Öğretmen atama tarihi belli oldu

Milli Eğitim Bakanı Ömer Dinçer, 2012 yılındaki esas öğretmen alımını ağustos ayında yapacaklarını bildirdi.

cumhuriyet.com.tr

Dinçer, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, öğretmen atamalarına ilişkin gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Şubat ayında yapılacak 17 bin öğretmen atamasına ilişkin atama kılavuzunun çok kısa zamanda yayımlanacağını belirten Dinçer, 2012 Bütçe Kanunu'nda 29 bin memur kadrosunun tahsis edildiğini, bunlardan 17 bininin de Milli Eğitim Bakanlığı'na ayrıldığını söyledi.

Dinçer, ''Çok büyük ihtimalle yeni bir kadro kanunu çıkacak, zaman içerisinde. Ama biz 2012 yılındaki esas öğretmen alımımızı ağustos ayında yapacağız'' dedi.

 

"Hiçbir ülkede milli güvenlik dersi yok"

Bakan Dinçer, bakanlıkta düzenlediği basın toplantısında, gazetecilerin milli güvenlik dersinin kaldırılması kararıyla ilgili sorularını yanıtladı.

Dinçer, konuya ilgili ön çalışmanın yapıldığını, kendisinin yaklaşık 3 aydır çalıştığını ve tüm hazırlıkları tamam olduğunu belirterek, ''Biz konuyla ilgili tüm hazırlıklarımızı yaptık. Bu açıdan dünkü Başbakanımızın duyurusu, bir başlangıç değil, neticelenmiş bir çalışmanın size aktarılmasıydı'' dedi.

Dinçer, bu çerçevede 2012-2013 eğitim-öğretim yılından itibaren milli güvenlik derslerinin olmayacağını, bu dersin içindeki konuların ilgili derslere aktarılacağını bildirdi. Dinçer, konunun niteliğine göre sosyal bilgiler, tarih, Atatürk ilke ve inkılap tarihi, vatandaşlık gibi dersler içinde işleneceğini ifade ederek, ''Milli tarih, milli şuur, kimlik, vatan sevgisi gibi konular ilgili derslerde işlenmeye devam edilecek'' dedi.

Sözkonusu derslerin saatinde bir artırım ya da konuya ilişkin öğretmen alımını olup olmayacağının sorulmasına karşılık Dinçer, ''Hayır, artırılmayacak, bu bize ek bir yük de getirmeyecek. Zaten hesaplamalarımız da bu doğrultuda oldu. Biz sadece mevcut derslerimiz içerisinde bu konuları işlemeye devam edeceğiz'' yanıtını verdi.
''Müfredat dışında bırakılacak konu var mı?'' sorusu üzerine de Dinçer, ''Sanıyorum olmayacak. Talim Terbiye Kurulu kendi içerisinde bir ön hazırlık yapmıştı. Bana verilen bilgi, öyle bir dışarıya çıkarılacak bir konu olmayacak'' dedi.
Askeri rütbeler gibi spesifik konuların hangi derslerin kapsamında öğretileceği sorusuna da Dinçer, ''Onu zannediyorum Talim Terbiye Kurulu, zaman içerisinde gözden geçirir'' karşılığını verdi.

''O tip konular, Türkiye'nin temel politikaları doğrultusunda gözden geçirilir''

''Milli Güvenlik dersi içinde iç tehditler başlığı altında irtica başlığı vardı. Bu hangi dersin kapsamına girecek?'' sorusuna ise Dinçer'in yanıtı şöyle oldu:
''O tip konular, Türkiye'nin temel politikaları doğrultusunda gözden geçirilir, ona göre değerlendirilir. Benim gördüğüm kadarıyla Talim Talim Kurulunun ön hazırlıkları vardı hangi konuların nerede işleneceği yönünde, ana hatlarıyla baktım. Gördüğüm kadarıyla bahsettiğiniz türden konular, belirli bir yere bilgi olarak yüklenebilirler, tam bilemiyorum.''
''Milli Güvenlik dersi kapsamında Türkiye'de derse giren kaç asker var?'
' sorusuna karşılık da ''ortaöğretim sayısınca derse giriliyor biliyorsunuz'' dedi ve ülkede, yaklaşık 9 bin 300 ortaöğretim kurumu bulunduğunu belirtti.

''Polonya dışında hiçbir ülkede benzer ders bulunmuyor''

Milli Güvenlik dersinin kaldırılmasıyla ilgili Genelkurmay Başkanlığıyla görüşülüp görüşülmediği sorusu üzerine Dinçer, konunun bütün ilgilileriyle görüşmelerin yapıldığını, istişarelerin ardından bu kararı verdiklerini belirtti. Dinçer, ''Dolayısıyla verdiğimiz bu kararla ilgili, ilgili tarafların hiçbirisinin ihtilafı söz konusu değil'' dedi.

