Nükleer atık skandalında bilirkişi raporu
Gaziemir’de bir fabrikanın radrasyonlu atıklarını toprağa gömmesine ilişkin davada bilirkişi raporu çıktı. Raporda, atıkların bölgeyi hâlâ tehdit ettiği belirtilirken olumsuz etkilerin gelecekte de süreceği vurgulandı.
Hazal Ocakİzmir’in Gaziemir ilçesinde, kurşun üreten fabrikanın faaliyette olduğu dönemde radyasyonlu atıkların toprağa gömülmesine ilişkin davada bilirkişi raporu açıklandı. Raporda ağır kimyasal ve radyoaktif kirleticilerin bölgede hâlâ yer aldığı, bu maddelerin doğayı ve insan sağlığını olumsuz etkilediği, gelecekte de bu etkilerin devam edeceği belirtildi. Raporda, söz konusu arazide radyoaktif madde ve yer altı sularında kirliliğe ilişkin yeniden ölçüm yapılması da istendi.
Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) 3 Nisan 2007’de Gaziemir Akçay Caddesi üzerindeki bir fabrikada radyasyonlu atıkların gömülü olduğu bir alan tespit etmiş ve bölgedeki radyasyonun 219 kat fazla olduğu görülmüştü. Bölgedeki arazi sahipleri, Aslan Avcı Döküm Sanayi Ticaret A.Ş’ye çevre kirliliğinden kaynaklanan zararın temini ve bölgenin eski haline getirilmesi amacıyla dava açtı. Dava dosyasına çarpıcı tespitlerin yer aldığı bilirkişi raporu girdi. Üretim alanının hemen dışında araziler içinde yoğun kokulu bir atıksu birikimi olduğu tespit edilen raporda bu suyun atık gömülü olduğu ifade edilen toprak yığınları arasından geldiğinin görüldüğü kaydedildi. Bazı yerlerde sarı bir tabaka ile kaplı suyun geniz yakan bir kokusunun olduğu anlatılan raporda, “işletmenin kapanmasının üzerinden 6 yıl geçmesine karşın bu kadar kesif kokulu ve kıvamlı atıksu oluşumu toprağın altındaki kirlilik miktarının doğanın tolere edebileceği miktarın çok üzerinde olduğu endişesini ortaya çıkarmaktadır’’ denildi.
BOYUTU BELLİ DEĞİL
Raporun sonuç bölümünde ise “Davacıya ait arazide radyoaktif ve ağır metal muhtevası olan tehlikeli kimyasal kirleticileri bulunduğu, bu kirleticilerin hem doğa hem de kentte yaşayan insanların sağlığını olumsuz etkilediği, atıkların radyoaktif olmasından dolayı sadece günümüz değil, mutasyona neden olabilecek etkilerinden dolayı gelecekte de çevre ve insan sağlığına zarar vereceği tespit edilmiştir” denildi.
HAYATI ZEHİR EDİYOR
Çevre avukatı Arif Ali Cangı rapora ilişkin “Gaziemir deneyimi bize iki şeyi gösterdi; bu tür atıkların girişi bakımından güvenli bir ülke değiliz, diğer yandan bu kadar küçük radyoaktif atıklarla baş edemezken, bir de sürekli atık üretecek nükleer santralımız olursa halimiz nice olur? Gaziemir örneği tek başına nükleer santrallara karşı çıkmamızın somut gerekçesi olmalı” diye konuştu.