Nerdesin aşkım? Podyumdayım aşkım...
Hissettiğin gibi görünmek ve davranmak, kimsen o olmak, son derece açık fikirli olduğu düşünülen moda endüstrisinde bile bariyerleri yıkmak olarak algılanıyor. Fakat geç de olsa güzel haberler var: Moda dünyasında yılın başından bu yana, ayrımcılık karşıtı ciddi gelişmeler yaşanıyor ve açılımın ivmesi son günlerde daha da arttı.
Zeynep YaparVanity Fair dergisinin ABD versiyonunun haziran kapağında bir trans var. 1976 yılında Montreal’daki yaz olimpiyatlarında dekatlonda altın madalya alan geçmişin Bruce Jenner’ı, bugün 65 yaşında bir televizyon yıldızı ve adı artık Caitlyn Jenner. Jenner geçirdiği bir dizi dönüşüm operasyondan sonra, alımlı bir kadın olarak ilk kez Vanity Fair’in kapağı için, pudra rengi bir saten korseyle Annie Leibovitz’e poz verdi. 22 sayfalık kapak hikayesinin Pulitzer ödüllü yazarı Buzz Bissinger’e, Jenner şöyle söylüyor: “Bunu bir sır olarak saklamış olsam, hiçbir şey yapmamış olsam, ölüm yatağımda uzanırken hayatımı harcadığımı, asla kendimle yüzleşemediğimi düşünecektim. Bunun olmasını istemedim.”
TRANS MODEL NEF: BEN RİSK DEĞİLİM
22 yaşındaki model Hari Nef, henüz Caityln Jenner gibi itibarı yüksek bir dergiye kapak olmadı ama geçtiğimiz haftalarda dünyanın en ünlü model ajanslarından IMG ile uluslararası bir sözleşme imzaladı. Nef, IMG’nin ikinci trans modeli olmasına rağmen, uluslararası anlaşması olan ilk kişi. Sözleşmenin hemen ardından Instagram hesabında, “IMG Models ailesine katıldığım için ne kadar onurlandığımı kelimelerle ifade edemiyorum. Ivan Bart’a cömertliği ve vizyonu için teşekkür ederim” yazdı. IMG Genel Başkanı Bart, aynı kanaldan yanıtladı: “Hari Nef’le yolculuğumuz bugün başladı. Bu kızın geleceği çok parlak.”
Nef geçtiğimiz aylarda 2015-16 sonbahar/kış koleksiyonlarının tanıtıldığı New York Moda Haftası’nda podyumdaydı. New York sokaklarının karma kültürünü sahnesine taşıyan Eckhaus Latta, Vejas, VFiles gibi markalar için diğer trans modellerle birlikte yürüdü. “Translar çok güçlüler, güzeller, zekiler; bugüne kadar görünmeden, para almadan çalışabilecek kadar da sağlamlar üstelik. New York Moda Haftası, buzdağının zirvesinde bir kar tanesiydi sadece.” Columbia Üniversitesi mezunu Nef, “Transların geçmişi New York’un moda ve sanat sahnesi sahnesi kadar eski, bu dünya var olduğundan beri onlar da varlar” diyor: “Bu gerçekliğin şehrin podyumlarına da yansımasının zamanı çoktan gelmişti. Kaldı ki, ben kolay kabul edilenim. Beyazım, birinci dünya ülkesi vatandaşıyım. Bu yıldan beklentim yalnız daha fazla trans hikayesi duymak değil, farklı transların hikayelerini de duymak.”
Hari Nef’in yer aldığı New York defilelerinden biri Chromat markasınındı. Şovun casting direktörü Gilleon Smith, moda dünyasının tek tip model kullanmaktaki ısrarını anlamsız buluyor: “Bazı defilelere bakıyorum da, hepsi soluk benizli, hepsi sarışın, hepsi beyaz. Bugün yaşadığımız kültürü temsil etmiyorlar.” Chromat’ın tasarımcısı Becca McCharen’a göre, casting’ler markanın kadınının kim olduğunu anlatıyor. “Bu sezon podyumda birçok trans kadına yer verdik çünkü bana göre onlar gücü temsil ediyorlar. Toplum içine çıkıp kim olduğunu ifade eden, bunun için kendini geliştiren bu kadınları ilham verici buluyorum; en kudretli, en cüretkar onlar.”
Hari Nef bu anlayışın yayılmasını, transların podyuma daha fazla çıkmasını istiyor. Trans oldukları için değil; yetenekli, akıllı, cazibeli oldukları için. Buna rağmen gelecek planlarının önünde engeller olduğunun da farkında: “Örneğin Prada için yürümek istemez miyim? Fakat ne boyum ne beden ölçüm buna uygun, hiçbir zaman da olmayacak. Bir Y kromozomuyla gelişip şekillenen kaburgalarım, Nicolas Ghesquière’nin defile numunelerine hiçbir zaman sığmayacak. Marc Jacobs, Hedi Slimane, Jean Paul Gaultier, Riccardo Tisci hatta Karl Lagerfeld’le çalışmayı çok isterim. Zira bu tasarımcılar defilede yürüyecek modelleri belirleyen casting’lerinde risk almaktan kormuyorlar. Ben kendimi bir risk olarak görmüyorum. Ama söz konusu high fashion olduğunda böyle göründüğümü de biliyorum.”
