Obama'nın kadın haklarından anladığı
ABD Başkanı Barack Obama'nın Mısır'daki konuşmasında Müslüman kadın haklarından yalnızca `kapanma özgürlüğü` çerçevesinde söz etmesi son derece endişe verici. Konuşmasında Şeriat kurallarının altında ezilen kadınları es geçen Obama'nın bu konudaki içtenliği sorgulanmalı.
cumhuriyet.com.trABD Başkanı Barack Obama’nın Mısır’ın başkenti Kahire’de yaptığı “Müslüman dünyasına” yönelik konuşması büyük yankı uyandırdı.
Pek çok Müslüman ülkenin övgüyle karşıladığı konuşmayı Ankara’daki hükümet de zaman kaybetmeden alkışladı. Bunun nedeni Obama’nın “Batılı bir müttefik olarak gördüğü Türkiye’ye Avrupa ziyareti çerçevesinde geldiği” yönündeki savların çürütülerek, Mısır’daki konuşmanın aslında Türkiye’deki konuşmasının İslam dünyasına yakınlaşma taktiğinin bir devamı olduğunun teyit edilmiş olması olabilir mi?
Obama’nın din ağırlıklı konuşması özellikle kadın haklarına yaklaşımın yüzeyselliği konusunda eleştirilmeli. Obama kendi ülkesinde Müslüman kadınların “kapanma haklarından” “özgürce” yararlandıklarından söz ediyor. Batılı ülkelerde kapanmayı “seçen” kadınların eşitliklerinden ödün verdiği görüşlerine katılmadığını ancak bu kadınların eğitim haklarından yoksun bırakılmasının eşitsizliğe neden olduğunu savunuyor Obama.
ABD Başkanı bu tür görüşlerle Avrupa’nın ortasında kadınlara kapanmayı dayatan İslamcı grupların “özgürlük” yalanını tehlikeli bir biçimde yankılamış oluyor. Batı’nın Müslüman kadınlara nasıl giyineceklerini dayatmaması gerektiğini söyleyen Obama, kapanmayı İslam dininin gelenekleri ve gerekliliği içinde görüyor ki bu gereklilik tartışmaya fazlasıyla açık. Obama çok daha ileriye giderek kadın-erkek eşitliğine yönelik sorunların yalnızca İslam dininin sorunu olmadığını söyleyerek Müslüman ülkelerde kadınlara köle muamelesi yapan İslamcıların içine su serpmiş oluyor.
Müslüman kadının özgürlüğünü “kapanmaya” indirgeyen Obama’ya şunları sormalı: Şeriat ile yönetilen ülkelerde tecavüze uğrayan ve bunun için ceza alan, namus cinayetlerinde vahşice öldürülen, dinin gereklerini yerine getirmediği için taşlanarak cezalandırılan, kapanmazsa dayak yiyen, baskı gören, katledilen, zorla sünnet ettirilen, zorla çarşafa sokulan, kadın olduğu için toplumsal haklarının hepsinden mahrum kalan, okula gitmek istediği için eve zincirlenen, çocuk yaşta zorla evlendirilen, seçme ve seçilme hakkı olmayan, başı açık gezemeyen, sokakta namus polisinin gözetiminde dolaşan, çalışma hayatına katılamayan kadınların haklarını da savunacak mısınız?
Suudi Arabistan’da kocasından izin almadan sokağa çıkamayan kadının, Afganistan’da kız çocuklarına okuma yazma öğrettiği için kafası kesilen genç öğretmenin, İran’da sevgilisiyle el ele dolaştı diye falakaya yatırılan genç kızın hakkını arayacak mısınız?
Konuşmasında “Herhangi bir dine karşı düşmanlığı liberalizmmiş gibi sunamayız” diyen Obama’ya şu da anımsatılmalı: Müslüman kadının haklarını kapanma özgürlüğüne indirgemek de liberalizm olamaz.
Obama’nın Müslüman dünyasına yakınlaşmaktan anladığı İslamcıların kadına yönelik zorbalığını doğrulamak ise ABD’nin daha kırk fırın ekmek yemesi gerekiyor demektir.