Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan: Barışın anahtarı, İmralı Adası'dır
Abdullah Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan, kanın durması isteniyorsa avukatların, ailenin ya da heyetin İmralı’ya gönderilmesi gerektiğini söyledi. Öcalan, "Barışın anahtarı, kanın durmasının anahtarı İmralı Adası'dır." dedi.
cumhuriyet.com.tr
Abdullah Öcalan'ın yeğeni HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek Öcalan, Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan ile birlikte Meclis'te basın toplantısı düzenledi.
"ANAHTARIN AÇILMASI GEREKMEKTEDİR"
En son Abdullah Öcalan ile 6 Ekim’de görüştüklerini ve ondan sonra her şeyin kesildiğini anlatan Mehmet Öcalan, "Eğer burada görüş kapısının önü açılırsa zannederim barış da gelecektir. Bunu herkesin bilmesi gerekmektedir. Barışın anahtarı, kanın durmasının anahtarı İmralı Adası'dır. Bunu basın doğru değerlendirsin ve doğru karar versin. Devletten ve hükümetten istensin eğer bu kanın durması isteniyorsa ya avukatları, ya bizi, ya da heyeti adaya göndersin. Barışın anahtarı İmralı Adası'ndadır. Ne asker, ne polis, ne de gerillanın ölmesini istemiyorsanız, adaya gidilmeli ve anahtarın açılması gerekmektedir." diye konuştu.
"KABUL ETMİYORUZ"
Öcalan'a yönelik tecridin bir an önce son bulması ve çözüm sürecinin kalındığı yerden yeniden başlaması için çağrıda bulunan HDP Şanlıurfa Milletvekili Dilek Öcalan, bu tecridin ve keyfi uygulamaların hiçbir ahlaki ve hukuki boyutunun olmadığını savundu. Ailesi olarak Öcalan'ın sağlığı ve güvenlik durumlarıyla ilgili hiçbir bilgilerinin olmadığını ifade eden Öcalan, "Yasalarla verilmiş olan haklardan keyfi bir şekilde men edilmiş durumda olmasını ailesi olarak kabul etmiyoruz. Biz ailelere ve kamuoyuna bu keyfi tutumların açıklanması ve bir an önce Öcalan'ın özgürlüğüne yönelik ciddi adımların atılmasını talep ediyoruz." şeklinde konuştu.
"İNSANİ BİR HAK İSTİYORUZ"
Öcalan'ın kardeşi Mehmet Öcalan ise 550 milletvekiline çağrıda bulunarak yasal haklar tüm mahkumlar için nasıl geçerliyse İmralı'da bulunan Öcalan ve diğerleri için de geçerli olması gerektiğini söyledi. Hukukun herkes için geçerli olması gerektiğini beilrten Öcalan, 15 aydır görüşemediğini kaydetti. Öcalan, "Bu yasal hakkı kimden isteyeceğiz? Bu hakkın bize verilmesini istiyoruz ve bekliyoruz. Bu hukuk herkes için geçerlidir. Ben de buranın vatandaşı isem neden hakkım verilmiyor? İnsani bir hak istiyoruz, siyaset yapmıyoruz." dedi.
Silivri'ye götürülen Nasrullah Kuran'ın annesi Kadriye Kuran, "Siz getirdiğiniz; niye bu tecriti yapıyor, çocuklarımızı bize göstermiyorsunuz? Bizim suçumuz nedir? 11 aydır oğlumu ben görmemişim. Hukuk böyle midir? Adalet Bakanından açıklama yapıyoruz." ifadelerini kullandı. Hamili Yıldırım'ın akrabası Zeki Yıldırım da 9 ay bir süredir İmralı'da sekreterya görevi yapmak üzere sevk edildiğini, ancak gittiği günden bugüne ailesinin görüşünün engellendiğini kaydetti. Yıldırım, gitmeden önce ciddi sağlık sorunları olduğunu ama şu an bir haber alamadıklarını ve ciddi endişeleri olduğunu söyledi.
Bir soru üzerine Dilek Öcalan, görüşme yapmak için başvuru girişimlerinde bulunduklarını, ancak bir yanıt alamadıklarını, girişimlere devam edeceklerini belirtti. Görüşme koşullarının oluşturulması için hukuki ne gerekiyorsa tüm çabaları sarf edeceklerini ifade eden Öcalan, müzakerelerin özgür ve eşit şekilde devam etmesini istediklerini vurguladı.