‘Odunpazarı, CHP’nin kalesi olacak’

Eskişehir Odunpazarı Belediyesi’ni bir kez daha yönetmeye talip olan Kazım Kurt, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.

Arif Anbar

‘Türkiye’nin Venedik’i’ şeklinde adlandırılan Eskişehir, Odunpazarı ilçesinin tarihi dokusuyla da fark yaratıyor. Dört yüz bin nüfusa sahip olan Odunpazarı, 2014 yılına kadar CHP’li bir yönetimle tanışmamıştı. Ancak 2014’te belediye başkan adayı olan CHP’li Kazım Kurt, yirmi yıllık özlemi bitirdi ve Odunpazarı Belediyesi’ni, CHP’ye ilk kazandıran isim oldu. Odunpazarı’nı sosyal demokrat belediyecilik anlayışıyla tanıştıran Kurt, “Kadınlarıyla, çocuklarıyla mutlu bir Odunpazarı yaratmayı amaçladık. Projelerimizi, bu doğrultuda yapmaya gayret gösterdik. Başarılı olduğumuzu da düşünüyorum” diye konuştu.

Odunpazarı’nı, sosyal demokrat belediyecilik anlayışını yerleştirerek CHP’nin kalelerinden biri haline getirmeyi amaçlayan ve bir dönem daha belediye başkanlığına talip olan Kazım Kurt, Cumhuriyet’in sorularını yanıtladı.

-Dün CHP Genel Merkezi tarafından adaylığınız açıklandı

Evet... Genel Merkezimiz, beş yıllık bir çalışmanın değerlendirmesini yaptı ve şahsımı tekrar aday olarak gösterdi. Teşekkür ediyorum. Demek ki beş yıl boyunca başarılı bir belediye başkanlığı yaptığımı Genel Merkezimiz de gördü. Bu Eskişehir’deki tüm belediye başkanlarımız için geçerli. Kadroyu bozmadan, aynı isimlerle devam etmeyi tercih etti. Bizler de, partimizin bize olan güvenini boşa çıkarmayacağız. Ayrıca adaylıklarımızın açıklanması, bir an önce seçim çalışmalarına başlamamız açısından faydalı oldu.

-Peki, Odunpazarı’ndaki iddianız nedir?

Odunpazarı’nda, önümüzdeki seçimde yüzde ellinin üzerinde oy almayı amaçlıyorum. Çünkü beş yıllık uygulama ile beraber hem belediyeciliği yapabileceğimiz anlaşıldı. O nedenle geçen dönemki yüzde kırkın üzerine daha çok puan, oy eklemek gerekiyor.

-Türkiye’nin ekonomik şartları seçime etki eder mi?

Türkiye’nin ekonomik şartları seçime etki eder. Çünkü Türkiye yanlış yönetiliyor. Hem ekonomik açıdan, hem siyasi açıdan yanlış tercihleri olan bir iktidarla devam ediyoruz. 2002’den bu yana ezici bir çoğunlukla iktidar olacaksınız, her türlü işi gerçekleştirme gücüne sahip olacaksınız ve bunu da yapacaksınız, yani mesela anayasayı dilediğiniz gibi değiştireceksiniz, sistemi dilediğiniz gibi değiştireceksiniz ama ekonomik anlamda sistemi değiştirmeyeceksiniz, ya da bu sistemi iyileştirme yolunda hiçbir adım atmayacaksınız, atamayacaksınız. Ve sonra da bunun seçimlere etki etmemesi gerektiğini düşüneceksiniz, bu yanlıştır.

‘Ekonomik sistem iflas etti’

Türkiye üretici bir ülke olmaktan çıktı. Yanlış politika yüzünden Türkiye artık buğdayını, nohudunu, samanını ithal eder duruma gelmiştir. Bu ithalat, içerde bol paralı bir ekonomi yaratmadığınız için hep olumsuza gitti. Yani ekmek ithal edebilir insanlar ama başka bir şey satar. Ticaret dengesinde, artısı eksisinden daha çok olur ama Türkiye’de maalesef bu yok. Türkiye’nin ihracatı bile ithalata dayalı. Bazı şeyleri ihraç ediyorsunuz ama ihraç ettiğiniz şeyin dokuzunu yeniden satın alıyorsunuz. Bu Türkiye’nin ekonomide sürekli eksiye gitmesinin sebebidir. İnsanlar yoksullaştı. Gerek ekonomik sistem, gerek buna bağlı siyasi sistem iflas etti.

-Peki, bu duruma vatandaş tepki gösteriyor mu?

Vatandaşın, bize şikâyet gibi anlatmaya çalıştıklarının büyük çoğunluğu, merkezi hükümetin eksik bıraktıkları. Mesela ben bir mahalleye gittiğim zaman ‘sağlık ocağı, okul, çocuklarımıza iş isteriz’ diyor. Bütün bunlar belediyelerin değil, iktidarın işi. Bu sorunların temelinde ekonomi var. O nedenle bu seçimde daha çok bunlar gündeme gelecektir. Vatandaşlarımız bunları düşünecektir.

-Biraz da projelerinize değinelim...

Hayata geçirdiğimiz projelerin birçoğu prestij projesi. Uğur Mumcu Parkı, Cumhuriyet Parkı, Dalyancı Konağı, Yeşil Efendi Konağı, Atatürk ile Bir Gün Galerisi gibi artırılmış gerçekliğin farklı konseptle ilk kez uygulandığı eserimiz, Güvercinköy, Arıköy ve Solucan Gübresi Üretim Tesisi gibi onlarca örnek sayabilirim size ama Hamamyolu Projesi, şüphesiz bu prestijli işlerin en anlamlısı.

