Öğrencilere özgürlükçü beraat

Samsun’da okuyan 6 öğrenci, şiddet içermeyen eylemlere katıldı diye yasadışı örgüt üyeliğinden suçlandı. Mahkeme, sanıklar hakkında beraat verirken çarpıcı gerekçeler açıkladı.

Alican Uludağ/Cumhuriyet

Samsun’da Özgürlükçü Gençlik Derneği (ÖGD) üyesi olup, şiddet içermeyen eylemlere katılan 6 öğrenci hakkında, yasadışı Türkiye Komünist Partisi - Kıvılcım terör örgütü üyeliği suçundan açılan davada beraat kararı çıkarken, mahkeme özgürlükçü bir gerekçeye de imza attı. Soruşturmayı yürüten savcı ve polise çarpıcı eleştirilerde bulunulan kararda, sanıkların TKP - Kıvılcım örgütüne karşı sempati besliyor olmalarının bu örgüte üye oldukları anlamına gelmeyeceği belirtildi. Telefon konuşmalarının somut delillerle desteklenmediği sürece delil olamayacağını vurgulayan mahkeme, öğrencilerin internet üzerinden duyurularını yaptığı yaz kampının da “gizli”, “yasadışı faaliyet” olamayacağını kaydetti.

Samsun Emniyeti Terörle Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri tarafından, Ekim 2011’de ÖGD’ye yönelik yapılan operasyonda 6 öğrenci gözaltına alındı. Savcılık tarafından sorgulanan öğrenciler, delil yetersizliğinden serbest bırakıldı. Samsun bölgesinden sorumlu özel yetkili Ankara Başsavcılığı, öğrenciler Hasan Fehmi Görür, Burak Duman, Peri Çiftçi, Ali Kaymaz, Sinan İhtiyaroğlu ve Samet Kurtdere hakkında, Hikmet Kıvılcımlı’nın fikirlerine dayanan ve 1970’li yıllarda kurulan Türkiye Komünist Partisi / Kıvılcım adlı yasadışı terör örgütü üyesi olmak ve örgüt propagandası yapmak suçlarından dava açıldı. İddianamede öğrenciler için ortaya atılan örgüt suçunun delilleri olarak şiddet içermeyen eylemler gösterildi. Bu eylemler arasında Samsun 19 Mayıs Üniversitesi’nde düzenlenen Kızıldere katliamı anması, derslik penceresinden “Kızıldere son değil, kavga sürüyor / Özgürlükçü Gençlik Derneği” pankartı asılması, “Devrim şehitleri ölümsüzdür” şeklinde slogan atılması sayılırken, bir öğrencinin polis barikatına tekme atması da iddianameye girdi. 19 Mayıs ilçesinde faaliyet gösteren BAT sigara fabrikasında işlerine son verilen işçilere destek için fabrika yemekhanesini işgal etmek ve otoparkta eylem çadırı kurmanın yanı sıra Özgürlükçü Gençlik Derneği’nin düzenlediği yaz ve kış kampları da yine örgüt üyeliğinin delilleri arasında gösterildi.

 

Mahkemeden özgürlükçü beraat

Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılan yargılama sonunda tüm öğrenciler beraat etti. Süleyman İnce başkanlığındaki mahkemenin gerekçeli kararında, sanıkların hakkında açılan davanın dayanağının öğrencilerin katıldıkları bir kısım gösteriler olduğuna işaret edildi. Kararda, “Sanıkların söz konusu gösteriye katılmış olmalarının tek başına bir örgütsel faaliyet olarak kabulü mümkün değildir” denildi. İddianamede, ÖGD, Toplumsal Özgürlük Platformu ve Türkiye Komünist Partisi - Kıvılcım örgütü arasında bağlantı olduğunun iddia edildiği anımsatılan kararda, şöyle denildi:

“Uluslararası pek çok sözleşmeye konu olan örgütlenme özgürlüğü hakkının kapsamı dikkate alındığında; legal bir örgütün bir terör örgütünün uzantısı olduğunun iddia edilmesi durumunda; bu iddianın kesin ve tartışmasız deliller ile ortaya konulması gerekmektedir. Somut olayda bu deliller dosyada bulunmamaktadır. Sanıkların bir kısmının ÖGD’ye üye olmaları ve hatta bir kısmında TKP - Kıvılcım örgütüne karşı sempati besliyor olmaları, sanıkların söz konusu terör örgütüne üye oldukları anlamına gelmemektedir.”

Gerekçeli kararda, sanıklara yöneltilen örgütün finansmanını sağlama, eleman kazandırma, eğitim faaliyetlerini organize etme gibi suçlamalara değinildi. Bu yöndeki delillerin daha ziyade telefon görüşmelerine dayandığı ve somut delillerle desteklenmediği vurgulanan kararda, şöyle denildi: “Dernek faaliyetlerinin terör örgütü adına faaliyet olarak kabulü mümkün değildir. Keza yaz ve kış kampları olarak değerlendirilen toplantıların tarih ve zamanlarının internetten duyurulması, toplantıya katılanların fotoğraflarının internet sitesinde rahatlıkla yer verilmiş olması, bu toplantıyı düzenleyen ve katılanlardan herhangi bir gizlilik kaygısının olmadığını, diğer bir deyişle yasadışı bir faaliyet içerisinde olmadıklarını ortaya koymaktadır. Sanıkların özellikle telefon konuşmaları dikkate alındığında, bu konuşmalarda şiddet kullanmaya ve ayaklanmaya bir çağrı veya demokratik prensiplerin herhangi bir biçimde reddine yönelik bir içerik bulunmadığı tespit edilmiştir.”