Newsweek: Terör ve hükümet baskısı arasındaki Türk toplumu tehdit altında
ABD’nin Newsweek dergisinde Andrew Gardner imzasıyla yayınlanan “Terör ve hükümet baskısı arasındaki Türk toplumu tehdit altında” başlıklı makalede, ‘Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın olağanüstü halinin Türk toplumunun dokusunu bozma riski taşıdığı’ görüşüne yer verildi.
cumhuriyet.com.trUluslararası Af Örgütü’nün Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner, ABD’de yayınlanan Newsweek dergisinde, olağanüstü halin ikinci defa uzatılmasının ardından Türkiye’deki basın ve ifade özgürlüğünü ele alan bir makale yayınladı. ‘Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın olağanüstü halinin Türk toplumunun dokusunu bozma riski taşıdığını’ ifade eden Gardner, darbe girişiminden bu yana on binlerce kişinin tutuklandığını ve yaklaşık 400 sivil toplum kuruluşunun kapatıldığını hatırlattı.
“İnsanlar sudan bahanelerle tutuklanıyor, tıpkı Cumhuriyet’in kantin işletmecisi Şenol Buran gibi”
Yazısında Türkiye’deki basın özgürlüğünün durumuna geniş yer ayıran Gardner, Türkiye’de şu anda cezaevinde bulunan gazeteci sayısının dünyadaki toplam tutuklu gazetecilerin neredeyse üçte birini oluşturduğuna dikkat çekti. ‘Türkiye’nin dolup taşmakta olan cezaevlerinde bulunan çoğu kişinin en sudan bahanelerle tutuklandığını’ söyleyen Gardner, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çay vermeyeceğini söylemesi üzerine Cumhurbaşkanı’na hakaret suçlamasıyla dokuz gün boyunca tutuklu kalan gazetemiz kantin işletmecisi Şenol Buran’ın da bu duruma örnek oluşturduğunu ifade etti.
“Aslı Erdoğan’ın tahliyesi, Türkiye’nin karanlık yakın tarihinde ufak bir umut penceresi açtı”
Uluslararası Af Örgütü Türkiye araştırmacısı Andrew Gardner, Newsweek dergisindeki makalesinde, “Herkesin ne söylediğine dikkat etmesi gerektiği Türkiye’nin yeni gerçeği bu. Hiçbir hakaret, her türlü eleştirinin kökünü kazımaya niyetli yetkililer için ciddiye alınmayacak kadar küçük değil” tespitinde bulundu. Kapatılan Özgür Gündem gazetesinin yayın danışma kurulunda yer aldığı gerekçesiyle 133 gün boyunca tutuklu bulunan Aslı Erdoğan’ın tahliye edilmesinin ‘Türkiye’nin karanlık yakın tarihinde ufak bir umut penceresi açtığını’ söyleyen Gardner, 39 kişinin yaşamını yitirdiği ve 65 kişinin yaralandığı Reina saldırısına atıfta bulunarak bu umut halinin kısa sürdüğünü belirtti.
“Hükümet, olağanüstü hal önlemlerini kendini eleştirenleri susturmak için kullanıyor”
Türkiye’nin Reina’da düzenlenen terör saldırısıyla yeni yıla korkunç bir başlangıç yaptığını ifade eden Gardner, olağanüstü halin 4 Ocak tarihinde yeniden uzatıldığını hatırlatarak ‘Türkiye’nin 2017 yılında daha güvenli ve özgür bir yer olacağına yönelik umutlar, daha yeni yıl başlamadan söndü” dedi.
Gardner, yazısına şu sözlerle devam etti: “Olağanüstü hal, ilan edildiği Temmuz ayından bu yana insan hakları ihlallerine uygun ortam oluşturuyor ve temel adil yargılama koşullarının yanı sıra işkence ve kötü muameleye karşı koruyucu nitelikteki şartları da ortadan kaldırıyor. Hükümet, mümkün olmayacak derecede geniş kapsamlı bu olağanüstü hal önlemlerini, kendisini eleştirme hakkını kullanmaya cesaret eden kişileri susturmak ve korkutmak için kullanıyor.
“Türkiye’de hayat rengini kaybetmiş gibi”
Andrew Gardner, Türkiye’de son dönemde IŞİD, PKK ve TAK tarafından gerçekleştirilen terör saldırılarına atıfta bulunarak ‘Türkiye’nin şüphesiz çok büyük güvenlik sorunlarıyla karşı karşıya olduğunu ve yetki alanındaki insanları koruma görevinin bulunduğunu’ ifade etti ve ekledi:
“Fakat bu artan tehditlere nasıl cevap verileceği farklı sesler tarafından açık bir şekilde tartışılması gereken bir konu. Yetkililer ise böyle açık bir tartışma yerine ifade özgürlüğüne darbe vurarak ve konuşmaları çizgi dışına çıkan herkesi tutuklayarak toplumun korkularını arttırıyor. Bu yıl, Türkiye’de derin bir iz bıraktı; havada elle tutulur bir korku var. İstanbul’da insanların ihtiyatlı bakışlarla daha kısık sesle konuştuklarını fark ediyorum. Eve gittiklerindeyse herkesin aynı fikirde olduğu ‘tartışma programlarını’ izliyor, sosyal medyaya getirilen erişim engellerine ve giderek daha da azalan basın-yayın organı seçeneklerine sinirleniyorlar. Türkiye’de hayat rengini kaybetmiş gibi.
“Yeni yıl Türkiye’de mümkün olabilecek en kötü şekilde başladı. İnsanlar zaten saldırı korkusuyla yaşıyorlar; bir de düşündüklerini açıkça söylemekten korkmamalılar. Zaten son bir sene içinde yitirdikleri canların yasını tutuyorlar, bir de özgürlüklerinin yasını tutmamalılar.”