'Oğlum Oğuz belasını buldu'

TBMM Soruşturma Komisyonu’na ifade veren eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar, kurucusu olduğu TÜRGEV’e yardımcı olduğunu, ancak imar değişiklikleri karşılığında arazi ve para bağışında bulunulduğu iddialarının doğru olmadığını savundu.

Emine Kaplan / Cumhuriyet

TBMM Soruşturma Komisyonu’na yaklaşık 1.5 saat ifade veren, ancak yurtdışı gezisi olduğu için  uçağa yetişeceği gerekçesiyle bazı sorulara yazılı yanıt vereceğini belirten eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Bayraktar, şu açıklamaları yaptı:

Bakırköy 46 projesi yasaya aykırı değil:

(Bakırköy 46 projesine illegal şekilde imar izni karşılığında menfaat temin edildiği iddiası) Bahsedilen  yerdeki imar planını 644 sayılı KHK’ye istinaden onayladık, burada yasaya aykırı bir durum kesinlikle  yoktur. Şöyle bir durum olmuştur samimi olmak gerekirse, bu şahıs (Ali Ağaoğlu) bu imar planını  İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nden onaylatmak için yaklaşık 2 yıl bir mücadele etmiş, yapamayınca  bize müracaat etti. Biz de inceledik, kesinti konusunda yüzde 56 civarında, tam  bilemiyorum yüzde 40 kesinti yapılması gerekirken fazla kesinti yapılmıştı, biz de onu usulüne göre  onayladık.

Alındım ve sitem ettim:

(Başbakan Tayyip Erdoğan’ın talimatıyla projeleri onayladığı, asıl başbakanın istifa etmesi gerektiği  sözlerinin anımsatılması üzerine) O ortam anormal bir ortamdı yani 17 Aralık’tan 25 Aralık’a kadar   olan süreç normal bir süreç değildi. Orada ben ne diyorum: Yasalara uygun olarak onayladığımız..  Herhangi bir kimseyi suçlama yok. Sadece orada bir alınganlık ifadesi var o günün şartlarında. Orada  ben çalışkan, dürüst olduğumu ima etmeye çalışıyorum, yoksa başka bir şey değil ki. O bir  alınganlık, bir sitem ifadesidir.

Ekstrem olayları Başbakan’a arz ederdik:

(Erdoğan’ın talimatıyla hangi projeleri onayladığı sorusu üzerine) 61 tapenin içerisinde 17 tane imar  planından bahsediliyor. Bu 17 imar planının 6 tanesini onaylamışız, 11 tanesi onaylanmamış.  Başbakan’ın bana yanlış bir şeyi “onayla, bunu yap” diye bir talimatı yok ama doğruysa “yap” diye   çabuklaştırma yönünde olabilir. Ne kadarını Başbakan talimatıyla onayladığımızı hatırlamıyorum. Ekstrem olayları Başbakan’a arzederdik. (Zorlu Center’ın Beşiktaş’taki projesi ile Özyazıcı İnşaat’ın  Yalı Ataköy Projesi’nin onaylanan 6 projenin içinde olup olmadığı) Onlar evet. Tapelerde bizim usulsüz bir iş yaptığımız, bir menfaat temin ettiğimiz var mı, menfaat yok.

Başbakan ‘Ağaoğlu’nu kovala gitsin’ dedi:

(Ali Ağaoğlu’nun projesi için tapelere göre Erdoğan’a yarım saat yalvardığı iddiası) Bu plan orada belli, büyükşehirde iki sene yaptık yapıyoruz diye adamı oyalamışlar. Ondan sonra bana geldi fakat Ali  Ağaoğlu beğenilmiyor bizim tarafımızdan, yani yapısı, hareketleri beğenilmiyor. Başbakan onun için  “Bu adamı kovala gitsin” dedi. Evet yalvardım. Adamın kendisi hakikaten ne menem adam ama  burada mağdur edildi adam. Daha ileri laflar da söylenebilir. (Başkanın daha ilerisini boşver demesi  üzerine) Başkan konuşma diyor ama biz de dertliyiz. Yani adam benim nezdimde makbul bir adam  değil, bela bir adam olduğunu söylüyorum. Ama adam haklı, dosyayı inceledik, haklı. Mağduriyetini  gidermek bizim görevimiz değil mi devlet olarak, yatırımcının önünü açmak? Onu yaptık.

Oğluma 20  kere görüşme dedim: (Ağaoğlu’nun komisyona verdiği ifadede kendisini 1970 yılından beri tanıdığı ifadesinin sorulması üzerine) Hiç tanımam onu ben, yalan söylüyor. Ben onu 2004 yılında  tanıdım. Bir ispat etsin, hiç tanımam. Oğlum Abdullah’a da en az 20 sefer dedim: “Bu adamla  görüşme, görüşme, görüşme”, şahittir herkes, görüşme bu adamla. Benim oğlumla tek görüşmem var  tapelerde. Bir tek şey günü bana diyor ki: Baba polisler evi bastı. Başka bir görüşmem var mı?  Çünkü kızıyorum ona, görüşme diyorum görüşüyor onunla, buldu belasını işte, çok da iyi oldu.

