Ödülle arananlar listesindeydiler: 2'si Fransa'ya sığınma talebinde bulundu
“Gri liste” kategorisinde aranan Grup Yorum üyeleri Paris’te Yılmaz Güney’in mezarı başında bir basın açıklaması yaparak Fransa’dan sığınma talebinde bulunduklarını belirtti.
Ceren Çıplak Drillatİçişleri Bakanlığı’nın her bir kişi için 300 bin TL para ödülü vaat ettiği “gri liste” kategorizesinde aranan Grup Yorum üyelerinden Selma Altın ile İnan Altın bugün Paris’te Yılmaz Güney’in mezarı başında bir basın açıklaması yaptı. Yorum, Fransa’dan sığınma talebinde bulunduklarını belirtti.
İlk olarak Yılmaz Güney'i anan Yorum üyeleri, onun şahsında Nâzım Hikmet’ten Ruhi Su’ya, Pablo Neruda’dan Victor Jara’ya kadar sanat dünyasından pek çok ismin önünde saygıyla eğildiklerini belirtti.
"Yılmaz Güney gibi artık Avrupa’dayız” diyerek nerede olduklarını açıklayan Yorumcular, "Halkın aydını, halkın sanatçısı olma sorumluluğuyla, nerede olduğumuzu ve neden geldiğimizi halkımıza açıklama görevimizi yerine getiriyoruz. Grup Yorum emekçilerinin ortak kararıyla buradayız” dedi.
Grup Yorum tarihinin en ağır kuşatmasının başlatıldığını belirten Yorum üyeleri, neden burada olduklarını ise kısaca şöyle özetledi: "Aslında Yılmaz Güneyler’i, Nâzım Hikmetler’i yurtdışına çıkaran sebeplerden hiçbir farkı yoktur burada olmamızın. Halkın sanatçısı olmanın, halk için üretmenin, iktidarların zulmünü, adaletsizliğini anlatmamızın bedelleridir bunlar. Diyebiliriz ki Grup Yorum tasfiye edilmek, yok edilmek istenmekte. Bizleri de tamamen bu siyasi nedenlerle aramakta ve listelere almaktalar. Halkın sanatı, devrimci sanat böyle yok edilemez. Yüzlerce yıldır böyle olmuştur. Kimse ne Nazım’ı, ne Nesimi’yi, ne Yılmaz Güney’i susturabilmiş ya da unutturabilmiştir. Baskı, yasak, sansür, tutuklama, işkence, gözaltı, halkın sanatının daha da büyümesini sağlar. Artan adaletsizlik, artan yoksulluk, artan baskılar halkın sanatının daha da büyümesini sağlar. Her zaman böyle oldu ve her zaman böyle olacak. Biz de halkın sanatçısı ve aydını olduğumuz için hedef alındık ve bu nedenlerle buradayız. Ve üretmeye devam edeceğiz. Burada olmamıza rağmen yüzümüz Anadolu halklarına, yüzümüz ülkemize dönüktür. Tüm yaşananlara rağmen umutsuz olmadık, olmayacağız. Faşist iktidarlar değil, halkın sanatıdır güçlü olan. Dadaloğlu’ndan Karacaoğlan’a; Nazım Hikmet’ten Yılmaz Güney’e; Ruhi Su’dan Grup Yorum’a 'Bu ses hiç susmayacak’"
Yorumcular, arama ve ödül listesi ilgili olarak da şunları söyledi: “Devlet eliyle üretilmiş bir korsan listedir. İç İşleri Bakanlığı’nın tamamen keyfi olarak aldığı bir karardır o listede olmamız. Mahkeme kararı ile bile böyle bir liste hazırlamak, insanları teşhir edip hedef göstermek suç olacakken, devletin böyle bir yetkisi yokken, hakkımızda bir mahkeme hükmü bile olmadan alınmıştır bu karar. Tutuklu Yorum üyeleri ise adeta içeride rehin olarak tutulmakta. Hukuksuz bir döngü içine hapsedilerek sürekli tutsak edilmekte Yorum üyeleri."
Hayko Bağdat’ta destek için Yorum üyelerine eşlik etti.
Grup Yorum, tarihi boyunca iktidarlar tarafından türlü baskılara maruz kaldığını ancak son iki yıldır yaşadıkları baskıyı hiçbir dönem yaşamadıklarını belirtti: "2010’da grubumuzun 25. yılında Beşiktaş İnönü Stadyumu’nda verdiğimiz konserle 55 bin kişilik bir destana imza atmıştık. O tarihten sonra her yıl geleneksel olarak 'Bağımsız Türkiye' konserleri vermeye başladık. 2011’den 2014 yılına kadar bu konserleri sorunsuz olarak verdik. Ve her konserde katılım katlanarak artmaya başladı. Öyle ki, 2014’teki konserde katılımcı sayısı 1 milyona yaklaşmaktaydı. Bu konserden sonra AKP faşizminin tavrı açık bir değişime gitti. Tüm konserlerimiz ardı ardına yasaklanmaya başlandı. 2016 yılından itibaren ise hiç konser veremez hale geldik."
Yorum filmine FaceTime’dan yönetmenlik
2016 Ekim ayında kültür merkezimiz basılıp tüm enstrümanlarımız paramparça edilen Yorum üyelerinin uzun metraj sinema filmi çalışmaları sırasında da baskılara maruz kalmıştı, Yorum üyeleri: "Biz filmimizin hazırlıklarını 2017 Ağustos sonunda tamamladık. Ve 28 Ağustos’ta İstanbul’da çekimlere başladık. İlk 11 gün filmimizi sorunsuz çektik. 11. Günde dünya sinema tarihinde bizim bildiğimiz kadarıyla bir ilk yaşandı; film setimiz TOMA’larla ve zırhlı araçlarla basıldı. Tüm dekorlarımızın dağıtılması ve teknik cihazların zarar görmesi tehlikesi ile karşı karşıya bırakıldık. Valiliğin, filmimizin çekimlerini iptal ettiği bildirildi. Gerekçe söylenmedi. Üretilme aşamasına, hiçbir hak ve yetkisi olmadığı halde müdahale edildi. Ve filmin çekimleri yarım kaldı. Ve aynı dönemde tüm Yorumcular hakkında arama kararı olduğunu öğrendik. Bu arama kararının neden olduğunu anlayamamışken, kültür merkezimiz bir kere daha basıldı, 3 Yorum üyesi daha tutuklandı. Daha sonra filmimizde yeni bir yöntem geliştirdik; İnan, yönetmen olarak film setine görüntülü olarak dışarıdan bağlandı. Yönetmenliği FaceTime’den yaptı. Ve bu şekilde bazı stüdyo çekimleri de tamamlandı. Filmimizin büyük bir kısmını çekememiştik. Ve hakkımızda arama kararları vardı. Bu süre içinde polisler bulabildikleri tüm Yorum üyelerini tutuklamaya başladılar. Tutuklanan Yorumcu sayısı 11’i bulmuştu. 6 Yorum üyesini ise bulamamışlardı. Ve bulamayınca bu defa da en çok arananlar listesine koydular ve başımıza para ödülü koydular."