'Oğlum yerine beni asın'

Tutuklu erlerin aileleri, çocuklarını ilk kez gördü. Sincan Cezaevi kapalı görüş gününden isyan çıktı.

Ozan Çepni

15 Temmuz’da “tatbikat var” denilerek darbe girişimine ortak edilen erlerin aileleri, çocuklarını ilk kez bugün Sincan Cezaevi’nde gördü. Davul zurna eşliğinde, ellerine kınalar yakarak çocuklarını askere yollayan aileler, umut ile girdikleri ziyaretçi kapısından ağlayarak çıktı. Türkiye’nin dört bir tarafından ailelerin ortak noktası ise “çocuklarımıza kıymayın” oldu. Cezaevi önünde bir baba, darbeci askerlerin idamına ilişkin tartışmalara, “Çocuğumu değil beni asın” diyerek isyan ederken, bir başka annenin ise Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a feryadı duyuldu.

Gözleri dolu anne terhisine birkaç gün kala oğlunun kışladan zorla çıkarıldığını anlatarak, “Hani o ‘analar ağlamayacak’ diyenler nerde” dedi. Er annesi Filiz Kılıç da “Çocuğumun karşısında ağlamamaya çalıştım ama o ağladı. Benim çocuğum öyle ağlamazdı. ‘Annecim seni çok özledim, o yüzden ağlıyorum’ dedi bana. Devlet büyüklerimiz bu çocukların suçu yok diyordu, kahırla çocuklarımızı orada bıraktık” diyerek annelerin feryadını aktardı.

Ankara’nın Sincan ilçesi sabah saatlerinden itibaren binlerce ailenin akınına uğradı. 15 Temmuz’dan bu yana defalarca göremeyi denedikleri evlatlarına ilk kez ulaşacak aileler, heyecanla Sincan Ceza İnfaz Kurumu’ndan içeriye adım attı. Yoğun güvenlik önlemleri altında cezaevinde bekleyişe başlayan aileler, sabah 8’den itibaren aranarak cezaevi kampusunun büyüklüğü sebebiyle kendilerini çocuklarına götürecek otobüslere bindirildi. İnfaz memurlarının yüzlerce defa tekraladığı “telefon, şarj aleti, usb yasak” sesleri altında 3 buçuk TL’ye satın aldıkları kilitle, umutları dışındaki bütün eşyalarını küçük dolaplara bıraktı. Bazılarının ise, “artık bu kilit her gelişimizde çok işimize yarayacak” sözleri dikkat çekti.

 

Türkiye’nin dört bir yanından geldiler

Darbe girişiminin en büyük mağduru hiçbir şeyden haberi olmayan erlerin aileleri oldu. Asker yolu gözlerken, televizyondan canlı yayında izledikleri darbe girişiminin ardından çocuklarının gözaltına alındığı haberini alan aileler Ankara’ya akın etti. 20 gündür oğullarından bir haber alabilmek için oradan oraya sürüklenen ailelerin bir kısmı Ankara’daki akrabaların yanına sığınırken, bazıları ise avukatlardan edindikleri bilgiyle sürecin uzayabileceğini düşünerek Ankara’da ev tuttu. Ağrı’dan, Bursa’dan, Mardin’den ve ülkenin dört bir yanından Başkent’e gelen asker yakınları çocuklarımıza feda olsun diyerek Sincan’ın yolunu tuttu.

 

Fakir fukaranın 3-5 kuruşu

Cezaevi ziyaretçi girişinde yığılmanın başladığı dakikalar, bazı askerlerin koğuşlarının belli olmadığı, bazılarının ise değiştirildiği için yaşanan karmaşaya sahne oldu. Aynı durum koğuş kısmında da olacak ki, kapı önünde görüş bekleyen bir babaya, içeriden bir gardiyan telefonuyla kendisini arayan oğlunun “Baba burda isyan çıktı, nasıl göstermezler sizi bize” sözleri babasının gözlerinde yeni bir umut yarattı. Görüş bekleyen ailelerin telaşı, belki de babalarını ilk kez görecek bebekler, içeriye sokamadıkları için ellerine geçirdikleri tül çorapla bileziklerini çıkarmaya çalışan anneler, çocukların koşuşturmacaları sıkça karşılaşabilinecek görüntüler yarattı. Farklı ekonomik koşullarda olasalar da bir asker yakınının “Fakir fukaranın biriktirdiği 3-5 kuruş da burada gidecek” sözleri durumu özetlemeye yetiyordu.

