Öğretmen adayları soruların yarısını bile çözemedi

Öğretmen adayları, öğretecekleri alanlarla ilgili yeterli bilgiye sahip değil. Öğretmen adaylarının
girdikleri Öğretmen Alan Bilgisi Test (ÖABT) sonuçları, hem ulusal ve uluslararası sınavlardaki öğrenci başarısızlığının nedenini hem de öğretmen eğitimlerinin niteliklerinin düşüklüğünü gösteriyor.

Öğretmen adayları, ÖABT’de 50 sorudan, Lise Matematik’te ortalama 9 soruyu, Almanca’da 14 soruyu, Kimya’da 16 soruyu, Fizik’te 15 soruyu, Biyoloji’de 17 soruyu çözebilmiş. MEB Öğretmen Yetiştirme ve Geliştirme Genel Müdürü Doç. Dr. Semih Aktekin, öğretmen niteliğiyle ilgili şunları
söyledi: “Öğretmenlik mesleğine ve öğretmen yetiştirmeye ilişkin sorunlar gözönüne
alındığında bunların günlük ve birbirinden bağımsız politikalarla çözülemeyeceği herkesçe kabul edilen bir gerçektir. Bu sorunların çözümü için sürecin en başında yer alan öğretmen yetiştiren yüksek öğretim kurumlarındaki eğitim öğretim faaliyetlerinden başlayarak istihdam edilen öğretmenlerimizin emekliliklerine kadar devam eden tüm aşamalar bütünsel bir sistemin birbirini etkileyen temel unsurları olarak değerlendirilmelidir.’’

5 kitap okuyun

Doç. Aktekin, KPSS’de başarılı olup atanan öğretmen adaylarına yönelik “Aday Öğretmen Yetiştirme Programı’’ uyguladıklarını, bu kapsamda, 384 saat sınıf içi ve okul içi, 90 saat okul dışı faaliyetler, 168 saat hizmet içi eğitim faaliyetleri olmak üzere toplam 642 saat eğitim verildiğini anlattı. Bu süreçteki maddelerden bazıları şöyle:

* Kitap okuma (5 adet)
* Film izleme (10 adet)
* Türkiye’de demokrasi serüveni ve
15 Temmuz süreci (6 saat)
* İnsani değerlerimiz ve meslek etiği
(12 saat)
* Gönüllülük ve girişimcilik çalışmaları
(12 saat)
* Şehir kimliğini tanıma (18 saat)
* Tecrübeyle buluşma (12 saat)
* Gelişmiş ülkelerin eğitim sistemleri
(12 saat)

Eğitimci Alaattin Dinçer: Ulusal ve uluslararası sınavlarda öğrencilerin Fen, Matematik ve diğer bazı derslerde başarılarının neden bu kadar düşük olduğu, bu derslerin öğretmenlik sınav sonuçları ile ilişkilendirmek mümkün. Ancak öğrenci başarısızlığını sadece bu sonuçlara bağlamak doğru olmaz. Bu bir faktör olarak görülebilir. Bu tablo bize aynı zamanda öğretmenlik için planlanmış yükseköğretim programlarında verilen eğitimin niteliğinin düşüklüğüne dair üzerinde önemle durulması ve sorgulanması gereken bir veri olarak değerlendirilmelidir. Aslında sistem bir bütün olarak tepeden tırnağa kadar sorunludur ve sorgulanmayı, bu sorgulama üzerine yeniden yapılanmayı gerekli kılmaktadır. Bu yapılmadığı sürece alınacak tedbirler pansuman tedbir olmaktan öteye geçmeyecektir