Öğretmen maaşları 1995'ten geri
OECD'nin tüm üye ülkelerde öğretim yılı başlarken yayınladığı "Bir Bakışta Eğitim" raporu açıklandı. Buna göre Türkiye'de 1995 yılında "ilkokul öğretmeni" maaşı 108 birimken 2000 yılında 55 birime indi. 2008'de 101 birim, 2009'da ise 106 birime yükseldi, yani hala 1995'in gerisinde bulunuyor.
cumhuriyet.com.trEkonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'ne göre Türkiye'de öğretmen maaşları yapılan onca iyileştirme girişimlerine karşın, yaşanan ekonomik krizler nedeniyle 1995'teki düzeyini henüz yakalayamadı. Türkiye'nin en azından lise diplomasına sahip kişi sayısı itibarıyla Portekiz ile birlikte OECD ülkeleri arasında en kötü durumda olan ülke olduğu belirtildi. 2009 itibarıyla Türkiye'de 5-14 yaş arası okullaşma oranı yüzde 91.3 olarak ölçüldü, bu alanda OECD ortalamasının ise yüzde 98.6 düzeyinde olduğu belirtildi.
OECD'nin her eğitim-öğretim yılı başı için hazırladığı geleneksel "Bir Bakışta Eğitim 2011 - Education At A Glance 2011" Raporu açıklandı.
Nominal öğretmen maaşlarında durum
Raporda öğretmenlerin ülkelere ve "satınalma gücü paritesine göre" Avro cinsinden 2009'daki yıllık maaşları da yer aldı. Yeni ilkokul öğretmeni OECD ortalamasında 26 bin 512 Avro, Türkiye'de 22 bin 420 Avro, Lüksemburg'da 45 bin 480 Avro (en yüksek), Almanya'da 40 bin 780 Avro, Slovak Cumhuriyeti'nde 10 bin 658 Avro, Polonya'da 8 bin Avro (en düşük), İsrail'de 16 bin 625 Avro, Fransa'da ise 21 bin Avro alıyor. Kıdemli bir ilkokul öğretmeni OECD ortalamasında 42 bin 784 Avro, Türkiye'de 26 bin 74 Avro, Lüksemburg'da 99 bin 229 Avro (en yüksek), Almanya'da 54 bin 249 Avro, Slovak Cumhuriyeti'nde 13 bin 218 Avro (en düşük), Polonya'da 14 bin 242 Avro, İsrail'de 37 bin 249 Avro, Fransa'da ise 43 bin 216 Avro alıyor.
Yeni lise öğretmenine OECD ortalamasında "yılda" 29 bin 472 Avro, Türkiye'de 22 bin 980 Avro, Lüksemburg'da 70 bin 282 Avro (en yüksek), Almanya'da 48 bin 942 Avro, Slovak Cumhuriyeti'nde 10 bin 658 Avro, Polonya'da 10 bin 252 Avro (en düşük), İsrail'de 14 bin 676 Avro, Fransa'da 24 bin 219 Avro ödeniyor. En yüksek kıdemdeki lise öğretmenine ise OECD ortalamasında 47 bin 740 Avro, Türkiye'de 26 bin 634 Avro, Lüksemburg'da 122 bin 176 Avro (en yüksek), Almanya'da 68 bin 157 Avro, Slovak Cumhuriyeti'nde 13 bin 218 Avro (en düşük), Polonya'da 18 bin 569 Avro, İsrail'de 33 bin 254 Avro, Fransa'da 45 bin 788 Avro ödeniyor.
Öğretmen maaşları 1995'ten düşük
Raporda öğretmen maaşlarının 1995-2009 yılları arasındaki değişimini ortaya koyan endeks yer aldı. GSYİH deflatörlerinden yararlanarak sabit fiyatlara dönüştürülen maaşlarda 2005 yılında alınan ücretler 100 kabul edildi.
Buna göre Türkiye'de 1995 yılında 15 yıl deneyimli "ilkokul öğretmeninin" maaşı 108 iken Ecevit hükümetleri döneminde yani 2000 yılında 55'e indi. Krizin etkisi yavaş yavaş geçerken AKP döneminde 2005 yılında 100 birime çıkan maaşlar, 2006'da 95, 2007'de 99, 2008'de 101, 2009'da ise 106'ya yükseldi, ancak hala 1995'in gerisinde bulunuyor.
Bir lise öğretmeninin maaşı Türkiye'de 1995'te 111 birimdi. Yine kriz nedeniyle 2000 yılında 51'e düştü. Krizden çıkış çabalarıyla 2006'da 96, 2007'de 100, 2008'de 102 olan lise öğretmeni maaşı, 2009'da ise 107'ye çıktı. Lise öğretmenlerinin maaşları da 1995'in gerisinde bulunuyor.
"OECD ortalamasında" ilkokul öğretmenleri 1995'te 94, 2005'te 100, 2007'de 101, 2009'da ise 107 birim maaş alıyor. Lise öğretmenlerinin maaşı ise 1995'te 96 birim iken, 2009'da 107 birime çıkıyor.
