözleşmesi uyuşmazlığı sebebiyle 2 bin 200 işçiyle greve çıkması, Bakanlar Kurulu tarafından ‘milli güvenlik’ gerekçesiyle yasaklandı. OHAL’den sonra KHK ile grev yasağının kapsamı genişletildi. Anayasa Mahkemesi’nin daha önce grev yasağı kararını iptal ettiği bankacılık ve şehir içi ulaşım da grev yasağı kapsamına dahil edildi.
Kıdem tazminatına gasp
AKP’nin referandumdan Evet çıkmasından sonra ilk hedefi emekçilerin kıdem tazminatı oldu. Kıdem tazminatının fona devri işçi çıkarmayı kolaylaştıracak, esnekliği artıracak. Fon kurulması durumunda kıdem tazminatının işçinin son ücretiyle bağı kopacak ve alacağı kıdem tazminatı miktarı düşecek.
Sendikalara göre kıdem tazminatı işverenin bireysel borcu, bu yüzden kamu kaynaklarından ve işsizlik sigortasından kurulacak fona kaynak ve prim kesintisi aktarılmasına karşılar. İşverenlerin borcu halkın sırtına yıkılmamalı. Fon kurulması durumunda kıdem tazminatının 30 günden 10- 15 güne düşmesine neredeyse kesin gözüyle bakılıyor.
Emekçilere göre kıdem tazminatı doğrudan bir işveren yükümlülüğü olarak kalmalı. Fona devir gündemden çıkarılmalı.
30 gün korunmalı
Kıdem tazminatı 30 gün olarak korunmalı ve kıdem tazminatı hak etme koşulları kolaylaştırılmalı. Örneğin belirli bir kıdem yılı sonrasında istifa halinde de kıdem tazminatı ödenmeli. İşverenin iflas etmesi durumunda kıdem tazminatı alacağı, devlet alacakları ve bankaların ipotekli alacakları da dahil olmak üzere birinci sıraya yükseltilmeli. Kıdem tazminatı dahil tüm işçi alacaklarına güvence getirilmeli.
İşverenin ödeme aczine düşmesi durumunda kıdem tazminatı dahil tüm işçi alacaklarının, güvence altına alınmasını öngören 173 sayılı ILO sözleşmesi onaylanmalı. Türkiye’de kıdem tazminatı 1971 yılında uygulamaya konulurken, kıdem tazminatı dünyada 152 ülkede zorunlu, 18 ülkede ise yarı zorunlu olarak uygulanıyor.
Sadece 1.5 milyon emekçi sendikalı
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın sendikalaşma istatistikleri ile ilgili 29 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan tebliğine göre, toplam işçi sayısı 12 milyon 700 bin, sendikalı işçi sayısı ise 1 milyon 547 bin oldu. Resmi sendikalaşma oranı ise yüzde 12.18 olarak açıklandı. Böylece Ocak 2013’te 1 milyon 2 bin olan sendikalı işçi sayısı dört yılda yaklaşık 545 bin artmış oldu. Artış oranı yüzde 54’e karşılık geliyor.
Sendikalı işçi sayısı 1 milyon 546 bin olarak görünmesine karşın toplu iş sözleşmesi kapsamındaki işçi sayısı 1 milyon civarında bulunuyor. Sendika üyesi olan yarım milyondan fazla sendikalı işçi toplu sözleşme kapsamında yer almıyor. Sendikalı her üç işçiden birinin toplu sözleşmesi bulunmuyor. Bu sendikal barajlar ve sendikalaşmadaki hormonlu büyümeden kaynaklanıyor.
Kadınlarda daha az
Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu Araştırma Enstitüsü’nün (DİSK-AR) Temmuz 2016 verilerine göre 9.1 milyon erkek işçinin 1.2 milyonunun sendikalıyken erkek işçilerde sendikalaşma oranı yüzde 13’ün üzerinde bulunuyor. 3.3 milyon kadın işçinin ise 254 bininin sendikalıyken kadınların sendikalaşma oranı ise yüzde 7.6’la da bulunuyor.
İşsizler ordusu büyüyor Ocak 2017 verilerine göre bir yılda 700 bin kişi işsizler ordusuna katıldı. Geniş tanımlı (gerçek) işsiz sayısı 7 milyon 106 bine çıktı. Bu tablo Türkiye tarihinde işsizlik açısından yeni bir rekor anlamına geliyor. Resmi işsiz sayısı 4 milyona yaklaştı. Resmi işsizlik oranı yüzde 13, gerçek işsizlik oranı yüzde 21.4’e çıktı. |
Kemal Sunal'ın unutulmaz 1 Mayıs sahnesi (VİDEO)
<video:730429>