Oğula adanan albüm : Civan
Halk müziği sanatçısı Kutsal Evcimen’in yeni albümü çıktı. Evcimen, “Bir ayağım Avusturya da bir ayağım Türkiye’de. Yollar, hasret, gurbetlik, sıla, ayrılık... Albümü dinleyenler de en çok bunu anlayacaklardır. Son 2,5 yıldır böyle yaşıyorum. Bu duygularım albüme de yansıdı” dedi.
SİBEL BAHÇETEPE
Halk müziği sanatçısı Kutsal Evcimen’in oğlunun adını verdiği ‘Civan’ adlı albümü çıktı. Albümde, sıla, gurbet, hasret duyguları ağır basıyor. Sanatçı Evcimen, oğlu Civan dünyaya geldikten sonra Avusturya’ya taşındığını, bir taraftan da İstanbul’daki müzik merkezinde yeni sanatçılar yetiştirmek için çalışmalarını sürdürdüğünü, bir ayağının Türkiye, bir ayağının Avusturya’da olduğunu anlatıyor ve ekliyor: “Albüm hazırlığımda da yollar, hasret, gurbetlik, sıla, ayrılık ağır bastı, bu duygular da albüme yansıdı.” Ülkemizin sanatsal anlamda zor bir dönemden geçtiğini söyleyen Evcimen, “Kulaklarımız iyi şeyler duymuyor, gözlerimiz iyi şeyler görmüyor. Ürperti içindeyiz, güvende değiliz, huzurlu değiliz, mutsuzuz. Bunlardan sanatçılar da etkileniyor. AKP’nin en büyük rahatsızlığı sanat ve sanatçılara tahammülü hiç yok. Tarihte de böyle olmuştur. Ozanların zekası, edebi yönü, sanatsal dili ve dik duruşlarıyla başedememişlerdir. Ya asmışlar, ya yakmışlar ya da derilerini yüzmüşlerdir” diyor.
1975 yılında İstanbul'da dünyaya gelen, aslen Tokatlı olan Kutsal Evcimen’in bağlama sevdası 1995 yılında İTÜ Konservatuvarda eğitim görmesiyle pekişti. Evcimen, ilk olarak 1999 yılında “Dağlar Kızı” adlı albümüyle müzik piyasasına “merhaba” dedi. 2003 yılında “Ahuzar” adlı solo albümünü hazırladı. 2008’de de yine solo albümü olan “Vay Deli Gönül”ü çıkardı. Son olarak da Sinan Güngör ile birlikte “Satın Eşek Sıpaları” adlı single albüm çıkaran Evcimen, bu türkü nedeniyle Cumhurbaşkanı Erdoğan’a hakaretten yargılandı. Malatya’nın Arguvan ilçesinde 2014’te düzenlenen Türkü Festivali’nde sahne alan sanatçı Evcimen, burada yaptığı konuşma ve seslendirdiği türkü nedeniyle, 11 ay 20 gün hapis cezasına çarptırıldı. Cezası 5 yıl süreyle ertelendi. Evcimen, 8 ay önce de daha sonra çeşitli sanatçıların yer aldığı “Hayar Perdesi 1-2”yi çıkardı. Sanatçının son albümü de geçen günlerde “Civan” adıyla çıktı. 16 eserin yer aldığı albüm, ağırlıklı olarak hasret, gurbet ve sıla türküleriyle harmanlandı. 1 yıllık çalışmanın ürünü olan albümde, Mehmet Koç, Dertli Divani, Cengiz Özkan, Muharrem Temiz, Yaşar Erzincan, Sait Usta, Ayhani, Hasan Kaplani, Yavuz Top, Cemal Öztaş, Pir Perişah, Daimi Özdoğan, Enver Çelik gibi birçok ustanın eserlerini seslendirdi. Yönetmenliğini Sinan Güngör ve sanatçının birlikte yaptığı albümün, aranjesini Sinan Güngör ve Levent Canen yaptı. Evcimen müzikten çıkan albüm, müzikseverlerin dinletisine sunuldu.
Evcimen albümünde, eski türküleri yeni aranje ile de okudu. Albümde Hüseyin Turan, Yılmaz Çelik ve Tolga Sağ ile düetler de yer alıyor.
‘Bizim yolumuz Pirsultan Abdal yolu'
“Pirsultan Abdal’ın ‘Bizim yolumuz civan mert yoludur, gönlünde kin kibir olan gelmesin’ cümlesi beni çok etkilemiştir. Ozanların etkisi büyük oldu” diyen Evcimen, son 2.5 yıldır Avusturya-Türkiye arasında yolculuk ettiğini anlatıyor. Evcimen “Albümde de sıla, hasret, özlem duyguları hakim.... Bu duygular ağır bastığı için her yolculukta müzik dinleme ve okuma şansım yüksek oluyor. Yolculuklarım esnasında aldığım notlarla albümün repertuvarı ortaya çıktı” diyor.