En az lise mezunu Türkiye ve Portekiz'de
OECD bölgesinde 55-64 yaş arasında en az lise diplomasına sahip olanların ortalaması yüzde 61. Bu yaş grubunda OECD'nin en düşük oranına sahip ülkesi AB üyesi Portekiz (yüzde 14). Portekiz'i Türkiye yüzde 19 lise diplomalı oranıyla izliyor. Meksika'da ise oran yüzde 21. Lise diplomalıların oranı ABD'de yüzde 89, İspanya'da yüzde 30, Norveç'te yüzde 79, Macaristan'da yüzde 72, Şili'de yüzde 43, Almanya'da ise yüzde 83 gibi rakamlara ulaşıyor. Türkiye'nin oranı en azından bir lise diploması sahibi olan kişilerin sayısının azlığını gösterdi.
Son 12 yılda eğitimlilerin istihdamı geriledi
OECD raporunda, "25-64 yaşındakilerin edindikleri eğitime göre işsizlik trendleri (1997-2009)" tablosu yer aldı. Tabloda orta öğretim ve üniversite diploması sahiplerinin son 12 yılda işsizlik durumları ülkeler bazında yansıtıldı. Buna göre, Türkiye'de lise altı eğitime sahip kişiler için işsizlik 1997'de yüzde 4.4 iken oran yıllar itibarıyla giderek arttı ve 2009'da yüzde 12.6'ya yükseldi. Lise eğitimi almışların karşılaştıkları işsizlik oranı 1997'de yüzde 6.3 iken, 2009'da bu oran da yüzde 12.6 olarak ölçüldü. Üniversite mezunlarının 1997'deki işsizlikleri yüzde 3.9 idi. Rakam yıllar içinde giderek arttı ve 2009'da yüzde 9.9'a ulaştı.
Türkiye'de üniversite mezunlarının işsizlik trendi yıllar itibarıyla şu oranları izledi: 1997 (yüzde 3.9), 1998 (yüzde 4.8), 1999 (yüzde 5.1), 2000 (yüzde 3.9), 2001 (yüzde 4.7), 2002 (yüzde 7.5), 2003 (yüzde 6.9), 2004 (yüzde 7.9), 2005 (yüzde 6.9), 2006 (yüzde 6.9), 2007 (yüzde 6.8), 2008 (yüzde 7.3), 2009 (yüzde 9.9)
Türkiye gibi Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Japonya, Kore, Lüksemburg, Hollanda, Portekiz, Slovakya'da da yıllar itibarıyla eğitime işsizlikte artış görüldü. İşsizlikte aynı artış trendi OECD ortalamasında da kendini gösterdi. Örneğin üniversite eğitiminde OECD ortalamasında 1997'de yüzde 4.1 olarak yaşanan işsizlik 2009'da yüzde 4.4'e yükseldi. Ancak bu ülkelerin hiçbirinde işsizlikte Türkiye'de rakamlara yansıyan üç kata varan artış görülmedi.
5-14 yaş arası okullaşma oranı düşük
2009 itibarıyla Türkiye'de 5-14 yaş arası okullaşma (ilköğretim) oranı yüzde 91.3 olarak ölçüldü. Bu alanda OECD ortalaması yüzde 98.6 düzeyinde. Türkiye OECD ülkelerinin en gerisi olurken en yakın ülkenin yüzde 94.1 ile Polonya olduğu belirlendi.
Diğer veriler
Rapordaki diğer Türkiye verileri ise şöyle:
-33 OECD ülkesinden 28'inde, 25-64 yaş arası nüfusun yüzde 60'ı veya fazlası, en azından orta öğretimin üst basamağını tamamlamış bulunuyor. Ancak Brezilya, Meksika, Portekiz ve Türkiye'de bu yaş grubunun yarısından fazlası orta öğretimin üst basamağını "tamamlamıyor."
-Zorunlu eğitimi tamamladıktan sonra eğitime devam edilen oranı geçen on yıl içinde önemli ölçüde arttı. Artış Türkiye, Çek Cumhuriyeti, Slovak Cumhuriyeti ve Macaristan'da yüzde 1.5 yıl oldu.
-Genç nüfusun üçte biri lisans eğitimini bitiriyor. Oran, Meksika ve Türkiye'de yüzde 20 ile İzlanda, Yeni Zelanda, Polonya ve Slovak Cumhuriyeti'ndeki yüzde 50 oranı arasında dalgalanıyor.
-Kız ve erkek öğrenciler arasında üniversiteden mezun olma oranları arasında da farklılıklar var. Kız öğrencilerin mezuniyet oranları özellikle İzlanda, Polonya ve Slovak Cumhuriyeti'nde büyük (yüzde 25'ten fazla). Almanya, Meksika ve İsviçre'de ise bir fark bulunmuyor. Japonya ve Türkiye'de ise üniversite lisans eğitiminde kız öğrencilere oranla daha fazla erkek öğrenci mezun oluyor.
-Bütün OECD ülkelerinde 1995-2009 yılları arasında lisans seviyesinden mezun olanların sayısı arttı. En önemli artışlar, yıllık mezuniyet artış oranının yüzde 8'i geçtiği Avusturya'da, Çek Cumhuriyeti'nde, Slovak Cumhuriyeti'nde, İsviçre ve Türkiye'de oldu.