Kitap yazımında askerin katkısının, konu farklı derslere dağıtıldığında da devam edip etmeyeceği sorusuna karşılık Dinçer, ''Yani artık onu biz kendi yöntemlerimiz içerisinde kitaplarımızı nasıl yazıyorsak öyle yazmaya devam edeceğiz'' dedi.
Bu dersin kaldırılma amacının sorulması üzerine de Dinçer, dünyadaki uygulamaları örnek göstererek, şunları kaydetti:

''Bir çok sebep söyleyebilirsiniz. Bir kere herşeyden önce içinde yaşadığımız dünyada, çocukların eğitimiyle ilgili konular, daha ağırlıklı olarak dünyadaki değişme ve gelişmelere uyum sağlayacak bilgi ve kabiliyetlere verme yönünde. Bu açıdan bakıldığında pek çok ülke, bu ve benzeri dersleri kendi müfredatından çıkarmış durumda. Mesela ben bununla ilgili çok geniş bir çalışma da yaptırmıştım. Hiçbir ülkede milli güvenlik dersi gibi bir ders yok. Sadece Polonya'da savunma eğitimi ismiyle bir ders var. Onun dışında hiçbir ülkede benzer bir ders bulunmuyor. Mesela Fransa, Macaristan, Litvanya, Slovenya ve Yunanistan'da, bunlar dikkat edecek olursanız biraz daha milliyetçi ülkeler, bu ülkelerde milli şuur, milli kimlik ve vatanseverlik konusu işleniyor. Ama farklı dersler içerisinde bu fikirler tartışılıyor. Diğer Avrupa ülkelerinde insani ve ahlaki değerlere önem veren bir yaklaşım sunuluyor. Bazı ülkelerde de bunu dini eğitim içerisinde veriyorlar. Ama hiçbir ülkede askerlerin derse girdiği bir uygulama yok. Biliyorsunuz bu yönleriyle de Avrupa Birliği falan da bizi çok eleştiriyordu. Doğrusu biz de bu değişen dünyaya bu vesileyle ayak uydurmuş oluyoruz.''

''Şimdi din dersiyle ilgili herhangi bir çalışmamız yok''


Avrupa Birliği'nin zorunlu din derslerine yönelik de eleştirilerinin bulunduğunun hatırlatılması üzerine Dinçer, şöyle konuştu:
''Onu belki şöyle görmek lazım; şimdi Milli Güvenlik Dersi, normalde bir müfredat içerisinde zaten eğer ideolojik anlam yüklemiyorsanız ve içerik olarak bakıyorsanız, her an müfredatın içerisinde yerini değiştirebileceğiz, farklı şekilde uygulamaya koyabileceğiniz bir husus. Ama din dersinin konulması ve din dersinin isteğe bağlı olarak işlenmesiyle ilgili mesele, topyekün Türkiye'deki eğitim sistemine yaklaşımla da alakalı bir husus. Dolayısıyla ikisini aynı kategoriye koyarak değerlendirmek bence doğru olmaz. Milli Güvenlik dersi, bizim normal hallerde bir çok dersi koyuyoruz, kaldırıyoruz,... onun gibi koyup kaldırdığımız, içindeki müfredatı güncelleme ihtiyacı hissettiğimiz derslerden birisi olarak görülmeli.''
''Din dersine yönelik anayasa çalışmaları içinde bir düzenleme, çalışma olacak mı''?, sorusuna Dinçer, ''Ona yeri geldiği zaman bence bakarız. Şimdi o konuyla ilgili herhangi bir çalışmamız yok'' dedi.

Fransız okullarının durumu...

Fransa'nın aldığı kararın, Fransa ile ikili anlaşmaları bulunan okullar ile Fransız okullarına etkisinin ne olacağı yönündeki soruya, Dinçer'in yanıtı şöyle oldu:
''Bir kere Fransız okulları, Fransa'nın okulları değil, bizim okullarımız, yani şu anda burada Fransa ile işbirliği içinde yürüttüğümüz okullar olduğu için. Dolayısıyla bunlar Fransız okullarıydı bunlar üzerinden bir yaptırım yapılabilir mi sorusu, bizim aklımıza geliyor olmakla birlikte teorik olarak doğru değil. Biz, bu okullarla Fransa'daki gelişmeler başladığında bir toplantı yaptık. O toplantıda bizim genel yaklaşımımız Fransa'nın böyle karar almasının çok doğru olmadığı, tüm dünyaya vaktiyle özgürlükler konusunda önderlik etmiş bir ülkede bunun bir geriye dönüş olduğuna dair ortak bir değerlendirmemiz oldu. Biz o zaman okullarımızdan bu konuyla ilgili gerekli kulisleri yapmaları konusunda kendilerinden ricada bulunmuştuk. Onlar hakikaten bu konuda iyi niyetle çaba sarfettiler, hep beraber böyle bir süreç yaşanmasın diye çaba sarfettiler. Onun dışında herhangi bir değerledirmemiz olmadı, şu anda da öyle bir başka değerledirmemiz yok. Bunlar bizim aklı selimle oturup daha soğukkanlı çözümler üretmemiz gereken alanlar. Kaldı ki bu sadece eğitimin bir sorunu değil, esasında ulusal düzeyde ortaya konulacak bir politikanın yansıması olarak ortaya çıkar. Bu açıdan bakıldığında da hükümetin ortaya koyacağı temel politikalar neyse biz ona uygun davranırız.''
Sözkonusu okulların yaklaşımıyla ilgili soru üzerine de Dinçer, kendilerinin de rahatsızlık duyduğunu dile getirdi, geçmişte bir ilan verdiklerini anımsattı.