Evcimen, albüme de ismini veren Civan adlı türküye ilişkin şunları söylüyor: “Eşimin bana Civan’ı müjdelediği gün duygu dolu bir gündü. Önce müzik çıktı ortaya, Civanla bütünleşmişti. Tacettin Küçük adlı ozanımızın kaynak kitabı elime geçti. Orada sözlerle birleştirdim hem albüme adını verdi hem de bu eser bir anı oldu. ”
‘Oğlumla kendimi sorgulamaya başladım’
Albümün içinde fotoğrafların da da Evcimen, oğlu ile birlikte görülüyor. “Biz gecekondu da varoş yerlerde büyüdük. Çocukluğumuz zor ve bir o kadar dolu geçti. Civan’ın hayatıma girmesiyle kendi çocukluğumu, kendi küçüklüğümü de sorgulamaya başladım, mukayese ettim. Karşılıklı farklılıkları ve eksiklikleriyle gözden geçirmeye başladım. Civan o yönüyle sanki beni yeniledi, resetledi. Halen çok şaşkınım aslında. Civan’ın repertuar anlamında çok katkısı oldu. Biraz melankoli gibi gelebilir ama türküler bizim aslında psikologumuz ve duvarlarımızdır. Kendimizi orada arındırdığımız ve yenilediğim yerdir. Türküleri böyle görüyorum. Civan albümü hem oğlumla benim için bir anı hem de sanatsal refleks gördüm. 2 yaşına geliyor oğlum. Şimdiden türkülere ve bağlamaya ciddi refleks gösteriyor, sazı ile yatıyor, üç tane curası var, onları öpüyor, yatarken yanına alıyor. Oğlumun bu hali bana da ciddi anlamda enerji veriyor. ”
‘Ürperti içindeyiz’
Ülkemizin sanatsal anlamda iyi bir zemin üzerinde olmadığını söyleyen Evcimen “Kulaklarımız iyi şeyler duymuyor, gözlerimiz iyi şeyler görülüyor. Ürperti içindeyiz, güvende değiliz, huzurlu değiliz, mutsuzuz. Bunlardan sanatçılar da etkileniyor. Bu dönem zor. Bu dönemde böyle bir albüm yapmak heyecan da yaşattı. Bir kaç projem daha var ” diyor. “Bu hükümetin en büyük düşmanı sanat ve sanatçı” diyen Evcimen, şöyle devam ediyor:
“Sanata ve sanatçıya giden bütün kolları kestiler. Bu ülkede ne kadar eğitimsiz, cahil, ne kadar sapıkça, kendini tamamlayamamış insanların cesaretlenmesi, birbirinden değerli taze genç beyinlerin kendilerini gösterememesinin nedeni ne diye baktığımızda zaten şuan ki süreç ortaya çıkıyor. İnsanların özellikle diğer ülkelere özellikle batılı ülkelere göç etmesi, kendi ülkemizle ilgili gelecek planı yapamaması, sanatsal ritimlerin çok az olması... Kendini bir yere kadar getiren sanatçı büyüklerimiz, sanatçı arkadaşlarımız emeklerini ertelemek zorunda kalıyorlar. Böyle bir ortamda da bunlardan feyiz alacak çocuklarımız, gençlerimiz ciddi zaman kaybı yaşıyor, sanattan sanatçıdan, paylaşımlardan uzak kalıyor. Sanat sevgiyi, saygıyı ve ahlakı yücelten bir zemin. Toplumu ayakta tutar. Benim bir çocuğum var, varımı yoğumu onun eğitimine adamayı düşünüyorum. Bu ülkede bunu ne kadar yapabilirsiniz,. Bir kişinin iki dudağı arasında kalan kararlarda sabaha kadar gece yarısı biz uyurken bizimle ilgili karar veren insanlar...Parklarda kadınlarımız gezemiyorlar, belli saatten sonra biz erkekler bile kendimizi güvende hissetmiyoruz. İnsanlar güvende değil. Bu mutsuzluğa yol açıyor, bu hepimizi etkiliyor. ”
Başbakanın bu hali çok üzücü… Başbakan Binali Yıldırım’ın eğitim-öğretim yılı açılışında tahtaya yazı yazarken imla hatalarını anımsatan Evcimen “7. yüzyılda yaşayan Hz. Ali ‘Bana bir harf öğretenin 40 yıl kölesi olurum’ derken tahtaya yazı yazamayan, ğ harfinin üzerinde şapka var mıydı yok muydu diye soran bir başbakana geldik. Ne üzücü. Ve halen birbirinden değerli yazarlar, gazeteciler, siyasetçiler, sanatçılar demir parmaklıklar arkasında” diyor. Umudu gençlerde gördüğünü anlatan Evcimen, bu dönem çok önemli bir elekten geçtiğimizi de anlatıyor. Evcimen, özetle şunları söylüyor: “Bir tarafta yağ ve bal, diğer tarafta ekmek ve soğan var diyelim... Yani diyor ya ‘bir insan ömrünü neye vermeli, para mı onur mu?’ Biz bunu bu dönemde göreceğiz. Son dönemlerde Alevi, Kürt, sol, aydın, demokrat kesimin içinden gelen, yıllar boyu halkın baş üstünde tuttuğu birileri bilgisini, birikimini, sanatını AKP zihniyetine peşkeş çekmiştir. Yani koltuğa, paraya, güce teslim olmuşlardır. Patron ne isterse onu çalan, onu söyleyen çalgıcı olmuşlardır. Bu kişiler halkın gözünden düşmüş, sarayın eteklerinden yok olup gideceklerdir. "