‘Öğrencileriniz Max Frish’in oyununu nasıl sahneler?

Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü öğrencilerinin ardından bölüm başkanı Doç. Dr. Pınar Aras hakkında da soruşturma başlatıldı…

Selda Güneysu/Cumhuriyet

27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nde, Max Frish’in “Yine Başladılar Şarkılarına” adlı oyununu sahneleyen ve oyun sonrasında yönetmen Yücel Erten’in alternatif bildirisini okuyan öğrenciler hakkında başlatılan soruşturma genişledi. Fakülte yönetiminin, oyunun yönetmeni ve bölüm başkanı Doç. Dr. Pınar Aras hakkında da “öğrencilerin toplu eylemine destek vermekten” soruşturma başlattığı öğrenildi. Öğrenciler soruşturmalara tepki gösterdi.

Erzurum Atatürk Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Sahne Sanatları Bölümü (Tiyatro Bölümü) öğrencileri, 27 Mart Dünya Tiyatro Günü nedeniyle, aslında 2 Nisan’da prömiyeri yapılacak, komünist yazar Max Frish’in “Yine Başladılar Şarkılarına” adlı oyununu sahneledi.

Oyun sonrası da öğrenciler, yönetmen Yücel Erten’in “Tiyatro Günü” nedeniyle kaleme aldığı ve hükümete, özellikle de Kültür ve Turizm Bakanlığı’nca hazırlanan “Türkiye Sanat Kurulu” yasa tasarısı taslağına yönelik eleştirilerde bulunduğu alternatif bildiriyi okudu.

Bildirinin okunmasından sonra fakülte yönetimi, öğrenciler hakkında “toplu eyleme katıldıkları” gerekçesiyle soruşturma başlattı. Öğrenciler, söz konusu soruşturmaya internet üzerinden tepki gösterirken, Cumhuriyet’in edindiği bilgiye göre soruşturma, oyunun yönetmeni ve bölüm başkanı Doç. Dr. Pınar Aras’a da sıçradı.

Dekanlığın Aras hakkında da “öğrencilerin eylemine destek vermek” suçlamasıyla soruşturma başlattığı ve Aras’a, “Öğrencileriniz bu oyunu hangi gerekçeyle sahneye taşımışlar ve hangi gerekçeyle alternatif bildiriyi okumuşlardır” sorularını yönelttiği öğrenildi.

Rektörlük ‘yasak yok’ dedi

Cumhuriyet’e bilgi veren ve adlarının yayımlanmasını istemeyen Güzel Sanatlar Fakültesi öğrencileri, dekanlığın oyundan sonra, oyunun afişlerini toplattırdığını ve yaktığını belirterek, söz konusu olayın duyulmasının ardından görüştükleri rektörlüğün kendilerine “Oyununuzu sahneleyeceksiniz, yasak yok. Dekanlık oyunu yasaklamış ama bizim yasak konusunda bilgimiz yok, o nedenle oyunu sahneleyeceksiniz” dediğini kaydettiler.

Öğrenciler, rektörlüğün açıklamasına karşın dekanlıktan kendilerine oyunun sahnelenmesine ilişkin yasağın kaldırıldığına yönelik herhangi bir açıklama gelmediğini de kaydettiler. Öğrenciler, bugün dekanlığın kendilerinin ifadesini alacağını da kaydettiler.

‘Kameralı kişi bizi şikâyet etmiş’

Öğrenciler, oyun sonrasında kameralı bir kişinin kendilerinin yanına gelerek, “Bu bildiriyi kim yazmış” diye soru sorduğunu ve bu sorunun ardından dekanlığa, haklarında şikâyette bulunduğuna da dikkat çektiler.

Öğrenciler, “2 Nisan’da prömiyeri yapılacak bir oyunun seyircili genel provasını 27 Mart’ta sahneledik ve izleyicilerin hemen hemen hepsi bizim ailelerimizdi. Ailelerimiz bizi şikâyet etmeyeceğine göre bizi kim şikâyet etti” sorusunu da yönelttiler.

‘Sansür, nereye kadar?’

Öte yandan aynı okuldan 2010 yılında mezun olan ve bölümde yüksek lisans yapan öğrencilerden Emre Yılmaz da Cumhuriyet’e şöyle konuştu:

“Okuldan mezun oldum, ancak halen Erzurum Devlet Tiyatrosu’nda sözleşmeli olarak görev yapıyorum. Bu nedenle tiyatronun içindeyim. Her yerde dile getiriyoruz, konservatuvarlardan mezun olan ya da konservatuvarlarda okuyan öğrenciler de aynı görüşte.

Bakanlığın hazırladığı ve kısa adı TÜSAK olan ‘Türkiye Sanat Kurulu’ yasa tasarısı taslağı eğer kabul edilirse, altını çizmek isteriz ki Türkiye’de Ankara, İstanbul ve İzmir dışında tiyatro kalmayacak. Anadolu’daki tiyatro hareketi bitecek.

Zaten ülkede belli sayıda özel tiyatro var, o tiyatrolar da ne kadar Anadolu’daki tiyatro hareketini yönetebilecekler? Proje verilse bile o projelere taslakta belirtilen gibi projenin yüzde 50’si ödenirse, bu yüzde 50 hangi masrafı karşılayacak?

Ayrıca zaten özellikle Anadolu’da sahne sıkıntısı var, bu sahne sıkıntısı sorunu giderilememişken oyunlar nasıl sahnelenecek? İnsanlar istedikleri oyunları nasıl sahneleyebilecek? 50, 100 kişilik oyunlar da nasıl sahneye taşınacak?

O nedenle, biz elbette ki bu yasa tasarısı taslağına karşıyız. Ancak inanıyorum ki Yücel Erten’in de söylediği gibi bir gün kurumlar özerk olacak ve sanat özgür hale gelecek. Bu olmak zorunda, çünkü sanata baskı, sansür asla kabul edilemez, bir yerde bu süreç tıkanır.”