Oğuz Güven: Darbe olsa yine biz tutuklanacaktık
Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, internet sitemiz cumhuriyet.com.tr'nin Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven’i, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Tutuklanmasına gerekçe gösterilen Twitter mesajında savcının iddia ettiği gibi bir niyetin akıllarının ucundan geçmediğini vurgulayan Güven gelinen süreçte, “niyet okumak” diye yeni bir suç oluşturulduğuna vurgu yaptı.
cumhuriyet.com.trSilivri Cezaevi’nde 19 gündür tutuklu bulunan cumhuriyet.com.tr Genel Yayın Yönetmeni Oğuz Güven, “Gerçek amaçları Cumhuriyet’i, muhalefeti susturmak. Darbe girişimi başarılı olsaydı, yine biz tutuklanacaktık” mesajı gönderdi.
Bağımsız Ankara Milletvekili Aylin Nazlıaka, Oğuz Güven’i, tutuklu bulunduğu Silivri Cezaevi’nde ziyaret etti. Tutuklanmasına gerekçe gösterilen Twitter mesajında savcının iddia ettiği gibi bir niyetin akıllarının ucundan geçmediğini vurgulayan Güven gelinen süreçte, “niyet okumak” diye yeni bir suç oluşturulduğuna vurgu yaptı. Güven, meslektaşlarına ve okurlarımıza şu mesajı gönderdi:
“Bedel ödenecekse ödensin. Ama bu iş çok tuhaf! Bizim utanacak bir şeyimiz yok. Biz çocuklarımızın, torunlarımızın gözünün içine başımız dik, alnımız ak, gururla bakacağız. Ama talimatla hukuku hiçe sayanlar, suç uyduranlar, vicdanlarını köreltenler, çocuklarının, torunlarının gözünün içine nasıl bakacaklar; merak ediyorum! Nâzım Hikmet’i suçsuz yere 27 yıl hapse mahkûm edip 13 yıl hapis yatırtanlar tarihe lanetlenerek geçti. Nâzım Hikmet bugün hâlâ onurlu bir şekilde yüreklerde, dillerde yaşıyor. Bugün bizler ifade özgürlüğü, düşünce özgürlüğü için mücadele ederken; hakkımızda Sedat Ergin’in adını koyduğu yeni bir suç türü oluşturuldu: Niyet okumak! Benim tutuklanmama neden olan haberde savcının iddia ettiği gibi bir niyet asla aklımızın ucundan, köşesinden bile geçmedi. Bu haberde amacımız bir suikast şüphesine dikkat çekmekti. Görüntüleri izleyen arkadaşımızın “ağabey, kamyon resmen biçmiş” sözüyle ortaya çıkan ve trafik kazalarında çok kullanılan bir deyim olması nedeniyle anlık olarak atılmış bir başlıktı. Twitter’da ‘aracı’ kelimesi atlanınca yanlış anlaşılmalara neden olabileceği gerekçesiyle, haberi görür görmez, 55 saniye içinde bu başlığı sildirmeme rağmen işi tutuklanmama kadar vardırdılar. Tabii gerçek amaçları Cumhuriyet’i, muhalefet edenleri susturmak; sindirmekti. FETÖ darbe girişimi başarılı olsaydı yine karşı çıktığımız; muhalif olduğumuz için biz tutuklanacaktık! Şimdi de FETÖ’yü bahane ederek FETÖ ile ilgisi olmayan tüm muhalefeti hukukta yeri olmayan garip sebeplerle tutukluyorlar. Bilinsin ki bizim yüreğimiz çok rahat! Tek endişem torunum Aren’in beni görmediği için bana küsmesi... Onun dışında dimdik ayaktayız, her zaman doğruları söylemeye devam edeceğiz.”
OHAL bahane
İzlenimlerini gazetemizle paylaşan Nazlıaka, Güven’in morali ve sağlığının iyi olduğunu belirterek, “Haklılığın verdiği bir özgüven içinde, ancak OHAL bahanesiyle yapılan kısıtlamalaların işkenceye dönüştüğünü söyledi. Anlaşılan AKP iktidarı için OHAL bahane, keyfi uygulamalar şahane” dedi. Güven’in haklı olarak iddianamenin hâlâ yazılmamış olmasını sorguladığını ifade eden Nazlıaka, bu durumun, Atatürk’e hakaret eden kişinin iddianamesinin 1 hafta içinde yazılıp tahliye edilirken, yaşanan keyfiyeti ortaya koyduğunu vurguladı. Muhalifler için tutukluluğun bir cezalandırmaya dönüştüğünü ifade eden Nazlıaka, şu görüşleri dile getirdi: AKP’nin yargısı suç icat etmek üzerine kurulmuş. Tüm basın mensuplarına aynı tornadan çıkmış talimatlarla suç yağdırıp, medyada otosansür iklimi yaratmak istiyorlar. Birileri unutmuşa benziyor ama biz hatırlatalım: Bayrağı Uğur Mumcu’lardan, Ahmet Taner Kışlalı’lardan ve nice onurlu kalemden devralan bu gelenek susmayacak, susturulamayacak!