Nazan Moroğlu: Koruma kararları, 6 ay yerine 2 ay veriliyor
İKKB Koordinatörü ve İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı avukat Nazan Moroğlu, kadına yönelik şiddeti önlemek için yerli ve milli bir sözleşmeye gerek olmadığını belirtti.
Kübra Köklüİstanbul Kadın Kuruluşları Birliği (İKKB) Koordinatörü ve İstanbul Barosu Başkan Yardımcısı avukat Nazan Moroğlu, kadına yönelik şiddeti önlemek için yerli ve milli bir sözleşmeye gerek olmadığını belirterek, “Şiddeti önlemek açısından yasalar, tam anlamıyla uygulanmıyor. Sorun, uygulama kısmında. Bu nedenle yeni bir düzenleme yapma arayışına hiç gerek yoktur. Mevcut yasanın eksiksiz uygulanmasıyla şiddet önlenebilir, mağdurlar korunabilir” dedi.
‘YASA KALMALI’
Avukat Moroğlu, İstanbul Sözleşmesi’nin fesh edilmesinin ardından 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un da kaldırılmaması gerektiğinin altını çizdi. Moroğlu, “6284 sayılı kanunun amacı; kadına yönelik şiddeti önlenmek, şiddet mağdurunu korumak ve faili cezalandırmaktır. Kanunda yer alan kurallar, kadınları, çocukları, aile bireylerinden şiddete uğrayanları, şiddete uğrama tehlikesi bulunanları ve tek taraflı ısrarlı takip mağdurları, korumak için yeterlidir. Ancak şiddeti önlemek açısından yasalar tam anlamıyla uygulanmıyor. Bu nedenle yeni bir düzenleme yapma arayışına hiç gerek yoktur. Mevcut yasanın eksiksiz uygulanmasıyla şiddet önlenebilir, mağdurlar korunabilir. Bu nedenle, 6284 sayılı kanunun, feshedilmesini kimse aklından bile geçirmemelidir. Ülkemizde kadınların büyük çoğunluğu aile içinde şiddet yaşamaktadır. 6284 sayılı kanunun, amacına uygun eksiksiz uygulanmasına ihtiyaç vardır. Özellikle şiddetin önlenmesi için kararlı bir devlet politikasına ihtiyaç duyulan bu dönemde İstanbul Sözleşmesi’nin, her ne saikle olursa olsun Cumhurbaşkanı kararı ile feshedilmesi hukuk açısından da toplumsal açıdan da doğru olmamıştır.”
Şiddeti önlemeye yönelik tedbirlerin alınmadığına dikkat çeken Moroğlu, “Koruma kararları, 6 ay verilebileceği yazılı olması rağmen çoğunlukla bir-iki ay gibi kısa süreli verilmektedir. Ayrıca, olayın özelliğine uygun koruyucu ve önleyici tedbirler verilmesine özen gösterilmemektedir. Şiddetin önlenmesi için okul öncesinden başlayarak eğitimin her aşamasında insan hakları, toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda verilmekte olan temel bilgiler, müfredattan kaldırılmıştır. Kadınlara yönelik şiddet, bir insan hakları ihlalidir. Unutmayalım ki kadınlara yönelik şiddet, kadın-erkek eşitliğinin sağlanamamasından kaynaklanıyor. Kadınların, eşit haklar ve şiddetin önlenmesi için verdiği mücadele aslında bir demokrasi mücadelesidir” dedi.