"O dindar değil din tüccarıdır"

İşte Kılıçdaroğlu'nun konuşmasından satırbaşları:

Uludere

Başbakan’a defalarca sorduk sen bu istihbaratı nereden aldın diye. Bir türlü cevap gelmedi. ABD’den mi aldın, İsrail’den mi aldın. Şimdi daha açık soruyorum: Sen bu istihbaratı CIA’den mi aldın, MOSSAD’dan mı aldın. Çık söyle bunu. Söylemiyor. Unutturmaya çalışıyor.

80 yıl öncesine gidiyor da 2012’de yaptığının hesabını veremiyor. Yabancı ülkelerin oyuncağı oldun. Bu ortaya çıksın istemiyorsun.

Sen daha 40 gün önceki olaylarla hesaplaşamıyorsun, dünyanın en basit sorusuna cevap veremiyorsun. Sen ABD’nin korkuluğu musun, İsrail’in korkuluğu musun?

12 yaşındaki çocukları bombalayarak öldüreceksiniz sonra çıkıp ahkam keseceksiniz. Bu işin kilit noktası istihbaratın kimden alındığı ile ortaya çıkacaktır.

Uludere’de oğlunu kaybeden Semire Encü Başbakan’a bir insanlık dersi vermiş. Şöyle demiş Semire Hanım, “Recep Tayyip Erdoğan, para göndereceğim demişsin ben para istemiyorum ben oğlumun katillerinin bulunmasını istiyorum. Devlet bana 1 trilyon verse oğlumun bir tırnağı etmez.”

“46 dakikanın 45 dakikası CHP'den bahsetti"

Geçen hafta Başbakan parti grubunda 46 dakika konuşmuş. 45 dakikası CHP ve Kılıçdaroğlu hakkında konuşmuş. Recep Tayyip Erdoğan 34 defa CHP, 12 defa da Kılıçdaroğlu demiş. Hani CHP’nin durumu bu kadar kötüydü niye bu kadar bahsediyorsun. Korkacaksın Recep Tayyip Erdoğan. Frenleri tutmuyor kırk yıl önceki İnönü’ye gidiyor. Trikopis bile İnönü’yle bu kadar uğraşmadı.

Bunlar postmodern diktatördür.

İnönü bu ülkede emperyalizm ve yedi düvele karşı mücadele eden Mustafa Kemal’İn arkadaşıdır ve bizim de başımızın tacıdır. Onu bütün dünya saygıyla karşılıyor.

Recep Tayyip Erdoğan bir bölücüdür. Toplumu böler. Toplumun fay hatlarını tetiklemek deprem yaratmak istiyor.

Dindarlık tartışması

Recep Tayyip Erdoğan’ı dindar olarak görmek bütün dindarlara yapılmış en büyük hakarettir. Recep Tayyip Erdoğan dindar görünümlü bir din tüccarıdır. Irak’ta 1 buçuk milyon Müslüman katledilirken, Müslüman kadınlara tecavüz edilirken sesi çıkmadı. Şimdi çıkmış dindarlık taslıyor. O dindar değil din tüccarıdır.

Deniz Feneri olayını biliyorsunuz. Ne için yaptılar bunları dindarlık adına yaptılar. Ama yapılanlar vicdansızlıktı. Deniz Feneri'nde bağışlar nasıl din tüccarlığı ile toplandıysa Recep Tayyip Erdoğan da aynı şekilde oy toplamaya çalışıyor.

Bunlar din ticaretinden başka bir yola da sapıyorlar. 29 Ekim’i yasakladılar deprem olduğu için sonra koşa koşa düğüne gittiler utanmadan. Sonra 19 Mayıs kutlamalarını yasakladılar. Ardından andımızdan rahatsız oldular. Son olarak Atatürk’ün Gençliğe Hitabesi’ne rahatsız oldular. Recep Tayyip Erdoğan çık hangi cümleden rahatsız olduğunu milletin önünde söyle.

Saldırılar bu milletin ulusal kurtuluş savaşı sonrası elde ettiği değerlere yapılıyor. Çok bilinçli saldırılar bunlar. Batının taşeronluğuna soyundular. Koyun güden gençlik olarak yetiştirmek istiyorlar. O gençlik bu ülkenin çimentosudur.

Cumhuriyetin kuruluşundan bu yana elde ettiğimiz kazanınlar tek tek elimizden alınmak isteniyor. Onun için diyoruz bunlar post modern diktatörlerdir diye.

 
"Kendinize iki soru sorun"

Vatandaşa sesleniyorum kendinize iki soru sorun, “Ben Recep Tayyip Erdoğan hakkında kötü bir şey yazarsam başıma bir şey gelir mi?”,  iki “Benim telefonlarım dinleniyor mu?”. Bu iki soruya hemen hayır diyemezsiniz bilin ki o ülkede diktatörlük vardır.

Aslında soru sormaya bile gerek yok. Recep Tayyip Erdoğan geçen hafta ne dedi, “Kılıçdaroğlu artık mercek altındasın.” Şu densizliğe, şu ahlaksızlığa bakar mısınız. Sende ahlak kırıntısı var mı çık söyle.

 Wikileaks belgelerinde ortaya çıktı. Dönemin ABD Büyükelçisinin gönderdiği kriptoda  Başbakan ile Ergenekon savcılarının düzenli olarak görüştüğünü yazıyor.

 
Paul Auster

Paul Auster insan hakları ihlali yapılan ülkelere gitmeyeceğini açıkladı. Bu ülkeler arasında Türkiye’de var. Kendi tercihidir, kişisel prensibidir. Ama Recep Tayyip Erdoğan bundan rahatsız oldu. Auster Irak’ta 1,5 milyon katledilirken Bush ve Cheney’i suçluyor. Büyük ihtimalle Recep Tayyip Erdoğan bundan rahatsız oldu.

Yoksa Auster’ın şu sözlerinden mi rahatsız oldu: “Atatürk olağanüstü bir lider, Türkiye’yi yeniden yaratan eşsiz biri. 20. yy’ın en önemli tarihi kişiliklerinden biri” diyor Paul Auster.