HOMOFOBİNİN ADI ZEVK MESELESİ
John ve Carlos. Nam-ı diğer Jarlos. Onların hikayesinde iki gönül de bir, iki isim de. Moda endüstrisi de onları böyle tanıdı, bir çift olarak. John Tuite, yazıyor ve sanatla ilgileniyor; Carlos Santolalla, fotoğrafçı. Kaliforniya’da birlikte yaşıyorlar, birlikte çalışıyorlar. DKNY reklam fotoğrafları için poz vererek, bir modaevinin kampanyasında yer alan ilk resmi gay çift oldular. Resmi dedim, zira moda endüstrisi daha önce başka eşcinsel çiftleri de yan yana görmüş olmasına rağmen profesyonel, kişisel ve toplumsal nedenlerden ötürü çiftler bunu öne çıkarmak, hatta açık etmek istemediler.
John Tuite moda dünyasıyla ilk temasında homofobiye maruz kalmış. Onu keşfeden model ajansı yetkilisi, ajansın onunla sözleşme yapmayacağını zira gaylerle çalışmadıklarını söylemiş. John, “Herhangi bir başka endüstride bu mesele mahkemelik olurdu” diyor. Yıllar sonra bu ajansın sahibiyle bir sanat organizasyonunda tanıştığında, yaşadığı bu gücendiren tecrübeden bahsetmiş ve ajans sahibi, tavrın kendi iş stratejisi olduğunu çekinmeden söylemiş: “Moda bu. Buna ayrımcılık değil, 'zevk meselesi' diyorlar.” Dazed and Confused'e verdikleri röportajda, Carlos Santolalla, New York’ta model olarak sözleşme yapmadan önce ajansların gay modellere “gay gibi” değil “adam gibi” davranmanlarının sık sık tembihlendiğini anlatıyor: “Onlara göre gay olmak erkekliği aşağılıyor çünkü. Bu zevk, tercih meselesi ardında gizlenen güçlü bir homofobi var aslında. Zira erkek modellerden maçoluk bekleniyor. Gay erkeklerin bunu karşılayamadığı düşünülüyor. Üzücü bir tavır bu. Gay erkeklerin sert ve güçlü olamayacağına dair bu inanış, önce toplumun aklından silinmeli.” Dazed internet sitesinde John ve Carlos’un bir model ajansıyla sözleşme yapan ilk gay çift olduğunu duyurduğu haberin altında şu yorum var: “Bu haber ancak bu gay çift siyah olsaydı çığır açardı.”
DIOR TARİHİN İLK SİYAH TEMSİLCİSİ
Christian Dior modaevi, 70 yıllık tarihinin ilk siyah modeliyle bu sezon anlaşma yaptı: Rihanna. Instagram’da 20 milyonun takip ettiği Badgalriri, Dior’un ilk siyah temsilcisi. Markanın Secret Garden kampanyası için fotoğrafçı Steven Meisel’a poz veren Rihanna, bu kareler için “Kendi kültürüm adına büyük olay” diyor.
2013 yılında attığı bir tweet’te göğüsleri büyük diye Dior Couture casting’inde elendiğini yazan siyah model Jordan Dunn, birkaç dakika sonra 140 karakterlik boşluğu şu cümleyle doldurmuştu: “Genellikle rengim yüzünden elenirdim, memelerim yüzünden elenmek dert değil.” İngiliz model, siteminden üç yıl sonra, bu yıl şubat ayında İngiliz Vogue'un kapağındaydı. Dunn, 2002 yılı Ağustos sayısına kapak olan Naomi Campbell’ın ardından, Vogue Britanya kapağına tam 12 yıl sonra, yeniden renk verdi. Kanye West tasarımcı kimliğiyle Adidas’la işbirliği yaptığı koleksiyonun New York’taki tanıtımında sokak casting’i yaptı; farklı boy, kilo, vücut tipi ve ırklardan modellerle çalıştı. Zira West, geçtiğimiz yıl verdiği bir röportajda “beyaz”a boyalı lansmanlara öfkeliydi: “Sırf listeye bir tik atılmış olsun diye casting’e tek bir tane siyah kız dahil ediyorsun da, oldu mu sanıyorsun!” Bireyselliğin bir ifadesi, kimliğin dışa vurumunun bir aracı olan modanın, ırk, etnisite, seksüalite veyahut beden ölçüsüne göre insan ayırması, birini kayırması ne yaman çelişki. Kimsen o olmak, kendini ifade etmenin özgürlüğünü savunan moda saflarında daha ne zamana kadar bariyer yıkacak?
VOGUE TÜRKİYE’YE POZ VERDİ
Androjen model olarak ünlenen Andreja Pejic, geçirdiği dönüşüm ameliyatından sonra bir kadın olarak ilk kez bu sezon Londra Moda Haftası’ndaki Giles Deacon şovundaydı. Marc Jacobs, Jean Paul Gaultier gibi podyumlarda yürüyen; 2010 yılında Vogue Türkiye’ye poz veren Pejic, şimdilerde hikayesini bir belgesele dönüştürme hazırlığında.
İTALYAN MODASINI DEĞİŞTİREN KADIN
Givenchy’nin kreatif direktörü Riccardo Tisci onu keşfettiğinden beri, moda dünyasının belki de en ünlü trans modeli. Leandro Medeiros Cerezo’nun takma adı Lea T’nin T’si, onu ilham perisi ilan eden Tisci’den geliyor. Brezilya asıllı İtalyan model, Forbes dergisinin “İtalyan modasını değiştiren 12 kadın” listesine girdi. Givenchy için dünyaca ünlü moda fotoğrafçıları Mert&Marcus’a poz veren Lea, bu yıl Amerikalı saç bakım markası Redken’in de kampanya kadını.