Nazal perforasyon nedir: Kokain, bağımlıların burunlarını nasıl parçalıyor?
En tehlikeli narkotik maddelerden biri olan kokain, uzun vadede insan vücudunu harap ediyor. Burna giden kan akışını engelleyen ve burundaki kıkırdak dokusuna zarar veren kokain, burun delinmesi ve burun çökmesi gibi geri dönüşü zor fizyolojik sorunlara sebep oluyor.
cumhuriyet.com.trKokain; koka bitkisinin yapraklarından elde edilen, dünya
genelinde narkotik madde olarak kullanılan çok güçlü ve tehlikeli
bir uyarıcı maddedir. Kokain, çoğu durumda burundan nefes yoluyla çekilir;
ancak kimi zaman çözülerek damara da enjekte edilebilir. Kokainin zihinsel
etkileri arasında gerçeklikle bağın kopması ve aşırı uyarılmışlık (ajitasyon)
vardır. Fiziksel semptomları arasındaysa kalp ritminin artması, terleme ve
gözbebeklerinin irileşmesi bulunur. Yüksek dozlarda tüketilmesi halinde aşırı
yüksek kan basıncına ve aşırı yüksek vücut sıcaklığına neden olabilir. Çoğu
durumda etkileri saniyeler veya dakikalar içinde başlar ve 90 dakikaya kadar
devam eder.
UZUN VADEDE
VÜCUDU HARAP EDİYOR
Kokain, uzun vadede vücudu harap etmeye başlar. Öncelikle,
sadece kısa bir süre içerisinde bile yüksek bir bağımlılık faktörüne sahiptir.
Kişinin birkaç kullanım sonrasında bile bir daha bırakamaması çok olasıdır.
Kullanım süresince inme, miyokardiyal enfarktüs, akciğer sorunları, kan
iltihapları ve ani kalp krizlerine neden olabilir. Fakat en sıra dışı
zararlarından biri, burundan çekenlerin iki burun deliğini birbirinden ayıran
ve septum adı verilen kemikli ve kıkırdaklı dokuda açtığı delikler ve sebep
olduğu iltihaplanmalardır (buna popüler olarak kokain burnu adı verilir).
BURNA GİDEN
KAN AKIŞINI ENGELLİYOR
Kokain, burna giden kan akışını engelleyerek, burundaki
dokuların ölmesine neden olabilir; kısa süreli aşırı kullanımı veya uzun dönem
kullanımı sonucunda burunda kalıcı yaralanmalar oluşabilir, hatta septum isimli
bu ayırıcı doku tamamen parçalanarak yok olabilir. Bunun popüler bir örneği,
2000 yılında aktrist Danniella Westbrook'un kokain kullanımına bağlı olarak
septumunun tamamen yok olmasıdır.
“Nazal perforasyon” denilen bu durum, sadece kokain
kullanımıyla değil, vücut dokusuyla uyumlu olmayan piercing kullanımıyla, burun
içine alınan etilfenidat, metamfetamin, ezilmiş ilaçlar ve hatta burun açıcı
spreyler gibi diğer sıvı ilaçlar, kronik epistaksi, aşırı burun karıştırma veya
burun ameliyatları sırasında oluşan beklenmedik durumlara bağlı olarak da
oluşabilir. Bu delinme, bireyler arasında farklı büyüklükte ve lokasyonda
olabilir; fakat çoğu zaman burnun derinliklerinde görülür.
BAĞIMLILAR,
BURUNLARININ DELİNDİĞİNİ ÇOK SONRA FARK EDİYOR
Kimi zaman hiçbir semptom görülmez (genel olarak, perforasyon
burun deliklerine ne kadar yakınsa, semptom görülme ihtimali o kadar yüksek
olur); dolayısıyla bağımlılar, burunlarının delindiğini çok sonradan fark
ederler. Kimi zamansa bu delik, nefes alma sırasında ıslık sesi gibi bir ses
çıkmasına neden olur. Ancak perforasyon tedavi edilmezse ve delik büyümeye
devam ederse, dikkate değer semptomlar görülmeye başlanır: Bunlar arasında; burunda
kalıcı tıkanıklık, burnun kurumasına bağlı olarak oluşan kabuklaşma ve burun
kanamaları, nefes alma sorunları, burunda basınç hissi ve durmaksızın rahatsız
hissetme gibi problemler bulunur.