Ağaoğlu muradına hep eriyor:

(Ağaoğlu’nun Oğuz Bayraktar’dan işlerin hızlanması için ricada bulunduğu ifadesinin sorulması  üzerine) Bulunabilir, o doğrudur. (Size bu ricayı iletti mi sorusu üzerine) Hayır, benimle konuşamaz.  (Ama işler çabuklaşmış, Başbakan’a gidilmiş denmesi üzerine) Başbakan’a gittiyse bu adam  gidemez mi işadamı? Türkiye’nin en meşhur işadamı. (Muradına ermiş denmesi üzerine) Muradına  hep eriyor da. Yani bizimle alakası yok, onun muradına erdiklerinden yani biz o işlerden anlamayız. (Ağaoğlu’nun tapelerde geçen “bakana talimat verdi büyük patron” ifadesinin anımsatılması üzerine) Benimle ilgisi yok onun. Bana Başbakan hiçbir konuda bu işi kesin yapacaksın dediğini ben  hatırlamıyorum. Biz iğnenin ucu kadar yasaların dışına çıkmadık.

‘Kafana göre yap’ derken başımdan savıyorum:

(Ağaoğlu’nun İstanbul’un silüetini bozan binasıyla ilgili “bildiğin gibi yap” ifadesinin sorulması üzerine)  Başımdan savıyorum, yani defol git diyorum ona. Ben Kadir Bey’le (Kadir Topbaş) konuştum. “Buranın yüksekliği 63 metre, büyükşehire 70 metre getirdi” dedi. Çünkü siluet için büyükşehirden geçmek zorunda. “Bunu 63 metreye düşürsün” dedi. Ben de Ağaoğlu’na dedim ki: Sen burayı 63 metreye düşür. O da bana “Onlar yanlış söylüyor, yan bitişiğimiz bina var, 70 metre” dedi. O zaman bildiğin gibi yap diyorum, yani adam laf dinlemiyor. Burada adamın kendisinin yapma yetkisi yok, belediye verecek ruhsatını, yapamaz ki. Ben de orada adamın yüzüne karşı ağır laf diyemem ki, hakaret mi edeyim? Mecberun dedim bildiğin gibi yap, kafana nasıl uyuyorsa öyle yap dedim, defol git  manasında. (Büyükşehir niye yapmamış sorusu üzerine) Onu Aziz Babuşçu’ya sorun.

Suçluysam Yüce Divan’a gitmeliyim:

Burada kumpas var, darbe girişimi var. Öyle veya böyle benim suçum varsa tabii ki benim suçumun ortaya çıkması lazım. Eğer hakikaten suçluysam Yüce Divan’a da gitmem lazım, ama buradaki  tapeler de incelendiği zaman işin gerçek durumu ortaya çıkıyor.

BİLAL'İ ÖVDÜ

TÜRGEV’in kurucusuyum, ilgilendim:

(Başbakan’ın talimatıyla Ağaoğlu’nun TÜRGEV’e 10 dönümlük arazi vermesi) Bakanlıkla
ilgili değil bu, benim şahsımla ilgili. Ben TÜRGEV’in kurucusuyum. TÜRGEV eğitim hizmetlerine  yardımcı olan bir vakıf. Orada o arsaların hiçbiri verilmedi. Ben TÜRGEV’in kuvvetlenmesini isterim. Onu bunu da müdafaa edecek değilim ama Bilal’i ben tanırım, çocukluğundan beri tanırım. Bilal bana göre dünyanın en dürüst adamıdır. Katiyen parayla pulla, bilmem neyle işi olmaz. Vakfa hizmet  etmeye çalışıyor çocuk. Biz de vakfa yardımcı olmaya çalıştık. Orada bir para, bir rüşvet, suistimal, bir nüfuz ticareti böyle bir şey kesinlikle söz konusu değil. O arsaların hiçbirisini de alamadı. O vakıfla şu anda bir ilgim kalmadı ama gene bana deseler yardımcı olmaya çalışırım. Ama yasaya aykırı en ufak bir şey yok.

TÜRGEV’e ver, sevap kazan:

(Tapelerde “Biri şeye verin, biri de (1 milyon dolar) TÜRGEV’e versinler” dediğinin anımsatılması  üzerine) Versinler ne olur ya? Senin de yerin varsa sen de TÜRGEV’e ver ya, sevap kazanırsın. Ama öyle bir şey demedim, öyle birşey yok. Parasıyla alacak veyahut da birisi hibe edecekse etsin.