O saatte manyaklık yapmazsan kimse seni izlemez...

'Benim kuponumu oynamayın' diyen bir adamla hiç bahis oynamamış bir adamın sunduğu İddia programının başarı şansı var mıdır? Bu isimler Fikret Engin ve Murat Özarı'ysa evet. Bay Tahmin'in futbolun sınırlarını aşan başarısının sırrını onlardan dinledik.

cumhuriyet.com.tr

TV8 binasının kafeteryasındayız. Gecenin iki buçuğunda yayına giren bir iddia programının sıra dışı başarısını konuşmak istiyoruz. TV8’in fenomen programı Bay Tahmin uzun soluklu yayın hayatına maç tahminlerinin çok ötesinde bir formatta devam ediyor. Peki sırları ne? Murat Özarı yanımızda ama Fikret Engin henüz ortalarda yok. Onu beklerken Özarı başlıyor söze...

- Siz başlayın isterseniz Fikret Bey gelince katılır.

Murat Özarı: Program günleri beni çıldırtır. Ben programın başlamasına bir saat kala ceketimi giyerim, masaya otururum. Böyle bir huyum var. Fikret de dünyanın en geniş adamıdır herhalde. Ben sinirlenirim “hadi nerede, söyleyin gelsin” derim. Bu da beş dakika kala gelir ve “kravatımı bağla abi” der. Kravatı bağlarken gırtlağını sıkasım gelir. İkimiz siyahla beyaz gibiyiz.

- Başta şu anki formatınız yoktu. Nasıl ortaya çıktı?

M. Özarı: Babam Coşkun Özarı hep, “değişik bir şeyler yaparsan dikkat çekersin” derdi. Program başladı. Biz konuşuyoruz, Fikret diyor ki “Fener yener” ben diyorum ki “Galatasaray kazanır”. On dakika sonra başka bir kanalda aynı şey anlatılıyor. Ne yapalım, diye düşünüyordum. Birgün Fikret “Diyarbakır maçı ne olur” derken, ben “bırak şimdi maçı, Diyarbakır karpuzu ne zaman yenir biliyor musun” diye sordum. Sonrasında limonun faydaları, soğan kokusu nasıl geçirilir gibi absürd şeyler konuşmaya başladım. Ben konuştukca Fikret de rahatsız oluyor çünkü o maç konuşmak istiyor. Bir iki program geçti, bu hâlâ tereddütte, bana uysun mu uymasın mı? En son baktık insanlar gecenin bir saati bize mesaj atmak için para ödüyor... Bak geldi işte!

- Murat Bey de sizden bahsediyordu...

M. Özarı: Çok streslidir diyordum ben de, röportajı duyunca uçar gelir... Sonuçta bu da iddia programı, futbol konuşman lazım ama gecenin o saatinde bir manyaklık yapmazsan da kimse seni izlemez.

- Peki siz Murat Özarı’ya uyum göstermekte sıkıntı çektiniz mi?

Fikret Engin: İkimizde yıllardır sporun içinde insanlarız. Başta “iddiayı bahane ederek futbolu konuşalım” dedik. Yoksa Türkiye’de kimsenin maç bildiği falan yok. Diyorlar ki “abi pazartesiye beş milyarlık çekim var. Ne olur bana dört maç versene.” Ya kardeşim maçlarım tutacak olsa sana niye vereyim. Ben oynarım, her hafta alırım on milyar, televizyona çıkıp senden de mesaj istemem.

- Murat Özarı da “istedikleri kadar oynarlar, sana ne” diyor.

Fikret Engin: Murat Özarı, bahis oynamadığı için kimin ne yaptığı hiç umurunda değil. Ben bazen oynuyorum ve canımın yandığı da oldu. Kimsenin kaybetmesinden yana değilim.

- Bazen size öyle mesajlar geliyor ki insanın inanası gelmiyor.

F. Engin: Bunların bazıları da pek sağlıklı değil. Ancak yüzde yirmisi programın renkli olduğunu gördüğü için kendisi de renk katmak içinse geri kalanları da gerçektir.

- Sonra yelpaze de genişledi. Cilt bakımı, saç bakımı konularına girdiniz.

F. Engin: Tabii, sanatçı da çağırmaya başladık. Kesinlikle şunu vurgulamamız lazım, biz iddia programı yapmıyoruz. Çünkü Murat abi iddiayı beş dakika bile konuşturmuyor. Sonra beni yolda görüyorlar “Bay Tahmin” diyorlar. Aslında biz iddia konuşmamakla iyi yapıyoruz. Murat abiye hak vermeye başladım. Şimdi yedi hafta kupon tutturdum ya adam kazanıyor, “ben yaptım” diyor, kaybediyor, “bunların yüzünden yattım” diyor. Kesinlikle sorumluluk yüklenmiyoruz. Çünkü diyorum ki “oynama kardeşim.” Murat abi zaten kendisi oynamıyor, onunkine de oynama.

- Siz niye oynamıyorsunuz?

M. Özarı: Ben sevmiyorum. Kendim oynayınca strese giriyorum.

F. Engin: Çok açık şekilde konuşmak lazım, benim kuponuma oynamayın kardeşim.

- Size gelen ilginç mesajlar arasında aklınıza ilk ne geliyor?

M. Özarı: Bir tanesi “dedemin ineğini sattım, ineği yerine koymam lazım. Ne yapmalıyım”dı. Bir de Hayriye Teyze var. Fikret ondan gelen mesajı okudu. “Murat Özarı beni evlendirsin” diyor Hayriye Teyze. Tabii ben orada krize girdim.

- Hanımlardan nasıl mesajlar geliyor?

F. Engin: O kulvarda Murat abi var, çünkü cilt bakımdan kilo vermeye kadar her türlü reçeteyi kendilerine sunuyor.

M. Özarı: Mesela evlilik konusunda diyorlar ki “abi beni birisini seviyorum.” “Bırak kardeşim” diyorum “ayaklarının üzerine basmadan evlenme.” Bir de kaleyi içten fethettik, bir kadının gecenin yarısı spor programı izlemesi çölde iğne bulmak gibi bir şey. Ama bizim kadın izleyicilerimiz erkeklerle neredeyse yarı yarıya.

- Bu saati siz mi istediniz?

F. Engin: Bizim istediğimiz saati soruyorsan gece bir ama asla giremiyoruz.

- Girmemenizin sebebi de Okan Bayülgen...

M. Özarı: Ona geleceğim. Gerçekleri konuşmak lazım. Okan Bayülgen TV8’e geldikten sonra bizim yayın saatimiz biraz sarktı. Bu bize zarar verecek sandık ama sonradan izleyici sayımız iki katı arttı. Diğer taraftan Okan Bayülgen açısından da iyi oldu. Bizi bekleyenler de onu izlemeye başladı. Hemen her programı kapatırken diyor ki “Twitter’dan küfür yiyorum, Bay Tahmin izleyicilerinden.” O açıdan bize destek de oldu. Zaten TV8’e gelmeden önce bir kere kanalı ziyarete gelmişti. “Çocuklar ben hayatta spor programı izlemem, ama sizi görünce izliyorum çünkü değişik işler yapıyorsunuz” demişti.