NSU'nun mahkemesi de skandal
Almanya'da 2000-2007 yılları arasında aşırı sağcı 'Nasyonal Sosyalist Yeraltı' (NSU) örgütünün 8'i Türk, biri Yunan 10 kişiyi katletmesine ilişkin 17 Nisan'da görülecek davada Türk medyasına yer verilmemesi tepki çekti.
cumhuriyet.com.trMünih Yüksek Eyalet Mahkemesi’nin açıkladığı akreditasyon listesinde 50 medya kurumuna daimi yer verilirken, ikinci listede aralarında Türklerin de bulunduğu 73 medya kurumu yer aldı. Daimi listede ülkede adı duyulmamış bir ajans ile yerel radyonun da olduğuna dikkat çekiliyor.
Bazı Alman basın kuruluşları, kendilerine verilen yerlerini Türk basın mensuplarıyla paylaşabileceklerini duyurmalarına karşın, mahkeme basın sözcüsünün buna da izin verilmeyeceğini belirttiği kaydedildi. Mahkeme, davada daimi yeri olan medya kuruluşundan temsilcinin duruşmanın başlamasından 15 dakika önce gelmemesi veya salondan çıkması durumunda, kuyrukta bekleyen ve ikinci listede yer alan basın mensubunun davaya girebileceğini açıkladı. Bu uygulamayı duruşma salonunun küçük olması nedeniyle yaptığını savunan mahkeme, sıralamanın akreditasyon başvurusuna göre düzenlendiğini iddia etti. Ayrıca mahkeme, duruşmaların başka bir salona, görüntülü bir şekilde aktarılmasının da yasal olmadığını savundu.
Münih’te görülecek davayı takip için başvuran uluslararası medyadan, Herald Tribune, BBC, El Cezire gibi medya kurumlarına da Türk medyasına olduğu gibi ikinci listede yer verildi. Uygulamanın amacının davanın uluslararası bir boyut kazanmasını önlemek olabileceği yorumu yapılıyor. Alman hükümeti de mahkemeden Türk medyasına yer vermesi konusunda duyarlılık göstermesini istedi. Almanya Uyum Bakanı Maria Böhmer, “Bu sürece yabancı basının dahil edilmemesi mümkün değil” dedi.
‘Video bağlantısı olabilir’
Almanya Türk Toplumu Başkanı Kenan Kolat, uygulamanın bir şeyler saklandığı imajı verdiğini belirtirken AA’ya yaptığı açıklamada, “Bu Almanya açısından kepazelik ve skandal” dedi. Yeşiller Partisi Eşbaşkanı Cem Özdemir, yabancı medyanın da davadan ilk elden haber yapması gerektiğini vurguladı. Yeşiller Partisi’nden milletvekili Memet Kılıç, Cumhuriyet’e verdiği demeçte mahkemenin yersizlik sorununa ek salonda video bağlantısıyla çözüm getirebileceğini belirtti.
Almanya Gazetecileri Birliği (DJU) Genel Müdürü Carnelia Hass, NSU davasında yapılan soruşturmalardaki hatalardan sonra Almanya’nın bir kez daha rezil olmaması, davada özgür şekilde haber yapılması için yolun açılması gerektiğini kaydetti.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti (TGC) Yönetim Kurulu duruşmaya Türk gazetecilerin alınmamasını kınadı. TGC’den yapılan açıklamada “Duruşmanın Türk gazetecilere de açık biçimde yapılmasını ivedi talep ediyoruz” denildi.
Avrupa Türk Gazeteciler Birliği Başkanı (ATGB) Gürsel Köksal kararı “büyük bir haksızlık, büyük bir skandal” olarak değerlendirdi. Açıklamada şu ifadeler yer aldı: “Bu alçakça cinayetlerle ilgili bir yılı aşkın bir süredir devam eden soruşturmalar sırasında karşılaştığımız skandallara bir yenisi daha eklenmiş oluyor. Başvuran her Türk gazetecinin duruşmaları mahkeme salonunda izleyebilmesi için, gereken önlemlerin en kısa zamanda alınmasını talep ediyoruz...”
17 Nisan’da mahkeme önünde buluşma çağrısı
ATGB basın bildirisinde “...Türkiye kamuoyunun ve Almanya’daki Türk toplumunun ‘haber alma hakkının’ gerçekleşmesi için bulunacak çözümün ya da yaşanacak çözümsüzlüğün tanığı olmak üzere, 17 Nisan’da Münih’te, mahkeme önünde buluşmaya çağırıyoruz” denildi.Stuttgarter Zeitung mahkemenin kararına tepki göstererek “Bu bir saçmalık. Zaten zorlu geçecek olan mahkeme süreci, bu şekilde daha başlamadan büyük bir yük olmaya başladı. Polis ve iç istihbarat teşkilatının yaptığı hatalar zincirinden sonra Almanya’nın kendisini daha fazla utandırmaması gerekiyor” denildi. NSU davasında örgütün liderlerinden Beate Zschaepe ile NSU’ya yardım ve yataklık yaptığı öne sürülen Ralf Wohlleben yargılanacak. Tutuksuz yargılanacaklar arasında üç NSU sempatizanı da var.