Öğrencisini 'Alevi' diye döven öğretmenin cezası ertelendi
Bir öğrencisini "Siz Aleviler neden oruç tutmuyorsunuz" diyerek döven ve tehdit eden öğretmen, olaydan 7 yıl sonra, 'yaralama ve basit tehdit' suçundan 4.400 TL para cezası aldı. Mahkeme hükmün açıklanmasının da ertelenmesine karar verdi.
cumhuriyet.com.trBurak Kul adlı çocuk, 7 yıl önce Esenyurt Ali Kul Çok Programlı Lisesi’nde okurken, öğretmeni Zeki Yılmaz tarafından “Siz Aleviler neden oruç tutmuyorsunuz! Benden çekeceğin var” diyerek tehdit edilip dövülmüştü. TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun doğruladığı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ’ın arayarak “Geçmiş olsun” dediği bu iddiaya ilişkin dava, yedi yıl sonra sessiz sedasız bitti: Ayrımcı ve dayakçı öğretmene ‘yaralama ve basit tehdit’ suçundan 4.400 TL para cezasına çarptırıldı. Mahkeme hükmün açıklanmasının ertelenmesine karar verdi.
Radikal Gazetesi'nden İsmail Saymaz'ın haberine göre, Büyükçekmece Sulh Ceza Mahkemesinde görülüp 1 Kasım 2013’te karara bağlanan dosyada; öğretmen Zeki Yılmaz’a ‘kasten yaralama’ suçundan 3740 TL, ‘basit tehdit’ suçundan da 660 TL para ceza verildi. Daha sonra mahkeme, hükmün açıklanmasını ertelenmesine, öğretmen Yılmaz’ın beş yıl süreyle denetim altına alınmasına karar verildi. Kul Ailesi’nin avukatı Metin İriz, bu cezanın Alevilere yönelik hakaretten ötürü verilmiş ender kararlardan biri olduğunu, bu yönüyle olumlu bulduğunu, fakat erteleme yoluna gidilmemesi gerektiğini kaydediyor. İriz, “Sanık duruşmalarda agresifti. Halen orada aynı düşüncede olduğu görülüyordu. ‘Bu bana Alevilerin iftirasıdır’ diyordu” diye konuşuyor.
2007’nin Ramazan ayıydı. İddialara göre, 25 Kasım’da Esenyurt Ali Kul Çok Programlı Lisesi’ndeki dersine giren edebiyat öğretmeni Zeki Yılmaz, bir kız öğrenciyi yemek yerken görüp “Oruç tutmuyor musun” diye sordu. Kız öğrenci, “Hasta olduğum için bugün tutmuyorum” dedi. Yılmaz, sınıfa dönüp “İçinizde Alevi var mı?” diye sordu. Burak ayağa kalkıp, “Ben Aleviyim” dedi. Yılmaz, Burak’a “Siz Aleviler neden oruç tutmuyorsunuz. Benden çekeceğin var” dedi. İddiasına göre, Burak’ı bir arkadaşıyla konuştuğu için dövüp karnına vurdu, aşağıladı.
Esenyurt Belediyesi’nde memur olarak çalışan Burak’ın babası Ziram Kul, ertesi gün okula giderek şikâyet etti. Okul müdürü, ilgililere başvurmasını önerince TBMM İnsan Hakları Komisyonu’na, valiliğe ve Milli Eğitim Müdürlüğü’ne dilekçe yazdı. Bu arada baba, Belediye Başkanı Necmi Kadıoğlu tarafından çağrıldı. Toplanılan odada Kadıoğlu’nun yanı sıra öğretmen Yılmaz da vardı. Kul’a göre Kadıoğlu, kendisi ile öğretmen Zeki Yılmaz arasında arabuluculuk etmek istedi. Fakat Kul ısrarcı olunca TBMM İnsan Hakları Komisyonu bir heyet gönderdi.
TBMM DOĞRULADI
TBMM İnsan Hakları Alt Komisyonu, 7 Aralık 2007’de açıkladığı raporda, Kul’un iddiasının inandırıcı olduğu ve hatta öğretmen Yılmaz’ın “Beyanında, sınıfta Alevilik ile ilgili oluşan gerilimin müfredattan kaynaklandığını bile” söylediği belirtildi. Raporda, şöyle denildi: “Zeki Yılmaz’ın Ramazan’da, sebebi ne olursa olsun oruç tutmayan öğrenciye, ’Neden oruç tutmadığını’ sorması, din ve vicdan özgürlüğüyle bağdaşmaz. Öğretmenin ’İçinizde Alevi var mı?’ sorusu, kimsenin dini inanç ve kanaatlerini açıklamak zorunda olmadığı şeklindeki anayasa hükümlerine aykırı.” Dönemin Kurul Başkanı Zafer Üskül de, Zeki Yılmaz’ın daha önce de öğrencileri dövdüğünü, hakkında iki kez aylık kesme cezası verildiğini söyledi. Başbakan Erdoğan da baba Kul’u arayıp “Geçmiş olsun” dedi.
Fakat sonra Burak’ın öyküsü unutuldu. Avukatı Metin İriz’in verdiği bilgiye göre, Burak önce okul değiştirdiyse de başarılı olamadı. Sonra başka bir okula geçti. Öğretmen Zeki Yılmaz da başka bir okula atandı, ardından emekliye ayrıldı.
İKİ BUÇUK YIL SONRA İFADE ALINDI
Bu arada, Yılmaz’ın soruşturulmasına 27 Mart 2008’de izin verildi. Ne olduysa, ondan sonra oldu. Dosya, tam 25 ay boyunca Büyükçekmece Savcılığı’nda bekledi. Savcılık, Yılmaz’ın adresine ulaşamıyordu. İş başa düştü ve İriz, Ocak 2010’da, Milli Eğitim Müdürlüğü kayıtlarından Yılmaz’ın adresini çıkarıp savcılığa verdi. Böylece Yılmaz ifadeye çağrıldı. İfadesi, olaydan yaklaşık 2.5 yıl sonra, 21 Mayıs 2010’da alınabildi. Yılmaz, iddiaları reddediyordu:
“Ders sırasında G. isimli kız öğrencim derste bir şeyler çıkartıp açıkça yiyordu. ‘Sınıfta yiyecek yenmez burası ilkokul değil’ dedim. Ancak ‘Niye oruç tutmuyorsun’ diye ya da ‘Sınıfta Alevi var mı’ diye de sormadım. Başka günkü edebiyat dersinde tasavvuf edebiyatını işlerken Pir Sultan Abdal, Hacı Bektaşi Veli gibi zatlardan bahsederken Burak Kara ‘Ben Aleviyim hocam’ dedi. Ben de ‘İyi tamam oğlum, otur’ dedim. ‘Aleviysen çekeceğin var’ demedim, yumruk atmadım, mezhep ayrımı yapmadım.”
İki buçuk yıl boyunca başkaca işlem yapılmayan soruşturma, Yılmaz’ın ifadesinin alındığı gün bitirilip yarım sayfalık bir iddianame yazıldı. Savcı Dursun Yüzer, iddianamesinde Yılmaz için, ‘kasten yaralama’ iddiasıyla 5 yıla, ‘hakaret’ten de 2 yıla kadar hapis cezası istedi.