Newsweek'ten Erdoğan'ın İran politikasına övgü
Newsweek dergisince yayımlanan bir makalede ABD'nin "haydut" olarak adlandırılan ülkelere yönelik politikasının iflas ettiği, Washington'un 'haydut devletleri" yaratan dünyasının yok olduğunu tam kabul etmediği savunulurken Türkiye gibi yükselen devletlerin "Amerika'nın haydut karşıtı diplomasisine direnişlerini gizlemedikleri" yorumunu yapıldı.
cumhuriyet.com.trTürkiye gibi yükselen devletlerin ABD'nin "haydut diplomasine" direnmelerine övgü yağdı. Newsweek dergisince yayımlanan bir makalede ABD'nin "haydut" olarak adlandırılan ülkelere yönelik politikasının iflas ettiği savunulurken Türkiye gibi yükselen devletlerin "Amerika'nın haydut karşıtı diplomasisine direnişlerine" dikkat çekildi. Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan İran'a yönelik açıklamalarından dolaylı Batı basınında sert dille eleştirildikleri belirtilerek "Lula ve Erdoğan gibi demokrat sicilleri olanlar, Ahmedinejad yanında saf tutmuyor, hükümetinin göstericileri şiddetle bastırmasını veya örtülü nükleer programı desteklemiyor. Onlar bilakis haydutların kim olduğu ve onlarla nasıl baş edilmesi gerektiği konusunda söz sahibi olma niyetlerini ve, daha önemlisi, kabiliyetlerini kanıtlıyorlar" yorumu da yapıldı.
Newsweek tarafından yayınlanan "Haydutun Sonu" başlıklı makalede ABD Başkanı Barak Obama'nın ABD'nin "haydut devletler" ile ilişkilerini gözden geçirmesinden bu yana bir yıl geçtiğine dikkat çekilirken "Haydut devletleri yaratan dünya artık yok ve Washington ne kadar çabuk bunu kabul ederse o kadar iyi olur" görüşü dile getirildi.
Halen Londra'daki Stratetik Etüdleri için Uluslar arası Merkezi'nin kıdemli danışmalarından, NATO eski Genel Sekreteri Kofi Annan'ın özel yardımcısı Nader Mousavizadeh imzasını taşıyan makalede "haydut devletler" fikrinin evrensel Batı değerler ve çıklarların arkasında birleşmiş olan bir uluslar arası toplumun varlığından varsayımına dayandığı kaydedilerek şöyle devam edildi: "1990 yılları sonunda Çin'in yükselişi, Rusya'nın canlanması ile reel güçler olarak Hindistan, Brezilya ve Türkiye'nin ortaya çıkması ile - ki bu devletlerin hepsi, kendi değerleri ve çıkarları vardır - bu topluluk zaten dağılıyordu. Bugün Batı değerleri ile tanımlanan 'uluslar arası toplum'un hayal olduğu açıktır ve birçok devlet için 'haydut' tanı, izole etmeyi amaçladığı dönekler olduğu kadar ABD için de kullanılabilir."
Yeni şekillenen bir uluslar arası topluluk olmadıkça ABD'nin öncülüğündeki eski 'haydutlar'a yönelik bir müdahalenin geri tepmesinin kaçınılmaz olduğu savunulduğu makalede, Batı'nın çabalarının haydut devletleri birbirinin kucağına ittiğini belirtilirken bunun örneği olarak da İran'ın Suriye ile daha yakın ilişkiler kurması, Venezuela'nın daha çömertce Küba'yı desteklemesi gösterildi. Yazıda şu yorumu yapıldı: "Göreli olarak zayıf olan sorunlu devletler arasındaki ilişkilerin giderek birbiriyle yaklaşmasından daha kötüsü, yükselen meşru güçlerden artan bir destek sağlamalarıdır. Brezilya, Türkiye, Rusya ve Çin, hepsi Amerika'nın haydut karşıtı diplomasisine direnişlerini gizlemiyor."
'Erdoğan İran'ın yanında saf tutmuyor'
Hewsweek'teki yorumda, Brezilya Cumhurbaşkanı Lula da Silva'nın İran Cumhurbaşkanı Ahmet Ahmedinejad'ın yanında yaptığı "Başkalarının bizim gibi düşünmesi gerektiğini düşünme hakkımız yok" açıklamasına dikkat çekilerek "Bu sözler, Batı dışındaki dünyada haydutlara karşı yeni birleşme çağrılarından daha çok yankılandı" denildi. Makalade şu değerlendirmesini yapıldı: "Bundan önce Ahmedinejad, İslam ülkeleri zirvesinde komşusunu kucaklayan ve İran'ın nükleer programının 'barışçıl' olduğunda israr eden Türk Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ağırlanmıştı. Beklendiği gibi Batı basını, esasını kavrayamayıp demokratik değerler ve dayanışmaya ihanet ettikleri diye hem Lula hem de Erdoğan'a saldırdılar. Lula ve Erdoğan gibi demokrat sicilleri olanlar, Ahmedinejad yanında saf tutmuyor, hükümetinin göstericileri şiddetle bastırmasını veya örtülü nükleer programı desteklemiyor. Onlar bilakis haydutların kim olduğu ve onlarla nasıl baş edilmesi gerektiği konusunda söz sahibi olma niyetlerini ve, daha önemlisi, kabiliyetlerini kanıtlıyorlar."
Batı'nın "haydut" devletlerini izole etme politikasının bir fiyasko olduğuna, bu ülkelerde reform güçlerinin baltalanması için bahane oluşturduğuna, halkın nefret ettiği hükümetlerin arkasına çıkmasına neden olduğuna dikkat çekilerek "Yeni bir strateji lazım" denildi. Hiçbir şeyin, ekonomik yaptırımlara tamamen son verilmesi kadar "Haydut liderleri"nin statülerini alt üst edemeyeceği savunulduğu makalede "bugün önem taşıyan güçler ile yeni ve samimi bir ortaklık" gereğinin altı çizildi.