-O zaman Hamamyolu’nu konuşalım biraz...

Gözden düşmüş, artık sadece geçiş güzergâhı gibi kullanılan Hamamyolu’nu şehrin geleceğini düşleyerek ancak geçmişindeki cazibesini hedefleyerek hayata geçirdik. Tüm baskı ve spekülasyonlara karşı direndik, inandık ve başardık. Bugün şehrin sınıfsal farklılıklarını ortadan kaldıran, binlerce insanın zaman geçirmekten keyif aldığı ve uluslararası alanda 7 ödül sahibi bir cazibe alanımız, bir gurur projemiz var.

-Buna örnek göstereceğiniz bir projeniz var mı?

Mesela Halk Merkezleri’miz... 11 ayrı mahallede açtığımız halk merkezlerimizin sayısı, yıl sonuna kadar 13 olacak. Bu merkezlerden başta kadınlar olmak üzere binlerce insan yararlanıyor. Eğitim, sosyalleşme, kütüphane, çok çeşitli kurslar ile hem kişisel hem de ekonomik gelişim konusunda süreklilik arz eden işler ortaya koyuyoruz. Bir sonraki dönem her mahallenin kendine ait bir halk merkezi olacak, bu konuda da iddialıyız.

Kılıçdaroğlu’nun talimatı

Bakın bir de 2014’te adaylığım açıklandığında Genel Başkanımız Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun bana verdiği bir kreş talimatı vardı. Eskişehir’in en iyi kreşlerinden birini açtık. Bu felsefeyi farklı alanlarda da devam ettirdik. Oyun evleri, oyuncak kütüphaneleri, çocuk merkezleri, çocuk kütüphaneleri, çocuk tiyatroları gibi birçok projeye daha imza attık. Tabii bunların tümü sosyal demokrat belediyecilik anlayışımızı net bir biçimde gösteriyor.

-Eskişehir parklarıyla ünlü bir şehir. Bu kültürü Odunpazarı’na kazandırabildiniz mi?

Göreve geldiğimiz günden bu yana 409 bin metrekaresi orman olmak üzere, 1 milyon metrekareye yakın park ve yeşil alan çalışması gerçekleştirdik. Cumhuriyet Parkı, Öğretmenler Parkı, Basın Parkı, Uğur Mumcu Parkı, Spor Kampüsü gibi Eskişehirli hemşerilerimin keyifli vakit geçirdiği alanlar yarattık. Yaratmaya da devam edeceğiz.

Yeni dönem hedefi

Yeni dönemde çok önemli proje ve hedeflerimiz var. Tamamen dijital bir belediyecilik anlayışını hayata geçirmek için kararlıyız. Ayrıca yerinde ve insanları mutlu eden kentsel dönüşüm konusunda tecrübeli ve kararlıyız. Mutlaka bu dönüşümü hayata geçirip bölgede 100 binden fazla insanı mutlu edecek bir değişim sağlayacağız. Bir de Karapınar TOKİ ve Gündoğdu Mahallesi dönüşümü içinde bazı projelerimiz var ama onları ilerleyen haftalarda açıklamayı daha uygun buluyorum. Emin olun Odunpazarı için tarihinin en başarılı yerel yönetim sürecine tanık olacaksınız.

-CHP’li gençler sizce yerel seçim sürecinde ne yapmalı?

CHP’li gençler her zaman olduğu gibi partinin çalışmalarında aktif olarak yer almalı. İkincisi, gelecekle ilgili bir örgütlenme çalışmasının ayaklarının şimdiden oluşturulması gerekir. Mahallelere girdiğimiz zaman, sokaklara girdiğimiz zaman, evlere girip sohbetler ettiğimiz zaman, o hedef kitlenin içinden hedef insanları tespit etmesi ve onlarla gelecekte politika yapmayı denemesi gerekir. Uzun vadeli bir iştir politika. Ben parti kadrolarının da kırk yaş civarına inmesi gerektiğini savunanlardanım. Türkiye’nin daha aydınlık bir yöne doğru yürüyebilmesinin yolu alttan gelen kuşağın bilincidir.

‘Büyükerşen bilinç yarattı’

Başkan Kazım Kurt, kültür-sanat politikalarına ilişkin olarak Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Yılmaz Büyükerşen’in kente katkılarını örnek aldıklarını dile getiriyor. Kurt şunları dile getirdi: “Bu şehrin sanat ve kültür vizyonunu o kadar yukarı taşıdı, öyle öncü işler ortaya koydu ki, Eskişehir artık bir kültür-sanat kenti olarak anılıyor. Biz de bu vizyona hizmet edecek son derece önemli işler yapıyoruz. Belediye tiyatromuz bir fabrika gibi sanatçı yetiştiriyor, yüz binlerce seyirciye ulaşan sezonlar geçiriyor. Sokak sinema kültürüyle yine 100 binden fazla insana sadece bir ay içinde ulaşıyoruz.”

Büyükerşen, Türkiye’nin tanıdığı bir bilim adamıyken politikada da çok başarılı bir belediye başkanı olmuştur. Belediyeciliğe bakışı ve Eskişehir’e özel olarak gösterdiği ilgi, Eskişehir’de bir kentlilik bilinci yaratmıştır. Bundan sonra Eskişehir’de yaptığınız işlerde insanların kolay kolay beğenmemesi, ciddi ve estetik kaygılar taşıması tamamen bir Eskişehirlilik bilincinin oluşmasıyla ilgilidir ki bunun da sebebi Yılmaz Büyükerşen’dir.