Normalleşme rotası

ABD Dışişleri Bakanı ile Erdoğan’ın görüşmesi sonrasında bir normalleşme rotası belirlendi. Süreç, mart ayında Mınbiç’te iki ülkenin işbirliğiyle başlayacak.

Duygu Güvenç

ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun çevirmenliğinde önceki gün Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yaptığı 3 saati aşan görüşmenin ardından iki ülkenin diplomatları gece boyunca ortak metin üzerinde çalıştı. Ardından iki bakanın dün yaptığı görüşmede metin tekrar ele alındı. Türk ve ABD askerinin ortak konuşlanmasını da öngören tekliflerin ele alındığı görüşmelerde, ilgili mutabakatta Mınbiç’in esas alınacağını ve sürecin Mart ayında başlayacağını Çavuşoğlu duyurdu: “Mınbiç’ten YPG çıktıktan sonra ABD ile güvene dayalı adımlar atabiliriz, önce YPG’nin buradan çıkması lazım.” Tillerson ise varılan mutabakatı şu sözlerle aktardı: “Artık bu konuda (Suriye) yalnız hareket etmeyeceğiz. Amerika bir şey yapıp, Türkiye başka bir şey yapmayacak bu noktadan sonra. Birlikte hareket edecek ve ilerleyeceğiz.”

S-400’ler de tartışılacak

Tillerson, iki ülkenin Suriye konusundaki ortak amaçlarını “IŞİD’in yenilmesi, istikrarlı bölgeler oluşması, Suriye’nin bağımsız ve toprak bütünlüğünün korunması” olarak açıkladı. Ortak mekanizmalara vurgu yapan Çavuşoğlu da, “Bu mekanizmalar topu taca atmak değil, tam tersi anlaştığımız gibi sonuç alıcı mekanizmalar olacak. Oyalama yok ve inşallah ilk toplantı da mart ayının ortasından önce gerçekleşecek” dedi. Bu mekanizma içerisinde Dışişleri’nin yanı sıra istihbarat, Adalet, Savunma Bakanlıkları, MASAK ve askeri gibi kurumlar da yer alacak, S-400 gibi iki ülkeyi karşı karşıya getiren konular gündeme alınacak. Uygulamayı görmek istediklerini kaydeden Çavuşoğlu, “Buraların istikrara kavuşması için bu şehirleri kimin yöneteceği, güvenliğini de kimin sağlayacağı önemli” diye konuştu.

‘Emin olmak istiyoruz’

Buna karşılık ABD Dışişleri Bakanı, Mınbiç’teki kararlılıklarını şu sözlerle aktardı: “ABD, orada o şehrin (Mınbiç) bizim müttefik kuvvetlerimizin kontrolü altında olduğundan emin olmak istiyor. Başka herhangi bir gücün buraya tekrar girmesini istemiyoruz. Bu tartışmalarımızın da temel noktalarından biri olacak çünkü stratejik olarak önemli bir şehir.” Tillerson, Türkiye’nin YPG’ye verilen silahların toplanması beklentisine karşılık da “Her zaman Suriye Demokratik Güçlerine sağlamış olduğumuz desteğin kısıtlı olacağını, belli bir misyona odaklı olacağını belirttik” ifadelerini kullandı.

Afrin’e dair kaygılar

Tillerson, Türkiye’nin devam eden Afrin operasyonuyla ilgili kaygılarını da şu sözlerle aktardı: “Türkiye’nin güvenlik ve sınırlarını koruma çabasını anlıyoruz. Bu çalışmalarını gerçekleştirirken özellikle sivil halka herhangi bir zarar gelmemesi için Türkiye’den bazı ricalarımız var. Afrin’deki sınır ötesi operasyonda itidalli olunmalı, bölgede gerilimi artıracak eylemlerden kaçınılmalı.

‘Demokrasi’ vurgusu

Tillerson, Türkiye’deki antidemokratik gelişmelerle ilgili kaygılarını da şu sözlerle dile getirdi: “Tabii ki Türk demokrasisini destekledik, her zaman da destekleyeceğiz. Hukukun üstünlüğü, yargının bağımsızlığı, basının özgürlüğünü her zaman destekleyeceğiz. Türkiye bu ilkelere sadık kaldıkça bizim ortaklığımız da ilerlemeye devam edecektir. 2016 yılında darbe girişimini gerçekleştiren suçluların adil ve eşit şekilde yargılanmaları gerekiyor; insan hakları ve temel özgürlüklere saygı duyarak bunların takip edilmesi gerekiyor. Türkiye’deki konsolosluk çalışanlarının tutukluluğu ve aynı zamanda OHAL çerçevesinde tutuklu sayısının yüksekliği konusundaki endişelerimizi dile getirdik. Türkiye ile ilgili olarak bu davaların başarılı bir şekilde sonuçlanmasını ümit ediyorum. Ve tabii ki yine Andew Brunson olmak üzere hukuksuz şekilde tutuklu bulunan kişileri de takip etmeye devam edeceğiz. Serkan Göle ile ilgili olarak bu konuda itiraz sürecinin devam ettiğini biliyoruz; buradaki yargılamaların adil bir şekilde gerçekleşmesini ümit ediyoruz.

