Öğütme makinesi Hollywood

Hollywood’un Altın Çağı’nda son derece güçlü olan büyük stüdyolar kadın yıldızları zihinsel ve fiziksel olarak çıkarları doğrultusunda kullanıyorlardı.D üş fabrikası Hollywood çok sayıda kadın ve erkeğin yazgısını yönetti. Parıltı içindeki görünümlerini, şöhretlerini yitirmemek için aktrisler stüdyolar tarafından kürtaja zorlandılar.

Aslı Selçuk

 

Hollywood’un Altın Çağı’nda çok güçlü olan film stüdyoları kendi çıkarlarıiçin kadın starları zihinsel ve fiziksel olarak güdümlüyorlardı. Onların gözünde aktrisler, aktörler satışa çıkarılmış ürünlerdi. Yedi yıllık bir sözleşme imzalayan yıldızlar özel yaşamlarının denetimini stüdyolara teslim ediyorlardı. Düş fabrikası Hollywood çok sayıda kadının ve erkeğin yazgısını yönetiyordu. Bu öylesine acımasız, sert bir denetimdi ki Judy Garland, Bette Davis, Joan Crawford, Jean Harlow, Ava Gardner, Lana Turner gibi yıldızlar kürtaj olmaya zorlandılar.

Devletin, hükümetin işlerine karışmaması için büyük stüdyolar Amerikan Yapımcılar ve Dağıtımcılar Derneği’ni kurdular, başına da koyu Protestan eski PTT bakanı William Hays’ı getirdiler. Hays, sektörü toparlayacak Hollywood’un yozlaşmasını önleyecek, ahlak kurallarını sıkı sıkıya savunacaktı. Sansür kurulu hem erkek hem de kadın oyuncuları denetlese de ilk önce hamile kalacak olan kadın yıldızları hedefliyordu. Stüdyolara göre çocuklu bir yıldızın halk tarafından taparcasına sevilmesi, arzulanabilir olması imkansızdı. Sinemayı ticaret olarak gören, iş adamları gibi düşünen stüdyo patronları altın yumurtlayan tavuklarını daha iyi izleyebilmek için özel dedektifler tutuyorlar, dinleme cihazları yerleşteriyorlar, rüşvet veriyorlar, özel doktorlarını kullanıyorlardı.

İlk ahlaki madde 1921’de Universal Stüdyosu’nun sözleşmesine kondu. Kadın ya da erkek oyuncunun genel ahlak kurallarına uyması, toplum önünde küçük düşmemesi, horlanmaması, nefret edilmemesi, gülünç düşmemesi gerekiyordu. Bu şartların ilk kurbanı Clara Bow oldu. Özel yaşamında bu kurallara uymayan 25 yaşındaki Clara Bow’un sözleşmesi Paramount stüdyosu tarafından feshedildi. Ahlak kurlalları evlilikleri bile etkiliyordu. Aktör William Powell’a aşık olan Jean Harlow sözleşmesinde yer alan bir maddeden ötürü onunla evlenemedi. Stüdyo görevlisi ile hastaneye götürülen Harlow ile stüdyonun kiraladığı doktorlar, hemşireler ilgilendi, kürtaj olan Harlow basına apandisit ameliyatı oldu diye duyuruldu.

Ünlü vamp Tallulah Bankhead 1927’de kürtaj olmak zorunda kaldı. 1935’te Jeanette McDonald hamile kalınca MGM Stüdyosu’nun patronu Louis.B.Mayer ‘in emriyle aktris hastaneye kulak enfeksiyonu nedeniyle yatırıldı. Douglas Fairbanks’la evli olan Joan Crawford 1931’de Rain’de oynarken Clark Gable’dan hamile kaldı. Crawford, kocasına çekimde ayağının kayıp gemiden düştüğünü, bebeğini kaybettiğini söyledi. Joan Crawford’un ezeli rakibesi Bette Davis kariyerini sürdürmek için 25 yaşında kürtaj oldu. Annesine, kızkardeşine, beş parasız kocası Harmon Nelson’a bakan Davis tüm ailenin geçimini sağlıyordu. Davis, ilk çocuğu Barbara Davis Sherry’yi 39 yaşındayken doğurdu.

Hollywood’un seks sembollerinden Lana Turner, ünlü orkestra şefi Artie Shaw ile evlenmeye karar verince film stüdyosunun doktoru otel odasında Lana Turner’a kürtaj yaptı. 500 dolar tutarındaki operasyon ücretini de yıldızın ücretinden kesti. Bir hafta sonra Lana Turner “Ziegfield Girl”ün (1941) setindeydi. 1941’de 19 yaşındaki Judy Garland iradesi dışında kürtaj oldu. İkinci kürtajını 1943’te oldu, bebeğin babası ünlü aktör Tyrone Power’dı. Bu kürtajlar Judy Garland’ı derinden etkiledi, içkiye ve uyuşturucuya sığındı. Ava Gardner’la Frank Sinatra 1951’den 1957’ye dek evli kaldılar. Ava kürtaj olduğunu Frank’tan gizledi: “Çocuğum olsaydı ücretim kesilirdi. Frank işsizdi, nasıl geçinecektik ? Dünyanın her yerinde film çeviriyordum. Stüdyodan biri sürekli yanımdaydı, Kürtaj hızlı ve gizli oldu”.

Amerikan sansür komitesinin faşist kurallarına karşı çıkan aktrisler elbette oldu ama bunun bedelini fazlasıyla ödediler. 1949’da Roma’da çekilen Stromboli’de Ingrid Bergman, yönetmen Roberto Rossellini’ye aşık oldu. Oniki yıldır Dr. Petter Lindstrom’la evli olan aktris yönetmenden hamile kaldı. Amerikan sansür heyetinin sorumlusu Joseph I.Breen, Nisan 1949’da Ingrid Bergman’a mektup yazarak bu yasak ilişkinin kariyerini olumsuz yönde etkileyeceğini belirtti. Vatikan tarafından aforoz edilen Bergman ABD’ini terketti İtalya’ya yerleşti.

Oyuncu–sporcu Johnny Weismuller ile olaylı evliliğinin ardından Meksikalı yıldız Lupe Velez 1938’de ağır bir depresyona girdi. Günlerini olgun kadınlardan hoşlanan genç erkeklerle geçirmeye başladı. Oyuncu Harald Maresch’ten hamile kaldı, koyu Katolik olan Lupe Velez kürtaj olmayı redetti. Maresch evlenmeyi istemedi, çocuğu inkar etti. “Meksika’daki çocukluk dönemimden beri sürekli mücadele ediyorum. Bu bebek benim. Onu öldürürsem kendimi asla affetmem. Kendimi öldürmeyi yeğlerim” diyen Lupe Velez, 1944’te 12 Aralık’ı 13’e bağlayan gece 75 adet uyku hapı içerek intihar etti.


Lupe Velez gibi koyu Katolik olan Loretta Young, Call of the Wild (Altın Hırsı/ 1935) filminde evli çapkın Clark Gable’dan gebe kaldı. Stüdyo kürtaj olması için Young’a baskı yaptı, yıldız bunu kabul etmedi. Los Angeles’ta kızını gizlice doğurdu sonra onu öksüzler yurduna teslim etti. Kızına Judy adını koydu. 19 aylıkken Judy’yi evlat edindi, sırrını yıllar boyunca gizledi. Judy 23 yaşında evlenirken annesi ona gerçeği açıkladı. Clark Gable öz kızını hiç görmedi. Ölmeden üç yıl önce 88 yaşında Loretta Young, Hollywood’a giden trende Clark Gable’ın kendisine tecavüz ettiğini herkese açıkladı.