'Ne kadar güzel Türkçe konuştuğunuzu biliyoruz'
'Terör örgütü propagandası' yapmak suçlamasıyla yargılandığı davada Kürtçe savunma yapmak isteyen Hatip Dicle'ye Mahkeme Başkanı, "Sizin ne kadar güzel Türkçe konuştuğunuzu biliyoruz" dedi.
cumhuriyet.com.tr12 Haziran 2011'de yapılan Genel Seçim öncesi, Diyarbakır'da seçmenlerine gönderdiği mektupta 'terör örgütü propagandası' yaptığı gerekçesiyle hakkında 5 yıl hapis cezası istemiyle dava açılan Hatip Dicle'nin duruşmasına bugün devam edildi. Diyarbakır 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam eden davanın bugünkü duruşmasına, halen KCK'dan tutuklu bulunan Hatip Dicle'nin yanısıra, Dicle'nin gönderdiği mektubu mitingte okuyan ve tutuksuz yargılanan BDP Diyarbakır İl Başkanı Zübeyde Zümrüt de katıldı.
'Anadilimde savunma yapmak istiyorum'
Duruşmada söz hakkı verilen Hatip Dicle, 37 yıllık siyasetçi olduğunu belirterek, "Kürt kimliğim ve anadilim olan Kürtçe üzerindeki baskıları önlemek adına siyaset yapıyorum. Kendim inşaat mühendisiyim, keşke böyle bir problem olmasa ve ben de inşaat mühendisliği yapabilseydim ve mahkemenizde yargılanmasaydım. Bugüne kadar şiddeti öven hiçbir konuşma yapmadım. Dava konusu olan mektubu seçim bölgem olan Lice İlçesi'nde okunması için ben hazırladım. İl Başkanı Zübeyde Hanım yazdığım mesajı okudu. Lozan Anlaşması'nda belirtildiği gibi azınlıkların başka dilde konuşma yapacakları ve mahkemede savunma yapacakları düzenlenmiştir. Kürtler bu ülkenin asli unsuru ise azınlıkların faydalandığı bir haktan nasıl yararlanamıyor? Anayasamıza göre uluslararası anlaşmalar iç hukuk mevzuatı hükmündedir ve bağlayıcıdır. Bu nedenlerden dolayı ben de anadilimde savunma yapmak istiyorum" dedi.
'Ne kadar güzel Türkçe konuştuğunuzu biliyoruz'
Hatip Dicle'nin Kürtçe savunma yapma isteği üzerine 7'nci Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı Necati Türkmen araya girerek, "Biz televizyonlarda sizin ne kadar güzel Türkçe konuştuğunuzu biliyoruz. O güzel konuşmazınızı burada da yapın ve yargılama güzel bir şekilde sona ersin" dedi.
Mahkeme Başkanı'nın ifadelerine rağmen Kürtçe konuşmaya başlayan Dicle, "Anadilimde savunma yapmama izin verilmezse başka bir dilde konuşmayacağım" dedi.
Mahkeme Başkanı bunun üzerine 'Sanığın Türkçe dili dışında başka bir dilde bir kısım beyanlarda bulunduğu' ifadesini tutanaklara geçirtti.
Mahkeme heyeti, Dicle'nin sunduğu 3 sayfalık Türkçe savunmayı kabul ederken, 3 sayfalık Kürtçe savunmayı ise iade etti.
Kürtçe savunma talebine ret
Sanık ve avukatlarının Kürtçe savunma talebini değerlendiren mahkeme heyeti, sanıkların daha önce savunmalarını Türkçe yaptıklarını, eğitim ve sosyal konumları itibarı ile Türkçe'yi bildiklerini hatırlatarak, Kürtçe savunma talebini reddetti.
Sanık avukatı Fethi Gümüş, Kürtçe savunma talebinin reddinin hukuki olmadığını savunarak, "Usul yasamızda 202'nci madde açıktır, Kürtçe veya Türkçe bilip bilmeme şart olarak koşulmamıştır. Burada meramını hangi dilde anlatacağından bahsetmiştir. Bu nedenle anadilde savunma hakkının verilmesi gerekir. Ayrıca müvekkilimin mektubunda belirtilen 'Kürdistan' cümlesini Cumhurbaşkanı'ndan, Başbakan'a kadar birçok siyasetçi kullanıyor. Onlara suç olmuyor. Neden müvekkilim söyleyince suç oluyor?" dedi. Mahkeme heyeti, dosyadaki eksiklerin giderilmesi için duruşmayı erteledi.