Tek çevirmen Çavuşoğlu

ABD Dışişleri Bakanı Tillerson’un Ankara ziyaretine “ilkler” damgasını vurdu. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Tillerson ile görüşmesi, bir ABD yetkilisiyle yapılan “en uzun” görüşme olarak kayıtlara geçerken, ikilinin çevirmenliğini de Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun yaptığı ortaya çıktı. ABD’li bakanın da yanında çevirmen bulundurmaması da “ilk” olarak kayıtlara geçti. Erdoğan’ın geçmişte de eski Bakan Egemen Bağış’ı önemli görüşmelerde tercüman olarak yanına aldığı biliniyor. Ancak, içeride tercüman olmaması ABD basınında, “Çavuşoğlu’nun çevirmenliğine nasıl güvenilir” yorumlarına neden oldu. ABD basını bu durumu “olağan dışı” yorumuyla verdi. AKP iktidarına kadar tercüman ve not tutucu alınmaması, Türk diplomasisinde de “olağan dışı” olarak kabul edilirdi.

‘Ortak misyon’ pazarlıkları

Ankara-Washinton ilişkileri yakın dönemin en büyük krizlerinden birini yaşarken gerçekleşen ABD Dışişleri Bakanı Rex Tillerson’ın kritik ziyaretinde Türk tarafının Tillerson’dan YPG’nin Mınbiç’ten çekilmesini istediği iddia edildi. Reuters’ın Türk diplomatik kaynaklarına dayandırdığı haberine göre Türkiye ABD’ye bir dizi öneride bulundu. Ankara’nın önerileri arasında, Mınbiç’te ortak misyon ile Türk ve ABD askerlerinin birlikte görev yapması da bulunuyor. Öte yandan Türkiye ABD’den Ankara’nın terör örgütü saydığı YPG’nin Fırat’ın doğusuna çekilmesini de istedi.

OHAL, hakları kısıtlamıyormuş

Çavuşoğlu ise Türkiye’deki tutuklulukların OHAL ile ilgisi olmadığını savunarak, OHAL’in vatandaşların temel hak ve özgürlüklerini kısıtlamadığını iddia etti. Çavuşoğlu, “Türkiye’deki yargılama süreci, 15 yıldır Avrupa Birliği, Avrupa Konseyi kriterleri, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararlarıyla oluşturduğu içtihatlar ve çıkardığımız demokratik kanunlar çerçevesinde devam ediyor. OHAL içinde bu yargılama sürecini belirleyecek bir kanun kabul edilmemiştir” diye konuştu.

FETÖ’de yeni kanıt

Tillerson, FETÖ adını kullanmasa da “Bu örgütle ilgili bize sunulacak olan tüm kanıtları inceleyeceğiz. Biz de kendi çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve gerçekten ABD’de yasa dışı bir çalışma gerçekleşiyorsa, Türkiye’nin bize bu konuda sunacağı bütün belgeleri bekliyoruz” görüşüne yer verdi. Türkiye ise görüşmelerde Gülen’in faaliyetlerinin kısıtlanmasına yönelik beklentilerini tekrarladı.

ABD protestosuna geçit var

Tillerson ile Çavuşoğlu’nun görüşmesi devam ederken, bir grup Vatan partili, yolların kapatıldığı ve yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı Cumhuriyet Bulvarı’na kolaylıkla geldi ve ABD’yi protesto etti. “Mehmetçiğin katili ABD”, “Katil go home” gibi sloganlar atan grubu polis 15 dakikanın ardından uzaklaştırdı. ABD güvenliği de göstericilerle birlikte dışarı çıktı; protestoyu gülümseyerek izledi. OHAL nedeniyle gösteri ve protestonun yasak olduğu Ankara’da, göstericilerin eylemi Ankara Garı önünde de devam etti. İki kişinin gözaltına alındığı duyuruldu.