 

Ailelerin kader birliği

Ziyaret için sıra bekleyen ve görüşten çıkan ailelerin bekleyişi, hızla cezaevinde kader birliğine dönüştü. Çocuklarının nasıl gözaltına alındığını, durumlarını birbirine anlatan anne ve babalar bir anda büyük bir bağ yarattı. Cezaevi önündeki küçük gölgelikleri, darbe girişiminin değerlendirildiği alanlara dönüştü.

 

‘Onu değil beni asın’

Cezaevi önünde sohbetlerin bir anda ortaklaştığı bir ortamda başlayan idam tartışması ise babaların gözlerini doldurmaya yetiyor. Çocuklarının suçsuz olduklarına inansalar da kendilerini en kötü ihtimali sorgulayan bir baba, “Ben yatayım oğlumun yerine o daha çok genç, beni assınlar oğluma dokunmasınlar” diyerek dertleniyor. Ağrı’da çocuğunun tutuklandığı haberini alarak Ankara’ya gelen ve avukatlarla görüşmeleri sonucunda sürecin uzayabileceğini öğrenen asker babası, burada ev tuttuğunu belirterek yaşananları şöyle anlattı:

“O kadar para verip özel avukat tuttum ama çocuklarımızı sadece Ankara Barosu’nun görevlendirdiği avukatlarla görüştürüyorlar. Avukatların dediğine göre çocuklarımızı OHAL boyunca tutabilirlermiş. Ben de o yüzden ev tuttum burada. Buraya geldiğimde de memurların ‘bana karşı çıkma seni tutuklatırım’ sözleriyle karşılaşıyoruz.”

 

‘Hani analar ağlamayacaktı’

Ziyaretçi kapısı önünde bir diğer yanda ise anaların feryadını gözlemlemek mümkündü. Bekleyişin yarattığı telaşın öfkeye dönüştüğü anlarda Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da sitem vardı. Bir annenin, “Hani o ‘analar ağlamayacak’ diyenler nerede? Benim suçsuz kuzumu bana geri verin” isyanı, yakınlarının ‘aman böyle konuşma’ telkiniyle yarım kalıyordu.

 

‘Çocuğum ilk kez ağladı’

Çocuğunun terhisine 2 gün kala yaşanan darbe girişimi nedeniyle tutuklandığını aktaran er annesi Filiz Kılıç da, sabah 9’da kendisine verilen görüş saatine rağmen çocuğunu öğleden sonra 3’te bulabildiğini söyledi. Bazı askerlerin koğuşlarının değiştiği için yaşanan karmaşayı ve er yakınlarının isyanını anlatan anne Kılıç, “Benim çocuğum kışladan zorla çıkarılmış. İfadesinde de anlatmış. ‘Komutanım nereye’ diye sorduğunda “soru sorma asker, emri uygula” diye terslenmiş. Polise kendileri gitmişler” dedi.

 

Cam ardında çocuklarımızı aradık

Anne Filiz Kılıç, oğluyla görüşmesinin ardından da şunları aktardı: “Ben artık isyan ediyorum, benim çocuğumun ilk defa ağladığını gördüm. Kapalı görüş, telefonlarla. Millet per perişan, cam arkasında çocuklarını arıyor. Benim çocuğumun günlerini çaldılar. Neden sesimizi duymuyorlar. Çocuğumu askere ben gönderdim, vatan evladı beni çocuğum. Çocuğumun karşısında ağlamamaya çalıştım ama o ağladı. Benim çocuğum öyle ağlamazdı. ‘Annecim seni çok özledim, o yüzden ağlıyorum’ dedi bana. Devlet büyüklerimiz bu çocukların suçu yok diyordu, kahırla çocuklarımızı orada bıraktık. Ben Cumhurbaşkanının kapısına gitmek istiyorum bu çocukları çıkarsınlar diye

 

15 Temmuz cezaevi

Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ın, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından başlayacak yargılamaların Sincan ilçesinde yapılacağını açıklamasının ardından, darbe suçu dışındaki mahkumların Sincan’dan gönderilerek, her gün çevre illerdeki cezaevlerine 10 araba ile sevkin yapıldığı öğrenildi. Darbe soruşturması kapsamında tutuklanan asker, polis, hakim ve savcıların tutulduğu Sincan ilçesi, ailelerin de katılımıyla büyük bir 15 Temmuz cezaevine dönüşüyor.