Obama'nın Ortadoğu'daki müttefikleri

Erdoğan ve Peres arasında Davos'ta yaşanan gerginlik Washington'da Türkiye'yi izleyen çevrelerde ateşli tartışmalara neden oldu. ABD'nin başkentindeki yaygın kanı Türkiye'nin artık arabulucu rolünü üstlenemeyeceği yönünde.

cumhuriyet.com.tr

Başbakan Tayyip Erdoğan ve İsrail Cumhurbaşkanı Şimon Peres arasında Davos’ta yaşanan gerginlik Washington’da ateşli tartışmalara neden oldu. Türkiye-ABD ilişkileri konusunda çalışan her uzmanın farklı bir görüşü var bu konuda. Kimine göre Davos olayı bir süredir tartışılagelen “Türkiye Batı’dan kopuyor” savını güçlendirdi, kimine göreyse Türkiye ve İsrail arasındaki stratejik ilişki bir olayla bozulamayacak kadar önemli.

İsrail’in Gazze saldırılarının başından Davos olayına kadarki sürede İsrail ve Türkiye’nin Washington’dan nasıl görüldüğü sorusu karşımıza dikkate değer bir tablo çıkarıyor. 

Öncelikle anımsanması gereken yeni ABD başkanı Barack Obama’nın da her ABD başkanı gibi güçlü Yahudi lobisine sırt çeviremeyeceği gerçeği. Obama’nın Beyaz Saray Genel Sekreterliği görevine İsrail vatandaşı olan Rahm Emanuel’i ataması da bir raslantı değil.

Gazze saldırıları sırasında Washington’da dolaşan söylentilere göre İsrail Obama’ya 20 Ocak’ta başkanlık görevine gelmezden önce ateşkes ilan edeceklerinin garantisini verdi. Sonuçta İsrail 17 Ocak’ta Gazze’de ateşkes ilan ettiğini açıkladı. Obama’nın göreve gelmeden önce Gazze saldırılarına yönelik sessizliği bir parça bununla açıklanabilir.

Obama göreve geldiği hafta ilk dış politika konusu olarak Ortadoğu’ya eğildi. ABD’nin Ortadoğu özel temsilcisi George Mitchell’in atandığı gün Obama, önce İsrail’in kendini savunma hakkına vurgu yaptı ardından Filistindeki sivil ölümlerin kendisinde yarattığı endişeye değindi. Obama ayrıca kalıcı bir ateşkesin koşulları olarak Hamas’ın füze saldırılarını durdurması, İsrail’in Gazze’den çekilmesi ve sınır kapılarını insani yardım için açması gibi uyarılarını da iletti.

İsrail ve ABD arasında bu sarsılmaz uyum tıkır tıkır işlerken birden Davos krizi patlak verdi. Ortadoğu’da hem ABD’ye hem İslamcılara yaranma amacıyla arabulucu rolüne soyunan AKP lideri Erdoğan, Peres’le girdiği ağız dalaşının ardından tüm dünyanın gözü önünde İsrail’e tavır koydu. Washington bu meselede tarafsız kalma isteğinin sonucu, gerginliği “talihsiz” olarak nitelemekle yetindi. Ancak Peres’in Erdoğan’ı toplantının ardından aramış olması da olumlu bir şekilde not edildi.

Şimdi Washington’daki cadı kazanı Başbakan Erdoğan’ı haşlamakla meşgul. Erdoğan’ın Hamas’ın sözcülüğüne soyunduğunu, Türkiye’nin AKP yönetimi altında Batı’dan koptuğunu, artık Ortadoğu’da güvenilir bir arabulucu rolü üstlenemeyeceğini düşünenlerin sesleri oldukça yüksek çıkıyor. Ermeni lobisinin de bu olayı kendi çıkarları için kullanacak olması da cabası.

Sonuçta tablonun geneline bakıldığında Türkiye Ortadoğu’daki denklemden çıkarılmış oldu. Bu durumda sorulması gereken can alıcı soru bundan kimlerin kazançlı çıkacağı...