'Nazım çağırdı, gidiyorum'
“Haydi bana eyvallah... Nazım çağırdı. Ben gidiyorum...”
Oğuz Yıldız/CumhuriyetÇAPKIN TÜRK ŞAİRİ...
Galina’yla Özden’in yolları 2005’te Sibirya gezisi sırasında kesişmiş. Ardından dostlukları pekişmiş ve bugünlere dek sürmüş. Geçen yılın 26 Ağustos’unda Galina’nın 97. doğum günü kutlamasına da katılır Özden. Galina’nın evinde yakılır mumlar kesilir pastalar ardından sözü alır Nazım’ın sevgilisi... Özden’e “Nazım benden gitti. Neden mi? Çünkü Vera bende çok güzeldi. Çapkın Türk şairi haklıydı” diye Nazım’a olan hayranlığını bir kez daha yineler. Ve Nazım’ın O’na 1960’da öğrettiği “Haydi güzelim birlikte gezelim” cümlesinin ardından kadehler tokuşturulur.
MEZARA BİR DAHA HİÇ GİTMEDİM...
Ardından Özden’e anlatmaya başlar Nazım’ı yeniden:
“1963’de Nazım öldüğünde başındaydım. Ancak bir daha mezarına hiç gitmedim. Çünkü Nazım’ı ‘ölü’ olarak hatırlamak istemiyorum, o yaşıyor, o benim yüreğimde yaşıyor...”
Ardından “çocuk” diye seslenir Özden’e, “100. yaşgünümü de birlikte kutlayacağız.”
Daha önceki yıllarda evin her yerinin Nazım’la ilgili belgeler, kitaplarla dolu olduğunu sözlerine ekleyen ve Galina hakkında bir de belgesel hazırlığında olan Özden, “Bu kez evde sadece bir Nazım büstü kalmıştı” diyor. Galina’ya bunun nedenini soran Özden’e Galina’nın yanıtı kısa ve net olur: “Nazım yüreğimde. Ondan kalanlar artık herkes görsün benden sonra korunsun diye Ulusal Müze’de. Yatarken de kalkarken de onu okşuyor, öpüyor ve sarılıyorum...”
.................