BURUN
KANAMASI EN BELİRGİN GÖSTERGESİ
Burun kanaması, buradaki dokuların hasar gördüğünün en
belirgin göstergesidir. Bu hasarlı dokular üzerine daha da fazla kokain alarak
bunları daha da aşındırmak, onların iyileşme ihtimalini azaltmakta, enfeksiyon
riskini arttırmaktadır. Bu açık yaralar dolayısıyla kokain kullanıcıları
Hepatit C gibi kan yoluyla bulaşan hastalıklara çok daha yatkındır; kokain
çekmek için kullanılan kağıt para veya kamış gibi araçlar, bireyler arasında
paylaşılıyorsa, bu risk daha da yüksektir.
BURUN
TAMAMEN ÇÖKEBİLİYOR
Özellikle de 1990'larda ve 2000'lerde ünlü isimler arasında
görülen "kokain nedeniyle burun düşme" olayları, kokainin
tehlikelerine dikkat çekmek için popüler anlatılar olarak toplumda yayıldı. Aşırı
kokain tüketimi, burnun kendi üzerine çökerek adeta "düşmüş gibi
gözükmesine" neden olabilmektedir.
BURUN
ÇÖKMESİNİN NEDENİ NE?
Aşırı kokain kullanımında görülen burun çökmesi olayının
nedenlerinden birisi, burnun iç dokusunda meydana gelen iltihaplar dolayısıyla,
iç dokunun gerginleşmesi ve burnun geri kalanını kendi üzerine doğru (ve içe
doğru) çekmesidir. Bu durumda burnun tamamı çökerek tamamen görünmez hale
gelebilmektedir. Uyuşturucu maddeler ve alkolle mücadele konusunda uzman olan
Nick Hickmott, şöyle diyor:
“Burundaki
kıkırdak dokusunun zarar görmesi genellikle yıllar yılı, yüksek sıklıkta kokain
tüketen kişilerde görülüyor. Ancak kısa süre içerisinde çok ağır tüketimi de,
birkaç ay içerisinde bu tür bir probleme sebep olabilir. Kokainin yavaş yavaş
burna zarar verdiği konusunda herhangi bir şüphe bulunmuyor. Ne kadar çok
kullanırsanız, risk ve zarar da o kadar artıyor.”
BURUN
DELİNMESİ DE YAŞANABİLİYOR
Burun çökmesi olayı daha ileri düzey kullanımlarda yaşansa
da, septal perforasyon (burun delinmesi) genel olarak çok hızlı bir şekilde
gelişebilir ve kimi zaman kokain ile ilişkili sorunlara ait diğer semptomlar
belirmeden oluşabilir.
DELİNEN
BURNU DÜZELTMEK MÜMKÜN MÜ?
Bu tür sorunları düzeltmenin tek yolu, kokain kullanımının
bırakılması ve sonrasında gelen, genellikle yıllar boyu sürecek olan burun
ameliyatlarıdır. Birçok durumda burun ameliyatı, birey en az 9-12 ay boyunca
kokainden uzak durduğu gösterilebilirse yapılmaktadır. Septoplasti ameliyatı
ile burun delikleri arasında bulunan septum düzeltilir ve columella adı verilen
deri tabakası yeniden inşa edilir.
Septoplasti sırasında burun deliğinin içine doğru bir kesik
açılır ve kemik ve/veya kıkırdak doku kesilir ve bu doku yer değiştirilerek
doğru pozisyona gelmesi sağlanır. Columella dokusunu yeniden inşa etmek içinse
hastanın yanağından veya alnından deri alınması gerekebilir. Sonrasında dudak
altından ve burun ucundan açılan kesiklerle yeni columella derisi uygun bir
şekilde yerleştirilir.
Sonuç olarak kokain, birçok diğer nedenle de kullanılmaması gereken, tehlikeli bir narkotik maddedir; kısa süreli kullanımı bile geri dönüşü olmayacak fizyolojik zararlara neden olabilir.
Kaynak: Evrim Ağacı