Öcalan'dan Hizbullah tahliyelerine tepki!
İmralı'da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çeken PKK'nin elebaşı Abdullah Öcalan'ın, avukatlarıyla yaptığı son görüşmede Hizbullah davası sanıklarının tahliye edilmesine tepki gösterdiği ileri sürüldü.
cumhuriyet.com.trİmralı’da çarptırıldığı ömür boyu hapis cezasını çeken PKK'nin elebaşı Abdullah Öcalan’ın, avukatlarıyla yaptığı son görüşmede Hizbullah davası sanıklarının tahliye edilmesine tepki gösterdiği, Kürt hareketinin siyasal islam ile bitirilmek istendiğini söylediği ileri sürüldü. Öcalan, örgütün de devletin de her şeyi kendisinden beklediğini ileri sürerek bunun da sağlığını bozduğunu söyledi.
PKK’nin sözlücülüğünü yapan internet sitelerinde Öcalan'ın cuma günü avukatları İbrahim Bilmez, Temo Tüysüz, Meral Han Bayat ve Nezahat Paşa Bayraktar’la yaptığı görüşmeye ilişkin haberler yer aldı. Buna göre Öcalan, her şeyin kendisinden beklenmesinin sağlığını etkilediğini belirterek, "Her şeyi benim mi söylemem lazım. Kendileri bunları düşünmelidir. Bir yandın devlet bir yandan örgüt her şeyi benden bekliyor. Ben ise burada nefes bile almaakta zorlanıyorum. İşte benim sağlığımı asıl zorlayan budur" dedi. Öcalan, internet sitelerindeki yazılara göre avukatlarıyla görüşmesinde bazı konulara ilişkin şunları söyledi:
Hizbullahçıların bırakılması: Hizbullah meselesini takip etmeye çalışıyorum. Bu katilleri, canileri, vahşice cinayet işleyenleri bırakıyorlar ve halaylarla, kutlama havasında karşılanıyorlar! Bütün bunlar Diyarbakır’da oluyor. Bunların bu şekilde bırakılması tesadüf değildir, bazı şeylerin hazırlığı yapılıyor olabilir. Bu adamlar sıradan suçlular değildir. Bu katilleri öyle sıradan suçlularmış gibi bırakamazlar. Eğer bizimkilerin içinden böyle benzer canice işler yapanlar varsa onları da bırakmasınlar. İşte o Konca Kuriş meselesi hafızalardadır, kadını ne şekilde öldürdükleri biliniyor. Sanırım farklı feminist düşünceleri de vardı. Aslında vahşice katledilen Konca Kuriş şahsında katledilen bütün kadınlardır.
Çözüm modelimiz devlet hedeflemiyor: Demokratik özerkliğe ilişkin de bir iki şey belirtmek istiyorum, o da tam anlaşılmıyor. Ben ısrarla belirtiyorum. Bizim bu çözüm modelimiz devletçi bir çözüm modeli değildir, devlet hedeflemiyor. Bizim savunduğumuz sistem demokratik bir toplum modelidir, devlet modeli değildir, toplumun örgütlülüğüne dayanıyor. Önerdiğimiz sistemi bazen ’Demokratik Özerklik’, bazen ’Demokratik Konfederalizm’ olarak da isimlendiriyorum. Öyle sanıldığı gibi federatif bir yapılanmayı da hedeflemez. Toplumun demokratik örgütlenmesi, demokratik yönetimi ile ilgileniyoruz.
Mardin'deki Faslı kumalar: Mardin’in bir köyünde erkekler, Fas’tan kadınları gelin getiriyorlarmış kuma olarak. Bu kadınların bir kısmı birkaç dil biliyor, içinde öğretmen olanlar var. Birkaç eşi ve onbir-oniki çocuğu olanlara kuma olarak geliyorlar. İlginç bir durum. Benim okuduğum haberde bu şekilde yetmiş- seksen evlilikten bahsediliyor. Böylece kadın kullanılıyor.