-Almanya, Yunanistan, İrlanda ve Türkiye hariç tüm ülkelerde üniversite eğitimi almış yaşlı nüfusun kazançları yüksek durumda. Türkiye, 3-4 yaşındaki çocuklarının yüzde 9'undan azını okullaştıran tek ülke. Bunun nedeni anaokulu sayısındaki azlıktan kaynaklanıyor olabilir. Anaokullarının çoğu özel ve ücrete tabi ya da sosyo kültürel unsurları var.
-"Zorunlu eğitim" tüm OECD ülkelerinde ilk ve ortaokulu bazılarında ise liseyi kapsıyor. 5-14 yaşlar arasında tüm OECD ve diğer G20 ülkelerinde okullaşma oranı yüzde 90'ın üzerinde. Şili, Polonya, Rusya Federasyonu ve Türkiye hariç tüm ülkelerde oran, 2009 yılında yüzde 95'ten yüksek olarak hesaplandı.
-İsviçre ve Türkiye hariç, tüm OECD'de 15-19 yaşındaki kızların okullaşması, erkek öğrencilerden biraz daha fazla.
-OECD ülkeleri arasında mesleki yüksek öğrenime genel giriş oranları 1995-2009 yılları arasında İspanya ve Türkiye hariç sabit kaldı. Bu iki ülkede ise yüzde 20 artış yaşandı.
-Brezilya, İsrail, Meksika ve Türkiye'de genç kızların eğitim almamaları ve çalışmama eğilimi diğer üye ülkeler göre daha yüksek.
-Genel olarak üniversite eğitimini tamamlamak 25-29 yaş arası işsizliği azaltıyor. Okuyanlar arasında işsizlik, okumayanlara göre yüzde 2.1 puan daha az durumda bulunuyor. Raporda, "İrlanda, İspanya ve ABD'de üniversite eğitimini tamamlamak, 25-29 yaş işsizliğini yüzde 5 azaltıyor. Yunanistan, İtalya, Meksika, Yeni Zelanda, Slovenya, İsviçre ve Türkiye'de, 25-29 yaş arası lise ve üniversite olmayan lise sonrası eğitim almışlar arasında işsizlik oranları, bu yaş üniversite kalifikasyonuna sahip olanlardan daha düşüktür" denildi. OECD ülkeleri arasında 15-29 yaş arası genel işsizlik ortalama yüzde 7.9, ancak ülkeler arasında önemli farklar bulunuyor. Estonya, İrlanda, İspanya, İsveç ve Türkiye'de, 15-29 yaş arasındakilerin yüzde 10'u ila yüzde 18.1'i işsiz. Okuyup çalışmanın yaygın olduğu İskandinav ülkelerinde ise farklar daha az.
Türkiye'de yabancı dile çok saat ayrılıyor
Rapora göre ülkeler arasında yabancı dil öğretimine ayrılan sürelerde değişiklikler büyük farklar görülüyor. Arjantin, Şili, İngiltere, Japonya, Meksika ve Hollanda da eğitim süresinin yüzde 3'ten azı yabancı dil öğretimine ayrılıyor. Estonya, Almanya, Yunanistan, İsrail, İtalya, Slovak Cumhuriyeti, Slovenya, İspanya ve Türkiye'de ise eğitim süresinin yüzde 10'u ya da daha fazlası, Lüksemburg'da ise toplam eğitim süresinin yüzde 25'i yabancı dil eğitimine ayrılıyor.
Türkiye OECD'de, mesleki yükseköğretimde öğrenci başına öğretmen sayısının, 4 yıllık lisans bölümlerindeki öğretmen sayısından daha yüksek olduğu tek ülke.
2000-2009 yılları arasında öğretmenlerin maaşları birçok ülkede reel olarak arttı. Yüzde 50'nin oldukça üzerinde olmak üzere en büyük artışlar, Çek Cumhuriyeti, Estonya ve Türkiye'de görüldü. Bu eğilime istisnalar ise Avustralya, Fransa, Japonya ve İsviçre oldu.
Rapora göre tamamı ya da büyük bölümü İngilizce görülen programlar Avustralya, Kanada, İrlanda, Yeni Zelanda, İngiltere ve ABD'de var. Programların büyük çoğunluğunun İngilizce verildiği ülkeler ise Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İsveç'ten oluşuyor.
Türkiye; Belçika, Çek Cumhuriyeti, Fransa, Almanya, Macaristan, İzlanda, Japonya, Kore, Norveç, Polonya, Portekiz, Slovak Cumhuriyeti ve İsviçre ile birlikte "Kimi programların İngilizce verildiği" ülkeler arasında yer aldı.
İngilizce hiç ders görülmeyen ya da çok az görülen üniversitelerin bulunduğu ülkeler ise şöyle: Avusturya, Belçika (Fr), Brezilya, Şili, Yunanistan, İsrail, İtalya, Lüksemburg, Meksika, Rusya Federasyonu, İspanya.